Cumartesi, Şubat 18, 2012

KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ!

1980'li yıllardı. İçimizden, bizden biri; milletin bütçesinden okuttuğu, Orgeneralliğe hatta Genelkurmay Başkanlığı'na çıkardıktan sonra, ABD'den "Bizim çocuklar" sıfatını almış biri; bizi, Türk Milletini dövüyor, eziyordu! O yıllarda yüreklere işleyen bir türkü söyleniyordu:
"Âzaplı; o zâlim, zûlme nûr diyor!
Deryâlar üstünde saray kur diyor!
Bir özge ses bana; "Durma vur!" diyor!
Yazık ki dövdüğüm, öz başım imiş!" Âzaplı Mikâil, Azerbaycan'dan bizi anlatıyordu sanki! Seçilmemiş biri; milletin Ordusu'nun gücünü, öz çocukları Mehmetçik'i milleti ezmek için kullanıyordu! "Bir oradan, bir buradan!" psikopatlığıyla denge olsun diye soldan vatansever, sağdan milliyetperver Türk Gençlerini asıyordu!
Zaman geçti!
İki koca on yıl sonra, 2002' de; sağcısı-solcusu, irticacısı-laiki, tarikatçisi-cemaatçisi elele verip "İnadına Tayyip!" diyerek; Erbakan'a maaşlı İl Başkanlığı yapan, ayakkabısı delik büyüyen, namazlı-niyâzlı, okuduğu bir şiir yüzünden ezilmiş bir mazlûmu, Reis etti!
On yıldır, bu mazlûmun Başbakanlığını yaşıyoruz! On yıldır, seçilmiş bir Halk Çocuğu Reis var!
Zorba General, bizden olmasına rağmen ABD'ye "Bizim çocuklar" sıfatı alacak kadar yakın olmuştu!
Eyvahlar olsun! Fark ettik ki; ABD'nin "Bizim çocuklar"ına tepki diye seçimle Reis edilen, bizden olan "İnadına Tayyip!" sloganının muhatabı; "BOP Eş Başkanı olarak bize de verilmiş görevler var!" diye övünmeye, Türk Milletini dövmeye başlamış!
Otuz sene öncesini hatırladım! Azaplı Mikâil'in beni çok etkileyen kıssasını hatırladım! Aklımda kaldığı kadarıyla;
"Anlatılır ki; bir milletin evlâtlarından biri, reis olmuş. Bulunduğu mevkinin sağladığı gücü kullanarak; başka milletlerin-devletlerin veya şahsî menfaatleri için kendi milletini ezmeğe başlamış, kendi milletinin başına dövmeğe başlamış! Kimi zaman kendi halkını başka halkların ayağının altına atmış; kimi zaman örf, adet ve anânesini unutarak o halkın evlâdı olmasına rağmen; kendisini reisliğe çıkaran kendi milletini ezmiş, sövmüş, kötülemiş! Hem de kurnazca, riyâkârca; "Kim vurdu?" usûlü ile! Milletini öyle kurnazca dövüyor, öyle sinsice vuruyormuş ki millet; başkalarının dövdüğünü, başkalarının vurduğunu zannediyormuş! Halbu ki milletin kendi seçtiği, kendi evlâdı, kendi eli ile kendi başını dövüyormuş!"
Sanki kırk yıl önceden ve Azerbaycan'dan bir Türk evlâdı, bizim bugünümüzü anlatmış!
Otuz yıldır on binlerce millet evlâdını katleden câni PKK'lılarla Devlet adına görüşmeler yapılıyormuş! 400 yıl tebaamız olmuş Irak'a Haçlı, bombalar yağdırarak demokrasi getirirken, bir milyondan fazla müslümanı katlederken, yüz binlerce müslüman Iraklı kadına-kıza tecâvüz ederken, onlara duâlar ediyorlarmış! Yüzlerce yıl Haçlı Seferleri'ni tek başına göğüslemiş Türk Milleti adına, Haçlı ile birlikte Libya'ya demokrasi bombaları yağdırılıyormuş!
ABD'nin "Bizim çocuklar" ını, "BOP Eş Başkanı" ûnvan ve göreviyle ABD adına cezalandırırken Devlet'in sâhib-i aslîsi Türk Milleti'ni, Haçlı Müslümanlarla da elele vererek Haçlı'ya fedâ ediyormuş!
Onlarca yıldır; ölen de bizmişiz, öldüren de! Onlarca yıldır; PKK'nın mühimmatı da, bizim mühimmatımız da aynı markalı!
Atalar boşuna; "Hırs gelir göz kızarır, hırs geçer yüz kızarır!" dememiş ! İnşallah utanır yüzleri vardır diye temennî ederek, sandıkta hesap soracağımız günü bekliyoruz! Bakalım bu sefer hangi öz evladımızı, öz başımıza dövsün diye Reis edeceğiz?
Dünden ders almayanlar, bugünden yarınlarını ziyân ederlermiş ve kendi düşen ağlamazmış vesselâm!
"TÜRK'E BAŞ OLAMAZ TÜRK'ÜM DEMEYEN."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: