Pazartesi, Temmuz 18, 2011

UNUTMAYACAK, UNUTTURMAYACAĞIM...

Gündem oluşturma yetenek ve yetkimizi elimizden aldıkları için ne dostlara verdiğimiz sözü tutabiliyor, ne de söz verebiliyoruz! Söz verip tutamazsak irtifa kaybediyoruz, yeri ve zamanı geldiğinde gereğini yaparız sözünü verebilmek için kendimize zaman ayıramıyoruz!
Öylesine çaldılar zamânımızı, ânımızı, dünümüzü ve korkarım geleceğimizi! Hafızamızla da alay ediyorlar ve alay edilmesine zemin hazırlıyorlar!
"13 x 13 = Ne çok!" hesâbıyla şehâdete koşan son şehitlerimizi bir daha rahmet, minnet, hürmet ve onurla yâd ederek izninizle 30 Mayıs 2011 gününü hatırlamanızı rica edeceğim!
Ne mi oldu o gün?
O günle bugün arasında o kadar çok ve okadar büyük işler oldu ki hatırlamakta elbette zorlanırız! Hatırlatayım çünkü; "Unutursam, Unutturursam..." diye iddiada bulunmuştum. Unutmayacağım, unutturmayacağım!
30 Mayıs Sabahı, İstanbul ve İzmir'de eşzamanlı bir operasyonla, bir örgüt çökertilmişti! MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Diyarbakır Mitingini sabote etmek üzere kurulduğu iddia edilen provakatör bir örgüt!
Niye alındıklarını, neyle suçlanacaklarını, kimlerle karşılaşacaklarını bilmeyen 17 kişi! Bu 17 kişinin 17'si de Ülkücü! Bu 17 kişinin 17'si de Okyanus Ötesi'nin "MHP'siz Meclis" planının farkında ve bu planı bozmak için gayret üstü çaba harcayan gönüllüler!...
Ben de o örgütten sayılanlardan ve gözaltına alınanlardandım! Diğer 16 kişiden üçünü tanıyordum. İkisi dostlarımdı. Birisi ile yaklaşık iki senedir telefonla görüşüyorduk ama hiç yüz yüze gelmemiştik. Yusuf Ziya Arpacık ve Erdem Karakoç'u yıllardır tanırdım ama 7-8 yıldır görüşmemiştik, buluştuk! Murat Alperen'le ilk defa birbirimizi görmek nasip oldu! Hadi ben İzmir'de ikâmet ettiğim için diğer 16 kişiyi tanımıyor olayım da istanbul'da ikamet eden 16 kişi de ilk defa birbiriyle bu kadar yakınlaşıyordu! Hele biri vardı ki sadece Yusuf Ziya Arpacık'la bir resim çektirebilme hevesi ile örgütten sayılmıştı! Üzülse mi, sevinse mi bilemiyordu! Biri nikâh hazırlığındaydı damatlıklarıyla, birinin çocuğu olmak üzereydi!...
Polis sorgusunda neyle itham edileceğimizi öğrendiğimizde herkesi elektrik çarpmıştı! Ömürlerini Ülkücü ve MHP'li yaşayan insanlar; MHP Mitinginde Bahçeli'ye yönelik provokatif bir eylem yaparak MHP oylarını artmasını düşünmüşmüşüz! Midemiz bulandı! İftirânın böylesinden iğrendik!
İstanbul Emniyetindeki dört günde; yemek-çay-sigara molalarında polislerden Devlet Bahçeli'nin; "Onlar arkadaşlarımdır. Kıllarına zarar gelirse gökkubbeyi başınıza yıkarım!" dediğini duyduğumuzda arkadaşların hali, görülmeğe değerdi! Gençler özellikle Murat Alperen; "Genel Başkan beni arkadaşlığı ile onurlandırdı artık on sene de yatsam of demem!" diye bir gururlanıyorlardı ki anlatılamaz!
Sonra; niye yapıldığını kimsenin anlayamadığı bu uygulama savsadı! İlk sorguda dört kişi Savcılıktan bırakıldık. Sonra bir kısım arkadaşın tevkife itirazda bırakıldığını basından izledik, Erdem Karakoç-Murat Alperen ve iki arkadaşımız ise 50 gündür tutuklular!
Devlet Bahçeli'nin; "Arkadaşlarımızdır." diye sahiplendiği 17 kişiden dördü, 50 gündür "Tutukluluğa mahkûm"lar!... Unutayım mı, unutturayım mı?...
Henüz telefonlarım iade edilmediği için kimseye ulaşamıyor haber de alamıyorum! İstanbul'dan, sanal-ağ'dan Erdem Karakoç, Murat Alperen ve arkadaşların, cezaevinde unutulduklarından sitemler, şikâyetler var!
Duyduğum kadarıyla Özel Yetkili Mahkemelerde, tutukluluğa itiraz hakkı sonsuzmuş. Bu arkadaşların hukûken işlerini, gönüllü takip eden Ülkücü Avukatların varlığını, iftihârla görmüştüm ama MHP Genel Başkanı veya O'nun adına MHP Genel Merkezi'nden ilgilenen var mı diye çok merak eden var.
"Hoca! Gene kişiselleştirdin!" denileceğinden endişelenmesem, hâlâ bana "Geçmiş olsun!" diyenin ve "Neler oldu?" diye merak edenin çıkmadığını demek istiyorum ama endişeliyim!...
Erdem Karakoç, Murat Alperen ve diğer arkadaşların tamamına, geç kalmış ta olsam "Geçmiş olsun." diyorum vesselâm...
UNUTAN UNUTULURSA UNUTAN MI, UNUTULAN MI KABAHATLİDİR?
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: