Pazartesi, Şubat 20, 2012

MİLLÎ HAMÂSET!...

Çığ gibi, bendini yıkmış sel gibi çılgınca akıyoruz! Akarken de önümüze gelen ne varsa yıkıp sürüklüyoruz kendimizle! Çığ da olsak, sel de olsak kontrolsüzüz, yıkıyor-yıkılıyoruz!
Çığsak, ineceğimiz yerde BOP iş makinaları bekliyor! Çılgınca inerken toparladıklarımızla berâber, eriyip topraklaşacağımız yerlere tepeleneceğiz! Ömrümüz, karın güneşe dayanığı kadar!
Bendini yıkmış selsek, zâten topladığımız çevresel atıklarla denize kadar koşacağız! Ömrümüz, akışımız kadar! Neyse ki toprak ta, deniz de pislik tutmaz, kendini arıtır biliyoruz!
Yıllardır, sesimizi duyurmak için yırtınıp durduk! Ya duyulmadık, ya duyulup kaale alınmadık! Bu moralimizi bozdu ama tarihten öğrendiğimiz, Türk Milletinin teâmülleriyle bu zorluğu da aşacağına inancımız ve millî hamâsetimizle can sıkıntımızı sakladık!
Israrla seslendiğimiz yer; ilk gözağrımız, Millî kara sevdâmızdı! Uğruna canlar verdiğimiz, ikbâller-istikbâller bağışladığımız, Türk Milletinin geleceği olduğuna inandığımız Ülkücü Hareket'in, siyâseten tek çatısı, her milimetre karesinde, her ilk kuşak ülkücünün emeği olan teşkilatımızdı, partimizdi, MHP idi sevdâmız!
Sesimizi duyurmaya çalıştığımız makam; MHP'nin mevcût Genel Merkez Yönetimiydi! Kapıdan alınmamıştık! Pencereden, bacadan girememiştik! Gördüğümüz aksaklıkları iletmek için, randevu isteyip aylarca beklemiştik! Dikkat çekememiştik! Yok sayılıyorduk!
Şahsen; bu "yok sayma" tavrına tepki olarak, mevcût Genel Başkanı ve Yönetimini "yok sayma" kararı almıştım! Son ayların en popüler siyâsi kredisi; "Şu ara çatlar, dağılırsa kaos olur!" sözü, bu kararımı haklılaştırmıştı!
Referandum ve seçimlerden sonra her yerde; "Yüreği olanlar gelin hep berâber BOP Eş Başkanlığı'na karşı, AKP'ye karşı, Erdoğan'a karşı mücâdele edelim! MHP Genel Başkanı'na muhalefet, kime ne kazandırır?" diye sorup durmuştum!
Ama "Şu sıra dağılması kaos olur!" siyâsi kredisi, akılları karıştırdı, MHP'nin koruduğu AKP'ye milletin de acıyası tuttu ki bütün anketlerde oyları artışta!
"Herkes kesesinden yesin içsin, saltanatım var benim!/ Aslı yok yaylasında bin beş yüz koyunum var benim! Hey kekliğim hey!" diye şıkıdım çalarak AKP'ye kredi yenileyen milletin ne kabahati var? "Çifte standartınız batsın!" demezler mi adama?
MHP'nin müthîş "Kaos olur!" kredisinden sonra Gruptaki bağırıp çağırmalar üzerine; "Madem sizi bu kadar öfkelendiriyor, dağılması niye kaos olsun? Dağılsın diye kaos duâsına çıksanıza!" diye seslenmiştim!
Başbakan'ın AKP İstanbul İl Gençlik Kongresi'ndeki; "Hiç kimse kriz duasına çıkmasın!" tesellî böbürlenmesinden, duyulduğumuzu düşünerek rahatladım! Madem duyuluyoruz, Başbakan'ın; "Bu ülkede geçmişte yapılan hatalar milletimize de, ülkemize de çok ağır bedeller ödetti." cümlesindeki, "geçmiş ve milletimiz" kelimelerine vurguyla sormak isterim: Geçmiş; Cumhuriyet öncesi mi, yoksa AKP öncesi midir? Milletimiz'in adı nedir?
Geçmiş ve millet kavramlarında yani Osmanlı'nın son dönemi hatalarında ve "milletimiz"in Türk Milleti olduğunda birleşiyorsak; "... geleceğini geçmişinden aldığı güç, gurûr ve ilhamla şekillendiren bir gençlik; modern, dindâr bir gençlik; dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin dâvâcısı bir gençlik" hayâline, şevkle keyifle ortak olurum!
Bu da mütedeyyin Müslüman Türk Milliyetçisi benden Erdoğan'a, -BOP Eş Başkanlığı'nı unutabilirsem- şahsî kredim olur! İtirâz edene de; "Bak! Kaos olur!" deyip korkutarak itirâz ederim!
"TÜRK'E BAŞ OLAMAZ TÜRK'ÜM DEMEYEN!"
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: