Perşembe, Ekim 04, 2012

LEYLEK ÖMRÜ LAK-LAKLA...

Yanlışa yanlışla mukâbele, iki yanlış eder!  "Boynun niye eğri? Nerem doğru?" tekerlemesi ile  uğraşıyoruz günlerdir! "Misâfir, ev sahibinin kuzusu"dur tamam da; ev sahibi nerde, misâfir hani? 
"Bana arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim." diyen Millî Karakter Ölçümümüzü unuttuk mu? "Hacı hacıyı Mekke'de, derviş dervişi tekkede; bilmem ne, bilmem neyi dakkada bulur." gerçeğini bilmiyor muyuz! Biliyorsak biliyoruz da ne yapıyoruz?
Leylek gibi "Lak-lak"la ömür törpülüyor; yanlış adama, yanlış zamanda, yanlış soru sorup doğru cevap bekliyoruz! 
BOP Eş Başkanlığı gibi, Haçlı İşbirliğini tescîlleyen ünvânla övünürken Medeniyetler Arası İttifâk Eş Başkanı olduğunu da öğrendiğimiz kindâr dindârdan; kendilerinin "postal yalayıcı" dedikleri Mehmetçik katili  şerefsizi; ABD'nin bir buçuk milyon sivil katlederek, yüz binlerce kadına kıza tecâvüz ederek nesil ıslâhı yapıp demokrasi getirdiği Irak'a atadığı kişiliksiz kişilerin îdama mahkûm ettiği firâriyi, neden kongresine dâvet ettiğini soruyoruz!
Yanlış adama yanlış zamanda yanlış sorular ve elbette cevâbı da yok!
Cevapsız sorular ilk mi? Aynı adamlara; Papa'nın ölümünde yas i'lân edip Bayrağı yarıya indirdiklerinde; "Papa'nın ölümünden bize ne?" diye sormamış mıydık? Meclis'te sorması gerekenler de sorumuzu sahipsiz bırakmamışlar mıydı?
ABD'nin -gizli müslüman(!)- Başkanını, Gâzi Meclis'te konuştururlarken; "Ne oluyor?" diye yırtınıp, Meclis'te Türk Milletini temsîlen bulunanların, alkışlamalarını anlayamayıp; "Siz, ne yapıyorsunuz?" diye sormamış mıydık ve sorumuz muhatapsız kalmamış mıydı!
Berâber yürüyüp aynı yağmurda ıslandıkları, "Abdullah Gül Kardeş" i Köşk'e çıkaranlarla birlikte; "Bağımsızlık karakterimdir." diyen Devlet Kurucumuzun makamını temsîlen; "Bazı şeyleri biz düzeltmezsek, birilerine gelip düzeltme hakkı tanırız!" diyen teslimiyetçinin sözlerini, Gâzi Meclis'te alkışlamamışlar mıydı? "Ne yapıyorsunuz?" diye kendimizi parçalamamış mıydık? Sorumuz boşlukta asılmamış mıydı?
Haçlı; bölüp parçaladığı ve küçücük derebeyliklere dönüştürdüğü Balkanlar'da ve Avrupa'da Türk Medeniyeti tamgaları camileri, köprüleri, kervansarayları yıkıp yok ederken; bizim Medeniyetler Arası İttifak Eş Başkanı'mız; "Ya Allah! Bismillâh!" zikirleriyle onardığı kiliselerin açılış kurdelâlarını kesmiyor muydu?
Haçlı Avrupa'da, Hz. Peygamberimiz'e, Dînimize hakâretler edilirken; bizim Medeniyetler Arası İttifak Eş Başkanı aynı zamanda BOP Eş Başkanı Başbakanımız; Müslüman katliâmlarına karargâhlık etmiş Van-Akdamar Kilisesi'nin eksik kalan Altın Haç'ını törenle takmıyor muydu?
Haç'a sıçtığı için papaz tarafından sorgulanan sarhoş kargadan, bülbülce şakımasını istemenin mantığı var mı Allah aşkına?
"Babalar gibi satarım!" veya, "Bir çift kadın memesine satarım!" veya, "Türkiye sadece Türklere bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir." diyen kargalardan, veya; "Vatanım rûy-i zemîn, milletim nev-i beşer" diyen sarhoş kargalardan vatanseverlik, milliyetperverlik beklemenin, akılla bir alâkası olabilir mi?
Haa! Asıl beni çok üzen; yanlış zamanda, yanlış kişiye soruyormuş gibi yaparken bir zaman ziyânımız var ki akla zarâr! AKP Kongresi öncesi, MHP Kongresiyle yatıp kalkanlara; "Zamanı değil! Şimdi AKP kongresine bakalım!" dediğimde; "AKP'den bize ne?" diye itirâz edenler, şimdi bitirilmiş, kotarılmış AKP Kongresi üzerine lak-lak ediyorlar!
Oysa artık, AKP tahribâtını tamir için Türk Milliyetçiliğini, MHP'yi iktidâra taşıyacak bir Genel Başkan bulmanın zamanı değil mi? Kelin dermânı olsa önce başına sürmez mi?
YOL BİLMEZ GARÎP KILAVUZ, KERVANI KAYBETMEZ Mİ? Vesselâm!

Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: