Pazar, Temmuz 31, 2011

RAMAZAN SANAL MEVZÎLENMELERİ!

Her idealin, fikrin, dâvâ'nın hayat suyu, o ideale-dâvâya inanan idealistler-ülkücüleridir; idealistin-ülkücünün nefesi-soluğu-havası ise dâvâsıdır. Hayat suyu olmazsa susuzluk kurutur, öldürür; nefessizlik-havasızlık ta boğar, öldürür! Şükür suyumuz da var, soluğumuz da...
Bir Ramazan sohbeti olsun diye farkında olmadan sıkça kullandığımız; "Tuz, biber olmak nedir?" diye düşünelim mi biraz? Malzemesi, eti, sebzesi, yanı-yöresi, baharatıyla tamam olan ve misler gibi kokan bir sofra düşünelim! Ve orucuz, iftâr ezânını bekliyoruz. Eskiden ramazan topunu beklerdik, şimdi PKK bombası zannedilir diye patlatmazlar herhalde! Ezânı duyup besmeleyle yemeği tattığımızda tuzunun hiç olmadığını ve sofradaki herkesin suratını bir hayal edelim mi? Tuzsuz yemeğin lezzeti, tadı olur mu? Güzelim yemeğin her şeyi var, tuzu yok! Kaç para ki tuz? Bir liraya bir paket tuz alınır ve 4-5 nüfuslu bir aileyi 15 gün idare eder ama olmayınca binbir emekle hazırlanmış, sunulmuş yemeğin tadı da olmaz! Sağlık nedeniyle "üç beyaz"ın yasaklandığı kişiler varsa yerler ama onlara da ne zaman; "Nasılsın?" diye sorsak, cevap; "Ağzımın tadı yok!" değil midir? Her şeyi tamam, dört başı mamur sofranın tadını, tuzu kim yetiştirirse o tamamlar!
Dostlar; arada bir pişmiş aşımıza, aradan birilerinin-bazılarının tuz, biber olmalarına izin vermemiz lâzım! Yoksa hayatın tadı-tuzu olmaz!
Normal hayatta kontrol ve düzeni nerdeyse mümkün olmayan insanoğlunu, sanal ortamda kontrol, kesinlikle imkânsız gibi bir şey! Bir kişinin özeline, ısrarla yazılan ve hiç bir kıymeti olmayan hakâretler, tehdîtler, genele hem de hiç gereği yokken aksettirilirse iftar aşımıza fazla tuz-biber katmış gibi oluruz.
Son zamanlarda, Parti Genel Başkanları'nın da teşvîkleriyle sanal ortamda, hakareti-küfrü mahâret sayan sanal fedailer türedi! Gûya bir yeri veya bir şahsı savunurken öyle aptalca ve ahlâksızca saldırıyorlar ki gülmekten başka çâre yok!
Deli gibi, karşınızda kimse yokken, hatta telefonla bile irtibatlı değilken; bilgisayar karşısında kendi kendinize küfrettiğinizi bir hayâl eder misiniz lütfen? O halde gören ev halkı, size "deli" demezse ne der?
Ramazan Mübârek'te sanki sanal ortamda daha fazla kalacağım. Zannederim aşırı sıcaklar yüzünden, dışarı çıkamayan epey insan da aynı yolu deneyecek! Bunu düşünerek, bir de Parti Genel Başkanları'nın, sokağa çıkmayı engellemek için özel teşvikleri ile sanal ortama haddinden fazla dalan obez gençlerin, bir de oruçlarsa yapacakları küfürleri, düşünmek bile istemiyorum!
Oysa biliriz ki yüz yüze tokalaşılmadan, kucaklaşılmadan dosluk oluşmaz! Birebir vuruşmadan, can acıtıp, can acımadan kavga da, düşmanlık ta olmaz! İşim gereği istemeden de olsa mecbûren girdiğim sanal ortamda; on beş yıldır, abartısız her gün en az, bir kere mutlaka öldürülüyorum! Hem de ne işkencelerle! Hiç canım acımadı biliyor musunuz?
Sadece telefonla bir dalaşımızda, masaya vurduğum yumrukla, kendi canımı çok acıtmış sonra da ağrıttığım elime, günlerce gülmüştüm! Gûya karşımdakine yumruk atmış, karşımdaki kişi telefonun öbür ucunda ve bilmem hangi şehirde olunca, vurduğum masayı değil canımı, tarifsiz acıtmıştım! O günden beri, internetin sanal dünyasında aralıksız bir saatten fazla kalmam!
Sanal ağım 24 saat kapanmamasına rağmen, sanal dünyada geçirdiğim zamanım, aralıklarla en fazla üç saattir. Girer biraz bakınır, gelen okur iletilerimi cevaplar ve çıkarım. Bilgisayar başında ya okuyor, ya da yazıyorumdur.
Teknolojik özürlü biri olarak size ısrarla bir teklifim olsun. Başka türlü bu sinir bozucu, moral kemirici sanal dâvâ adamlarıyla başetmek inanın mümkün değil! Gerçek hayatta hiç yer edinememiş, aşağılık kompleksli bazılarının, kendilerini önemli hissetmelerini sağlayan bu tek kişilik dünyaları, fazla ciddiye almayın. Hatta onları yok sayanlara bile itirazım olmaz!
Mesela; bizim, 55.000 üyesi olan büyük bir sanalağ grubumuz var. "
MEVZUBAHİS VATAN İSE GERİSİ TEFERRUATTIR !" adlı grubumuzdan bizzat tanıştığımız, telefonlaştığımız, özel yazıştıklarımızın sayısını söylesem nasıl bir aldatmacayla muhatap olduğumuzu fark eder, gülümseriz! İnanın ben, her sanal öldürülüşümde, kahkahalar atıyorum.
Hepinize, yaslı Şehit Aileleri'ne, ülkeme, Türk Dünyasına; hayırlı, bereketli, huzûrlu Ramazanlar diliyorum vesselam...
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: