Pazartesi, Şubat 06, 2012

"MÜSLÜMAN HAÇLI" SEFERİ!

Hırsızdan hır, arsızdan ar, dînsizden dîn, namussuzdan namus sorulabilir ama öğrenilmez!
İnsan; yaratılış itibariyle mükemmel olmakla birlikte, dileyen-isteyen, düşünen-konuşan, okuyan-yazan, anlayan-anlatan, soran-sorgulayan ve sanat yeteneği olan bir varlıktır.
Bu özellikleriyle de hakkı bâtıldan, helâli harâmdan, güzeli çirkinden, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, hayrı şerden, tatlıyı acıdan ayırabilen akıllı bir varlıktır.
İnsan; doğruyu yalancıdan, emîni sahtekârdan, merdi nâmertten, cesuru korkaktan, sâdıkı hâinden, akıllıyı kurnazdan, samîmiyi riyâkardan, ehl-i takvâyı münâfıktan, dostu düşmandan, müslümanı kâfirden, ahlâklıyı ahlâksızdan, namusluyu namussuzdan ayırt edebiliyorsa akıllıdır! Bu ayrımı, duyurmakla da mükelleftir! Bu uyarı; mü'mînin mü'mîne, mertin merte, yiğidin yiğide, insanın insana karşı "yüksek ahlâk" gereği görevidir!
Yüzlerce yıldır Emevî zûlmünü, dîn diye dayatanların, din dışı fetvâlar verenlerin tamamı, o büyük hesap gününü, dîn günü'nü beklemektedirler!
Günümüz Emevîleri de aynı yöntemlerle Allah ile aldatarak, Kur'an'a iftirâ ederek, uydurma hâdislerle Peygamber'e iftirâ ederek İslâm'ı hedefe aldılar! Mütedeyyîn, mütevekkîl Müslüman Türk Milleti'ni; yaşarken cezaevleriyle, hücrelerle, işinden etmekle, mevki makamından indirmekle, ikbâl ve istikbâlini karartmakla tehdît ederek; dîncilikten geçinen îman bezirgânı şeyh müsveddeleri eliyle de cehennemle korkutarak milletlikten, milliyetçilikten uzaklaştırıp halklara ayrıştırmak, parçalamak, Haçlı'ya kolay lokma etmek istiyorlar!
Kahramanlara, hâinlere iâde-i itibâr ederek saldırıyorlar! Cumhuriyete; laikliği, demokrasiyi, insan haklarını, inanç hürriyetini kullanarak saldırıyorlar!
Vasiyetinde; "Tüm müslümanlar Hz. Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslâmiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira insanlar ancak bu şekilde kurtulabilir ve kalkınabilirler.*" yazacak kadar Müslümanlığı belli Atatürk'e, olmadık iftirâ ve intikam hırsıyla saldırıyorlar!
16 Nisan 1924'te II. Millet Meclisi 40. toplantısında Diyânet İşleri bütçesi görüşülmüş! 88 yıl önce Cumhuriyet Halk Fırkası mensûbu Milletvekilleri'nin o görüşmede, tekke ve zâviyeleri savunurken yaptıkları konuşmaları bilmeyen Milletvekili ünvanlı Genel Başkan yağcılarına, bilmem ki ne demeli?
Benim gibi ömrünün 45 yılını; sol ile, CHP kadroları ile mücâdeleyle geçirmiş bir Türk Milliyetçisine, Cumhuriyet Halk Fırkası'nı savunma işini bırakanlara, bilmem ki ne demeli? İsmet Paşa'lı CHP'nin Genel Sekreteri Kasım Gülek'in, bir seçim gezisinde abdest alırken resmini çeken gazeteciye; "Bu resim, dîni siyâsete malzeme etmek diye algılanır!" endişesiyle ve ricalarla o resmin yayınlatılmasına izin vermediğini atlayan Y-CHP'lilere bilmem ki ne demeli?
AKP'lilerin yanlış örneklerle CHP diye aslında Cumhuriyete, Laikliğe saldırırken Kasım Gülek ve sayısız mütedeyyin Cumhuriyet Halk Fırkalı büyüklerini unutanlara bilmem ki ne demeli?
Her Cuma günü bulunduğu şehirde, trafiği felç ederek yöre sakinlerine günü cehennemleştiren Başbakan ve Bakanların, gösterişli namazlarına itiraz etmeyen müslümanlara ne demeli?
Vakit namazına koşarak gitmeyi, gösteriş olur diye yasaklayan İslâmiyet adıyla Müslümanlara zûlmederek "Dindâr bir gençlik yetiştirmek" iddiasındalar! Açtıkları kiliselerde dindâr hıristiyanlar yetiştirileceğini söylüyorlarsa tamam! Yaptıkları ortada, inkâr mümkün değil!
Ama; "Lânet olsun o namaz kılanlara ki/ Namazlarından-duâlarından gaflet içindedir onlar!/ Riyâya sapandır onlar-Gösteriş yaparlar!"(Mâûn, 4- 5- 6) tarifinde Allah'ın, kimlerden bahsettiğini, kimlere lânet ederek işâret ettiğini göremeyen, bilmeyen, itirâz etmeyen, dokunulmaz vekilliğin hakkını veremeyenlere de söylenecek çok söz var ama yutkunuyorum vesselâm!...
TÜRK TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ!
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
* Nedim Senbai, Atatürk, A.Ü. Dil Tarih Coğrafya Yay., 1979, "Atatürk'ün Vasiyeti", sf. 102

Hiç yorum yok: