Cuma, Ekim 12, 2012

MUKAYESEDE ÜLKÜCÜ FERÂSET...

Günlerdir taraftar kalemlerin, MHP Genel Başkanlığına adaylığını açıklayan Ülkücüleri güya tenkît ederken, edep dışı söylemleriyle muhatâbız!...
Oysa biz, Ülkücülerin ve gerçek MHP'lilerin müktesebâtı ve edebiyle övünürdük! Bu tavrımız sevenleri rahatlatır, sevmeyenleri çatlatırdı! Ne oldu bize? "Benim Genel Başkan Adayım, seninkini döver!" meczûp mantığı veya en kibar söylemle haşarı çocuk mantığıyla netice alınabilir mi?

Güya tenkît ederken, ne mâzîye saygı var, ne de Ülküdaşlık hukûkuna! Genel Başkan Adaylarının milletvekilliği veya bakanlıkları döneminde yapmadıkları kalmamışmış! Güler misin, ağlar mısın? 
Hani çok bilinen bir fıkra var ya! Delikanlı arkadaşına, "Artık seninle küsüm çünkü annem, anneni genelevde görmüş!" dediğinde; "Annen orada ne arıyormuş?" cevâbi soru var ya! 
İmdiii! Bu adaylar milletvekili ve bakanken sizin vazgeçilmeziniz kişi, ne iş yapardı? Bu kişileri millet vekili listesine O yazmadı mı? Bu ülküdaşlarımıza bakanlık görevini O vermedi mi? Hadi milletvekili olduktan sonra O'nu yanıltmış olsunlar ve O da bir sonraki seçimde, bu arkadaşları listeye koymamış olsun ve barajda kalmak gibi müthîş bir seçim başarısı kazanmış olsun! Sonraki seçimde şimdi iftirâlar edilen ve AKP döneminde Yüce Divan'da 11-0 gibi tarihi bir ittifakla aklanan, kendiyle birlikte Ülkücü Hareketi de aklayan Koray Aydın'ı Trabzon'dan liste başı aday eden O değil mi? Demezler mi?
Türk Milleti ve Devleti önünde; anayasa değişikliği, sonra peşpeşe seçimler varken, bölücülük artık Emniyet Müdürleri ağzından telaffuz ediliyorken, Meclis'in "etkisiz elemanı" edilmiş MHP'de, ülkücüler mes'eleye el koymasınlar mı?
Siz; "Hiç kimse ettiklerini aynen yaşamadan can vermez!" Hâdisini hiç duymadınız mı? " Siz, hiç; "Türkeş'siz MHP" kumpasını duymadınız mı? Yılda bir kere 4 Nisan'da ve 2-3 yılda bir kongrelerde hatırlanılan Başbuğ Türkeş'i Genel Başkanlıktan indirmek için, Mevcût Genel Başkan'ın önderliğinde, Şefkat ÇETİN'in yönetiminde çıkarılan Türkeş muhalifi Milliyetçi Çizgi Dergisi'ni, Gazetesi'ni, hiç duymadınız mı?
MHP'de "Türkeşsiz MHP" operasyonlarını, keşke rahmetli Dündar Taşer Ağamız'dan, rahmetli Muzaffer ÖZDAĞ Ağabeyimiz'den, rahmetli Galip ERDEM Ağabeyimiz'den dinlemiş olsaydınız! Aynı dönemi yaşamış ve hamdolsun hayatta olan Aksakallarımızdan dinlemeyi keşke bir deneseniz! Duyduklarınızla hayretten hayrete düşüp utanacağınızdan o kadar eminim ki!
Yağmurlar yağsın, yarıklar kapansın tamam da biraz da edep Yâ Hû! Biz, başladığı günden beri Hareketin içinde olan ve olmaya devamda kararlı Ülkücüler neler-neler yaşadık!... "Kol kırılır yen içinde" mantığıyla işleri zamana bırakarak hatâ mı ettik? Başbuğun cezaevinden yazdığı Tarihî Belge Mektûp'tan da mı haberiniz yok? 

MHP'de Kongre Süreci, Genel Başkan'ın buyruğuyla başlatılmış ve kendini lâyık gören Ülküdaşlarımız da bu göreve aday olmuşlardır. Bu bir teşkilât içi bayrak yarışıdır! Bu bir hizmet yarışıdır! Adayları, müktesebâtları ve ülkücü karakterleriyle mukayese etmek, ülkücü aklın gereği değil midir?
Ayıptır, günâhtır, yazıktır yapmayın, yapmayalım!...
Ülkücüler arasına zorla nifâk ekmeyin! Başbuğumuz'un ve Ülkü Şehîtlerimizin kemiklerini sızlatmayın! Hiç utanmadan; "Ne Türkeş çizgisi? Türkeş öldü! Artık Devlet Bahçeli çizgisi var." diyenleri, bilmediğinizi söylemezsiniz değil mi?...
Sayın Mevcût Genel Başkan'ın; Başbuğ'lu son seçimde, Adana 3. sıradan yerini beğenmeyip bir başka aday Ülküdaşımızı arayarak; "Çalışmayalım! Barajda boğup ayakta uyuyan Türkeş'in aklını başına getirelim!" dediğini ve bu olayın tanıklarının hayatta olduğunu, yüzleşmeye hazır olduklarını da hatırlatırız!...
Bu Ülkücü yarışını, kirletmeyin! Kimin daha liyâkatli Ülkücü olduğu, kimin daha faydalı olabileceği karârını Ülkücü İrâde Delegelere bırakın artık! Israrla bel altı saldırılarla yarış isterseniz, Vallahi Mevcût Genel Başkan'a haksızlık olur!...
Bütün ilgililerden Allah rızâsı için, mes'eleye; ülkü taâssûbu, ülkücü edebi ve teşkilâtçı ferâsetiyle bakmalarını, yalvararak istiyoruz!
Bize benzeyen, bizim dilimizi konuşan, bizim gibi sağ yumruğunu kaldırdığında, gökü çadırlaştıran, güneşi bayraklaştıran Ülküdaşlarımızı görün! Yüz kızartıcı kendi ayıpları yüzünden, her seçim sonrası Ülkücülere baraj korkusu yaşatan, ülkücü emekleriyle baraj aştıklarında rahatlayan, eşeklerini gölgeye çeken, tuzu kuru ve Meclis'in "etkisiz elemânları"ndan, size de gınâ gelmedi mi Allah aşkına?
Başarısızlığı teâmül edinmiş bu Genel Başkan ve yardımcılarından hâlâ vazgeçemeyenleri Vallahi anlayamıyoruz! Taraftarlıkla Ülküdaşlık arasındaki farkı, fark eden Ülkücü İrâde'nin mukâyesede ferâsetlerine güveniyoruz vesselâm...
KURDUN KILAVUZU, BOZKURT OLMALI...
Selam, sevgi, duâ...

Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: