Cuma, Ekim 12, 2012

BOZKURTLARLA KONGREYE ADIM ADIM...

- Gel! Gel! Sol yap geeel!
- Hoooop! Kirdun! Şişeyi kirduuun hooop!
- Ula! Ne şişesu?
- Cebine şişe var idi, adami ezdun! Şişeyi kirduuun, hooop!
Çok bilinen ve gülünen bir fıkra!
Yanlış yönlendirmenin, iş bilmez liyâkatsiz yardımcıların, nelere sebep olacağını anlatan müthîş bir millî uyarı...
On beş yıldır Türk Milliyetçilerine, Ülkücülere siyâseten yaşatılan da bu!
Mütedeyyin taassûbu, renkli mermerin ayrıştırılamaz renkleri gerçeği, suyu oluşturan oksijen ve hidrojenin varlığını bilip âb-ı hayâta kısaca su demenin sert olduğu düşüncesiyle liyâkatsiz muâvinlerin kaptana; "Farklılıkların farkındalıkla ülke yönetimi" veya; "Toplumsal dayanışmanın siyâsal iz düşümü" şeklinde zorlama tariflerle; "Çiçek bahçesi" gibi sıfat bile olamayacak bir tanımla millet tarif ettirilmesi ile günümüz manzarası oluştu!
BOP Eş Başkanı ve Medeniyetler Arası İttifak Eş Başkanı olduğunu kendi söyleyen bir kişinin Başbakanlığına, çifte pasaportlu oldukları söylenen kişilerin bakanlıklarına, Muhteşem Türk Atatürk ve Devlet Kurucusu mesâi arkadaşlarıyla, İstiklâl Harbi Kahramanlarıyla, Cumhuriyetle hesaplaşmayı iş edinen kindâr-dincilerin bakanlıklarına; dağda terörist âdilerle öpüşüp koklaşacak kadar pervâsızlaşan bölücülerin vekil diye dokunulamaz edilişlerine; ömürlerini teröristlerle çatışmalarda geçirmiş, sayısız üstün hizmet madalyalı kahraman millet evlâtları, görevlerinden dolayı "Nemrut Mustafa Divanı"nı andıran mahkemelerde hapsedilirken; Millî sıfatlı bir kurumun başına; "Şeytanla bile" görüşecek kişilerin atanmasına; "Dağda öldürülen teröriste ağlamıyorsanız insan değilsiniz!" diyenlerin Emniyet Müdürü edilmesine; Avrupa'da yüz yılın sahtekârlığı diye yargılanıp cezalandırılan bir şebeke mensûplarına; "Temiz kardeşimiz" diye sahiplenilmesine; Hazîne'nin yani beyt-ül mal'ın bir trilyonunu iç etmekten sabıkalı NFK deyimiyle "Şerbakan"ın suç ortağının Köşk'e çıkartılmasına, mecbûren seyirci edildik!...
Bir Genelkurmay Başkanı ağzından; "Kötünün iyisine mecbûruz!" denilerek kötüye mecbûriyetin siyâsetleştirilmesine baş sebep; Alparslan Türkeş gibi bir millî dehânın halefine liyâkatsizlerin yönlendirmesiyle yaptırılan yanlışlar oldu! Ülkücüler, bu yanlışlara ve bu yanlışların yaptığı tahrîbata ancak on beş yıl tahammül edebildi!
Şimdi eteği eğri duran gömleği -değişmek değil- düzeltmek için yanlış iliklenmiş bütün düğmeleri çözüp baştan iliklemek üzere harekete geçtiler! 
Yapılması yasal mecbûriyet olan kongre komutunu da Mevcût Genel Başkan verdiler! Hatta adaylık düşünenlerden sıkıntısı olanlara; "Kırk delege benden" va'diyle yürek verdiler, sağ olsunlar!
Sonra ne oldu, ne düşünüldü ise; "Fikirde öze dönüş! Yönetimde değişim!" teziyle; "Dört defa denedik olmadı! Beşinciyi de mi deneyelim? Ülkem ve partim söz konusu olduğunda babamı bile tanımam! Allah'a inanıyor, ülküdaşlarıma güveniyorum!" tavrıyla meydanlara inen Ülkücülere, olmadık iftirâ ve "dar alanda kısa paslaşmalar"la engel olunmaya çalışılıyor!
"Şerefsiz, hırsız, vatan hâini" dediği kişiye Meclis'te her sıkıştığında destek vermeyi, "millîlik, milliyetçilik" diye dayatan Sayın Mevcût Genel Başkan ve "yol arkadaşları"; meşrû kongre sürecinde adaylara anlaşılmaz bir hırsla saldırmaya başladılar!
Türkçeden başka dil, Ülkücülükten başka tavır bilmeyen Bozkurt fıtratlı Ülkücü Adaylar ve onlara destek veren Ülkücüler, bu yanlış üslûba mukâbil üslûbu bulamıyorlar! Yapılan tanışma toplantılarında otuz, kırk kişilik Delege Bozkurtlar, açıkça boy gösterirken, karanlık kulislerde, herkese mavi boncuk dağıtmayı mahâret zanneden bazı kurnazlar da çaresizlik içinde sanal-ağ'dan galîz küfürlerle Ülkücüleri tahrîke soyundular! Ülkücüler, bu oyuna düşmez, aksine bu oyunu bozarlar!
Nasreddin Hoca'nın çölde üzerine siğdiği ve; "Görüp göreceğin su, budur!" diye uyardığı kaktüs endîşesiyle hareket ediyorlar ama şeref üzerine sözler veriliyor ki Ülkücü Hareket, intikâm için değil yaraları sarmaya geliyor vesselâm...
YOL BİLMEYEN YABANCI KILAVUZ, KERVÂNA YOLUNU KAYBETTİRİR...
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: