Cuma, Şubat 17, 2012

DEPREM ÇADIRINDA PANİK!...

** "Menfaat değil ideal birlikteliğiyle oluşan kardeşliğe kimse halel getiremez."
** "Başbakan Erdoğan'ı gönülden seven cemaat mensupları ile Hocaefendi'ye sevgi besleyen AK Partililer arasında bir çatışma ve çekişme olamaz, bunlar birbirinden ayrılamaz, çünkü bunlar aynı insanlardır."
** "Yargı ve güvenlik bürokrasisi içinde kimseye güvenmeden gizli kapaklı iş çeviren bir grup, ülkeyi yönlendirmeye ve siyaset mühendisliğine kalkışıyorsa, bunun daha önceki durumdan ne farkı olur?"
Bir yazıdan alıntılanan üç cümle...
Bunları ben yazsam veya düşüncemize yakın AKP muhalifi biri yazsa; komplo teorisyenidir, müfterîdir, münâfıktır, "ispatlamazsa şerefsiz"dir!
Ama bu ifâde ve düşüncelerin sahibi "ideal birlikteliğiyle oluşan kardeşliğin" taraflarından, Başbakan'ın "beyninin 3/4'ü" tarifli, yandaş gazetelerin birinde müstar isimle yazan Yalçın Akdoğan olunca, dikkate almak gerek! Çünkü komplo değil, iftirâ değil, ispata gerek te yok! Bu ifâdelere göre:
Saflar belli!
Safların "ideal birlikteliğiyle" kurdukları ittifak ta iftira veya komplo değil, belli!
Safların biri; "Alıştıra, hazmettire", "Demokrasi amaç değil araçtır", "Demokrasi gereken durakta inilecek tramvaydır." ileri demokrat tariflerinin sahibi AKP; diğeri, "Kılcal damarlara sirâyet edinceye kadar gerekirse milyonlar harcayın, bir lira kazanmayın, hakim satın alın, savcı satın alın!" fetvâsı, en belirgin özelliği olan, cemaatliği reddeden Gülen A.Ş.'nin îmanlı kadrosu...
İkinci Cumhuriyetçiler, Yeni Osmanlıcılar, Atatürk ve Arkadaşları'ndan intikama soyunanlar, etnik bölücülüğün AKP saflarındaki ilm-i siyâsetçileri, "Her türlü milliyetçiliğe karşı" ve "dindâr nesil" idealli RTE'cilerden oluşan AKP adlı Deprem Çadırı ile Vatikan'la sıkı işbirliğinde olan "Ilımlı İslâm"cılar, "Dinlerarası Diyalogcular", "Medeniyetlerarası İttifak"çılar koalisyonunda, saklanması mümkün olmayan otorite paylaşımı çekişmesi var!
* "İktidar zorbaların, vatandaşın hayatına kastederek siyaseti tanzime çalışanların elinden alındı. Şimdi bu işi başaranlar kılıçları çekmiş, birbirlerinin tam karşısında duruyorlar." yorumunu da biz veya düşüncemize yakın biri yapsa yine anında provokatör, müfterî, minâfık yaftası yapıştırılır ama "eskiden ülkücü" olan, yeni fikriyâtı henüz bilinmeyen Mümtaz'er Türköne gibi dönen-değişen-gelişen bir renksiz söyleyince de dikkat etmek gerek!
Deprem Çadırı'nda panik var!
"Atla katır tepişir, arada eşek ezilir!" avâm tespitiyle bakıldığında, üstü açık kalanların rüyalarını karabasana çeviren "Ergenekoncular" kâbusuyla -yine Yasin Doğan'ın tespitiyle- "Kapalı devre çalışan bir ekibin Başsavcının, valinin ve hükümetin bilgisi dışında işler yaptığı algısı ..."na kurban edilerek vazgeçilen Savcı ve Emniyetçileri dikkatle izlemek gerek!
Dönmeye-değişmeye-gelişmeye çok müsait bir Deprem Çadırının mecbûri sakinleri arasında paniği, bu kurban edilerek kıyıma uğrayanlar yaratacaktır!
45 yıllık Ülkücülerin, 45 yıllık "68 Kuşağı"nın arasından bile değişen-gelişen-dönen, "Yetmez ama evet"çi karakterler, hatta bakanlar çıkaran çark-ı devrân, 10 yıllık Deprem Çadırı AKP'den nasıl bukelamunlar çıkaracaktır göreceğiz!
Dedik ya; MİT'i ağız edip içirdiler, beyin konumundaki Başbakan esridi, Devlet yalpalıyor! Devlet düşerse milletin yaralanacağını bildiğimiz için, binlerce yıllık millî teâmüllerimizle Devlet'in düşmesine izin vermeyeceğiz!
Deli İbrâhim gibi bir padişaha sekiz yıl tahammül eden millî sabrımızla önümüzdeki ilk seçimlere kadar BOP Eş Başkanı Başbakan'a da tahammül edeceğiz!
"Bu sıralar çatlar, dağılırsa kaos olur!" endişesini taşıyan muhalefetle de beklemekten başka şansımız zaten yok vesselâm...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: