Pazartesi, Şubat 06, 2012

AKIL, AYAĞA KALK! KIYÂM ET!

"Bazı kişilerin büyük görünmesi nedendir bilir misiniz? Biz, diz çökmüşüzdür de ondan!" diye bir söz var...
Diz çöküp hürriyetten, baş eğip hür düşünceden, amigolukta yarışarak vicdândan, yalakalığı soytarı seviyesine çıkararak hür akıldan, uydurma hadislerle iftirâ ederek Peygambercilikten, Kur'an'ı tenkîde cür'et edenlerin sözleriyle Müslümanlıktan, Allah ile aldatarak takvâdan, "Geceyarısı Yasaları"yla delik deşik edip kevgirleştirerek Anayasa'ya bağlılıktan bahsederiz!
"Kral öldü, yaşasın kral!" şaklabanlığıyla seçmenlikten, "O bakanı, kapının önüne koyarım!" diyerek İleri Demokrasi'den, "Lider uçuruma atlarsa peşinden atlamak töredir!" koyunluğuyla demokratlıktan; yakınındayken; "Yoluna can fedâ!", biraz uzaklatırılınca; "Vefâsız! Vefâ îmandandır! Îmansız!" diye muhalif geçiniriz!
Dünyada görülmemiş bir şekilde, üçüncü kere iktidarken oylarını artırıp seçim kazanan parti hakkında; "Şimdi çatlar ve dağılırsa kaos olur!" baş eğmesinin adını "Devlet adamlığı" koyarak muhalefetten bahsederiz!
Dînin siyâsete malzeme edilmesine itiraz eder, çok sert eleştiririz! Sonra kameralar eşliğinde mescit mescit gezer, namaz kılarken pozlar veririz!
Kitlelere karşı en etkili hitâbetin, halk diliyle yapıldığını duyar ve bunu yöresel ağızla konuşmak zanneder, bir yörenin haricinde diğer yörelerin güldüğü komik durumlara düşeriz!
Mezhepleşmeye rızası olmayan Kur'an buyruğundan hareketle cemaatlere, tarikatlere itiraz eder; "Derviş, dervişin arkasına sırayla geçermiş!" tekerlemesiyle tekkelerde pusu atarız!
Kafese tıkılmış arslan misali 21. yy. Maltası Silivri'den kükreyen Kahraman Millet Evlâtlarını duymamak için kulaklarımızı kapatır, diğer arslanları ihbâr ederiz!
Siyâsi Partiler Yasası'ndan, Seçim Yasası'ndan, Dokunulmazlıklardan şikâyet eder, değiştirmek vaadinde bulunur, seçimden sonra; "Millet Vekillerini kimseye yem etmem!" İleri Demokratlığına terfi ederiz! Meclis İç Tüzüğü'nü değiştirir "Kürsü Dokunulmazlığı"na da dokunuruz!
Birileri Devletçilik, birileri Milletçilik, birileri Ümmetçilik, birileri halkçılık adına; birleştirilmiş milleti halklara, etnik parçalara ayırmaya çalışırlar; bütün ".. gibi yapanlar", Demokratik Sultanların zûlümlerine baş eğer, diz çöker ve; "Ne büyükler!" diye hayret ederiz!
Vallahi, Billâhi, Tallâhi yeter!
Tanrı aşkına, Çalap aşkına, Hüdâ aşkına, Allah aşkına ayağa kalkalım artık!
Dînin korunması için kıyâm gerek! Devlet'in korunabilmesi için milletliği korumak, millet olabilmek için uğruna can vermek, Vatansever olmak için, bedel ödemek gerek!
Başkaları bizim için ölmezler!
Haçlı'nın müslümana yapacağı en demokratik ikrâm; Afganistan'daki, Balkanlar'daki, Filistin'deki, Irak'taki, Libya'daki demokratlığın aynısı, hatta daha fazlası!
Bilmiyor muyuz? Görmüyor muyuz? Kör müyüz?
Ayağa kalkmazsak, önünde diz çöktüklerimizin büyüklüğüne hayrete devâm ederiz!
Bu başeğmenin, diz çökmenin adı; îman değil! Demokratlık değil! Halkçılık değil! Vatanseverlik değil! Milliyetçilik değil! Ülkücülük hiç değil!
Tarihten; "Birilerinin gelip kurtarmasını beklemek, köle zihniyetidir!" gerçeğini, öğrenemedik mi? Zâlime teslim olup telef edildikten sonra; ne bu dünyâmızı, ne de ahiretimizi kurtarma şansımız kalmaz! Ölüden diriye hayır gelmez! İki ölüden de bir diri çıkmaz ve;
TÜRK TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ vesselâm!...
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: