Pazar, Temmuz 10, 2011

CENNET'TEN ŞEYTÂNÎ RÜBÂİLER...

Onlarca yıl Türk Milliyetçileri ve Ülkücü Camia'nın iltifatlarıyla şımaran biri, şımartılmışlığın verdiği rahatlıkla ta yakınımıza kadar sokulup nasırımıza bastı yine! Nasırımıza bizden olanların basması çok normal ama bizden zannettiğimiz mürâilerin basmaları, aklımızı-vicdânımızı da incitiyor!
Şu an sayısız Ülkücünün; "Canım dediklerim canımı aldı/ Beni bugünümden, dünden ettiler." diye feryât ettiğini duyar gibiyim!
Yavuz Bülent Bakiler nâmlı; -9. Türkçe Olimpiyatları'nda yaptığı konuşmayı dinlemeseydim- "Ağabeyim" diyeceğimiz kişi, ben de dahil sayısız Türk yüreği, milyonlarca Mütedeyyin Müslüman Türk'ü "soysuz"lukla itham ederek şirretleşti! Sürç-i lisan desem, yapmaz! Kalabalıkta heyecandan şaşırdı desem, olmaz çünkü yılların hatibi!
9. Türkçe -niyeyse- Olimpiyatları'nın kapanış gecesinde Yavuz Bülent Bakiler; "Fetullah Gülen Hocaefendi'nin sevap defteri ebediyyen açık kalacaktır." fetvâsını verdiler! Kanaatleridir! Öyle inanıyordur ve söylüyordur, olabilir diyelim!
Şahsen hiç bir cemaat mensûbunu incitecek tek kelime söz söylemem. Her iki dünyasını kurtarmak hevesi ile ve cahilâne tercîhlerle bir yerlere intisâb edenlere, alenen tenkîdim olmaz! Ancak lisân-ı münâsiple bilgimin gücü kadar doğruyu anlatmaya çalışırım ama "Dinci Holding Patronları"na, dincilik maskesiyle "Allah ile aldatanlar"a şiddetle karşı çıkarım!
Yavuz Bülent Bakiler de bir "Dinci Holding"de işe girmiş olabilir! Kendimi zorlayarak -bu gibi hallerde empatiyi beceremediğim için- zor da olsa anlamaya çalışırım!
Bakiler, güya Azerbaycan'dan birinin; "Bu okulların aleyhinde konuşan kimselerin annelerini-babalarını tanımak isterim! Bunlar nasıl soysuz insanlardır ki bu okulların aleyhinde konuşuyorlar!" sözlerini aktarmış ve devam etmiş; ".... bu mükemmelliğine içerden ve dışardan bir takım insanların menfi bir tavır takınmaları, anlatılmaz bir utanç konusudur. Burada bunu da tel'în ettiğimi ifâde etmek istiyorum." diyerek ya Azerbaycanlı dîni bilgiden yoksun birinin sözlerini, ya da hayâli biri üzerinden kendi düşüncesini söylemiş! Şair ve yazarlar genellikle sözlerini, düşüncelerini söylenmiş gibi ifâde ederler!
Vefâsızdan hiç bir şey olmaz! Yaklaşık 45 yıldır gıyâbında "ağabey" sanılan birine, "Yakıştıramadım" deyip geçemem! Şimdi de ben; 45 yıldır bizden bildiğimiz, ağabey zannettiğimiz birinin; "Anne-babasını tanımak isterim. Bu nasıl bir soysuzdur?" ki 50 yıllık dostlarına, milyonlarca mütedeyyin Müslüman Türk'e "soysuz" diyebiliyor! Bu nasıl bir kiralık kafadır ki bir "Dinci Holding Patronu"nu, tarih yazdırmış Hükümdarlarımızla mukayese ediyor! Bu nasıl bir "Dolma kalem"dir ki bir "Dinci Holding Patronu"nun 130 ülkede bayrağımızı dalgalandırdığını, bunu Devletimizin beceremediğini söyleyebiliyor?
Biliyoruz ki dünyanın neresindeki, hangi ülkede Büyük Elçiliğimiz varsa orada Bayrağımız dalgalanır ve Bayrağımızın dalgalandığı yer, kaç metre kare olursa olsun Vatandandır! Bu "Dinci Holding Patronu"nun, Bayrağımızı dalgalandırdığı hangi okul arsasının Türk Vatanı'ndan sayılmasına izin verirler?
Ve bu "Dinci Holding Patronu"nun hangi okulunda eğitim Türkçedir? Bütün okullarda eğitim dili İngilizce değil midir? Türkçe şarkılar, türküler ezberlettirilen yabancı çocukların, Fransızca, İngilizce, İtalyanca ezberleyip söyleyen çocuklarımızdan farkları nedir? Her sene 23 Nisan'da dünya çocuklarıyla, değişik ülkelerin oyunlarını sergileyen çocuklarımızdan farkları nedir bu çocukların?
Bu "Dinci Holding Patronu"nun hangi okulundan mezun bir Türk çocuğu, yeni bir keşif yapmış ve Türkiye adına patent almıştır?
Sanal-ağda izleyip incinmeme vesîle olan bu "Dolma Kalem"ce davranışa, Bu Haçlı Müslümanca Haçlı Şövalyeliğine ancak; "Şeytân, Cennet'ten rübâiler okuyor!" diyebilirim! Her bilen, doğru söylemez çünkü! Şeytân, meleklerin en bilgesi ve kıyâmete kadar da Allah'tan izinli olanıdır çünkü!
Duyan herkesi inciteceğine emin olduğum; "Soysuz" hitâbını, yedi sülâlesini hedefleyerek misliyle iâde ederken, incittiği bütün yüreklerden özür dilerse özürümün peşin olduğunu da söyleyerek ve "Dinci Holding Patronu"nun memleketi Erzurum'un bunlar için söylediği:
"Can sizin, Cehennem Allah'ın!" çarıklı erkân-ı harb fetvâlarıyla...
"SU GİDER, KUMU KALIR!..."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

1 yorum:

mahmutemin dedi ki...

Üstadım, ayırım 12 eylül referandumunda olmadı mı?gerçek ayrışma, bölünme,parçalanma orada oldu.Adı geçen zat-ı muhterem de "evet"cephesinde idi.Ne mısralar döktürdü o günlerde.."Keşke" sevmediğimiz bir kelimedir.Keşke adı geçen "Şair"olarak kalabilseydi.
saygılarıyla