Cuma, Temmuz 01, 2011

"HARNÂME"YE GECİKMİŞ CEVAP!...

"Ne günlere kaldık ey Gâzi Hünkâr,
Katır mühürdâr oldu, eşek defterdâr!" (Ziyâ Paşa)

"Kimse ta'yib edemez biz kafa-göz yarsak ta
Döğüşe, kavgaya var milletin elbet hakkı,
Yatalı beş senedir sâde mısır ekmeğine
Kalmadı halkımızın hind horozundan farkı!" (Neyzen Tevfik)

"Bu kadar cehâlet ancak tahsîl ile mimkündür!" (Sakallı Celâl)

"Arkasından alınsa palanı, sanki it artığıydı kalanı" (Şeyhî-Harnâme'den)

Zerdûz palanlı eşşekler'in her dönem olduklarını ve her dönem yüksek volümlü anırtılarıyla dikkat çekmeyi başardıklarını, tarihten biliyoruz!...
Günümüzün "zerdûz palanlı", defalarca dediği olmazsa Taksim'de anıracağını söyleyen bir "dolma kalem"i, bu defa da vuvuzelaları bastıran sesiyle; "Geçen seçimin hemen ertesi günü mızmızlanmaya başlamışlardı, bu sefer iki hafta sustular, kendilerine gelmeleri zaman aldı, düştükleri eşeğin semeri daha yüksekti." diye bağırmış!
Attan değil, eşekten düşen iflâh olmaz biliriz! Attan düşene birşey olmadığını zâten bütün dünyaya göstererek ispat ettiydik! Bunu unuttuğu veya unutturmak istediği ma'lûm, zerdûz palanlı dolma kalem; semercisine oy vermeyenleri kendine benzetmek gibi insâni bir davranışı, taklît etmeyi başarmış!
Adını söylemeye tenezzül etmesem de kim olduğunu herkesin bildiğini bildiğim zerdûz palanlı dolma kalem'e sesleneceğim! "İşin mi yok Hoca?" itirazlarınızı duyar gibiyim ama dedim ya vuvuzelaları bile bastıran bu bed sesi duydum Vallahi!
Zerdûz palanlı-Dolma Kalem, muhalefeti sırtından attığını söyleyip ve bu yüzden, "iki hafta sustular" tesbîtini yapmış!
Bak hele, zerduz palanlı-dolma kalem! Ne yükseklikte zerdûz palan urulursa urulsun, evin at binmeye hevesli haşarı çocuğunun köy içine alış-verişe ve su getirmeye giderken bindiği eşşeği misâli, sana binecek muhalifler olacaktır! Sen, fıtratın gereği ikide bir iddialaşarak öne sürdüğün sıfatınla buna gönüllüsün de Bozkurt sıfatlılara, Arslan sıfatlılara kinâye ile hayvan diyenler var biliyorsun değil mi? Sırtından attığını söylediğin muhalif halkın içindensin biliyorsun değil mi? Hatta baban da, babanın babası da bu halktandı biliyorsun değil mi sesi vuvuzelayı bastıran zerdûz palanlı dolma kalem?
Yeniçağ'dan okumadan güne başlamadığım Selcan TAŞÇI, senin vuvuzelayı bastıran bağırtından alıntı yapmasaydı, seninle uğraşarak bir günümü ziyân etmeyecektim! Şimdi mecbûren Selcan TAŞÇI vâsıtasıyla duyduğum bu bed sesi, duymayanlara da duyurmak için mahalleye çıkacağım!
Yalnız hakkını teslîm edeyim; aynaya bakarak, külliyen yanlış ta değilsin! Geçen seçimde hemen itirazlar vardı doğrudur! Bu sefer iki hafta sustular, doğrudur! Çünkü muhalefetin iki partisinde, uçkurlarına teslîm olmuşlar yüzünden ve attan düştüğü için eşeğe binmeye asla cesareti olmayan, demokrasi tramvayı vatmanı yüzünden, tramvay vagonlarına doldurulmuş ellerinde "yardım paketleri"yle sefer ettirilen kalabalık yüzünden, iki hafta sustular!
Keşke hep sussalardı ve senin gibi, vuvuzelayı bastıran beyin patlatan bed seslerle bizi muhatap etmeselerdi!
Mahallemizdeki neslinin sonuncusu bir semercinin sana, daha yüksek bir zerdûz palan hazırladığını da haber vererek, helâlleşmeden halleşelim vesselâm!...
"Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma
Zerdûz palan ursan eşşek yine eşşektir."
(Ziya Paşa)
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: