Salı, Ekim 30, 2012

YOL YÖTEM BİLMEYEN KILAVUZLAR!

Hay'da, vay'da, toy'da bir olamayanlardan, yoldaş mı olurmuş?
Yol uzun ve engebeli diye kafileden ayrılandan, safını terk edip kaçandan ülküdaş mı olurmuş?
Ülküdaşlıkla taraftarlığın farkında olamayan, bakar körlerden, papağan kapasitesiyle ezberci slogan amigolardan fikirdaş mı olurmuş? 
Yol, yöntem, töre bilmezden kılavuz mu olurmuş?
Ömrümüzü hiç yüksünmeden ve düşünmeden Türk Milliyetçiliği Dâvâsı'na hîbe ettik! Başbuğ Alparslan Türkeş'in şahsında MHP'ye; MHP adına 9 Işık'a, Yüz Milyonluk Milliyetçi Türkiye'ye, Büyük ve Müebbet Ülke Tûran'a, Büyük Türk Birliği'ne, daha doğrusu bu millî hayâllere ömrümüzü hediye ettik! Helâl! Helâl! Helâl olsun!...
Alparslan Türkeş'li MHP ve Türk Milliyetçiliği uğruna çektiklerimden, kaybettiklerimden dolayı zerrece pişmanlığım varsa Kıyamet günü muhatap olacağım ilk suâl olsun!
Ama seçildiği günden bugüne kadar, MHP'nin Mevcut Genel Başkanı'nın hânesine başarı olarak yazılmış bütün emeklerim harâm olsun! Dünyada da, ahrette de helâl etmem!
Allah(c.c.); Türk Milliyetçileri ve Ülkücüleri 15 yıldır durağanlaştırmış; önce 129, sonra 56 Milletvekilini Meclis'te "Etkisiz Eleman"laştırmış bu Millî Kaos'dan kurtarsın inşallah!
"Bu Milli Kaos'tan kurtulursak kim gelsin?" sorularını, duyar gibiyim ve; "Vallahi bilmiyorum!" Oysa, bir kaç gün evvel, 40-45 yıllık ülküdaşlıktan dostluğa, dostluktan Ülküdaşlığa terfî ettiğimiz, ettirdiğimiz Dostlarımızdan sevdiğimizi saklamadığımız bir Ülküdaşımıza destek rica etmiştim!
O seslenişimi sorgulayan bazı Ülkücüleri de; "Ben, rica hakkım olduğuna inandığım ve ricâlarını emir telâkki ettiğim 45 yıllık Dostlarıma seslendim! Siz benim kaç yıllık ülküdaşlarımsınız?" diye nâzikçe cevaplamıştım!
Aynı hâlet-i rûhiyye ve düşüncelerle bir daha seslenerek; 4 Kasım'da Genel Başkanlık adaylığına müracaatları beklenenlerin hepsini şikâyet edeceğim!
Kurban Bayramı'nın 2. günü; Samsun'da ikâmet eden kız kardeşimin kocası, eniştemiz Ahmet Doğan KÖMÜRLÜ'yü kaybettik! "İnna lillâhi ve innâ ileyhi râciûn." teslîmiyetiyle kabullendik.
Haberini alır almaz; Elazığ'dan, Erzurum'dan, Kars'tan, Rize'den, Ordu'dan, İstanbul'dan, Ankara'dan, Çorum'dan ve Türkiye'nin değişik yerlerinden koşarak Cenâze Namazı'na yetişen dost, akraba ve Ülküdaşlarımdan; telefonla arayan, telgrafla taziyelerini bildiren, özel iletilerle ulaşan bütün dostlarımdan da Allah râzı olsun.
Cenâze haberini alır almaz, ben İzmir'den gidinceye kadar ânında Cenâzemize, Kızkardeşim ve Yeğenlerime sahiplenen Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in her biri birbirinden samîmi ve muhterem kadrosuna tek tek teşekkür ederken, Haydar Baş Hoca'ya da, böyle sâdık ve ihlâslı Türk Milliyetçisi insanları irşâtlarından dolayı şükrânlarımı, saygılarımı sunuyorum.
Gönüllerini, yüreklerini ortaya koyarak MHP Samsun İl Başkanı Şaban Kılıç ve Samsun-İlk Adım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş'ı, acımızdan haberdar eden Ülküdaşlarımdan da Allah râzı olsun! Ama haberdar edildikten sonra telefonla arayıp, ertesi gün Mevcût Genel Başkan'a muhalifliğimizi öğrenince bizimle görünmekten korkan İl Başkanı'nı önce onları arayan, sonra da 40-45 yıllık Ülküdaşlarıma şikâyet ediyorum!
Ve hemen bu arada; hiç tanımadığı halde Samsun Milletvekili olması hasebiyle tesâdüfen gördüğü Cenâze namazına katılan, bana ve bütün aileyi tek tek dolaşarak taziyelerini bildiren ve bir ihtiyaçlarının olup olmadığını soran Gençlik ve Spor Bakanı Suat KILIÇ'ı bütün kalbimle ve kıskandığımı da saklamadan tebrîk ediyorum!
Dostlar vasıtasıyla kara haber sanal-ağ'da duyurulur duyurulmaz Eski Milletvekili Dostlarımız ve Sosyal Medya'daki bütün Ülküdaşlarımız ânında ulaşırken; her birinin sosyal medyada sayfaları ve grupları olduğunu bildiğim Genel Başkan Adayları'nın acımızdan haberlerinin olmaması mümkün mü?
Telefon pahalıdır, masraflı olur biliyorum ama bir özel ileti ile de taziye bildirerek gönlümüzü ihyâ edemezler miydi?
Tabiii! Biz kendimizi Türk Milleti ve milli meselelere fedâ etmiş birer aptalız değil mi! Bu adayların tamâmı da milli kahramanlar ya! Onlar bize zaman ayırmaya tenezzül etmeseler de olur değil mi?
Eee! Onlar bizi atlarının terkine almazken ben onları niye itimin terkine alacakmışım ki? Alnımda Türkçe; "Aptal" yazıyor ve sadece bunlar mı görüyorlar?
Bunlardan başka ülkücü, bunlardan başka mücadelesi olan, bunlardan başka dünyanın merkezi konumunda kimse yok mu?
Hay'da, vay'da, toy'da bizimle olmayacaklar, ama ben onlar kazansın diye çalışmaya mecbûr olacağım! Çünkü Ülkücüyüm öyle değil mi?
Tamâmen şahsî ve şahsî olduğunu bizzat bilmeme rağmen; gönlümü inciten, kalbimi kıran adaylar ve taraftarlarına, bütün kogre ilgililerine eşit mesâfedeyim! Bal alanla da, pekmez satanla da artık asla ilgili değilim!
Gönlünün küsen yerini otuz yıldır iptâl etmiş biri olmama rağmen beni kırmayı başaran bu zevâttan MHP'ye Genel Başkan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin istikbâline sahiplenebilecek evsafta biri çıkar mı, çıkmaz mı? Karar Genel Kurul Delegeleri ve ilgililerinindir vesselâm!...
YOL BİLMEYENDEN KILAVUZ MU OLURMUŞ?
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: