Pazartesi, Ekim 08, 2012

MHP'NİN TESKERE DESTEĞİ ÜZERİNE!...

"Dışarda kurt varmış!" derler Hasso'ya! O, gayet sâkin! "Valla Hasso dışarı çıkmaz, kurt içeri girmez!" der!...
Bozkurtların giremediği Muhkem Balgat Kalesi'nden ülkücülerin eline iki ucu necîs bir denge değneği verip kimseye değmeden, dar yollarda kalabalık içinden yürü diyorlar! Mümkün mü Allah aşkına?
Son teskerede MHP Grubu'nun, AKP Hükümeti'ne verdiği destekle ülkücüler; aşağı sakal, yukarı bıyık açmazına mecbûr ediliyorlar! İtirâz etseler; Teşkilâtla, on beş yıldır lider edilemeyen Genel Başkan'la; itirâz etmeseler Millî Vicdânla, şânlı geçmişle, Ülkü Şehîtleri ve Son Başbuğ'un azîz hâtırasıyla, MHP'yi ocak bilen, dergâh sayan MHP tabanıyla ters düşecekler! Türk Milletinin refleksi Ülkücülere bu revâ mıdır? Yapana işkenceci denmezse ne denir Allah aşkına? 
Ülkücülerin söylemedikleri ama söylendikleri o kadar çok söz var ki! Bir bakışları, yılların kırgınlığını; susuşları, Türk Milleti'nin ikrâr olmayan öfkeli sükûtunu anlatıyor!...
Bilinen bir fıkra: Evli kadın, yasak ilişkiye girer. Bir gün Kocası bunları basar ve kavga başlar! Kadın, kendisi için dövüşen iki erkeği izlerken oynaşının kocasını alt edeceğini görünce taraftarlığı depreşir; "Herif! Çelme tak! Çelme tak!" diye taktiğe başlar! Kocası, bir ara; "Bre şeyini şey ettiğimin şeyi! Niye çelmesiz işimi çelmeli ettin ki, şimdi de çelme tak diye akıl verirsin?" diye homurdanır!
MHP Mevcût Genel Başkanı ve yöneticilerinin, ömürlerini MHP'ye hîbe etmiş milyonlarca Ülkücüye, bu ıstırâbı yaşatmaya hakkı var mıdır? Sorup sorgulayanlar, Genel Başkan'ın "Çuval ağzı" kalemlerce; Suriyeci, Esatçı, Baasçı, dahası Y-CHP ve BDP'lilerle aynı safta gösteriliyorlar! Böyle bir vicdân olabilir mi?
Aylarca; "AKP kongresi var, gelin önce AKP ile uğraşalım!" diye seslendik; "Bize ne AKP'den?" diyenler; önümüzde MHP Kongresi varken AKP'nin kotarılmış, bitmiş kongresini konuşalım diyorlar! BOP Eş Başkanlığı yetmez gibi bir de Medeniyetler Arası İttifak Eş Başkanlığı'nı açıklayan R.T.Erdoğan'ın karşısına, millî bir karakter çıkarılacak günde, baraj kapaklarının açılmasıyla yıkıp geçip gitmiş bir sûni sel yatağında pikniğe dâvet ediyorlar!
MHP Genel Başkanlığı'na adaylıklarını duyuran, geçmişleri geleceklerinin teminâtı Ülkücüler var. Bunlardan Muhkem Balgat Kalesi'ne girmesi yasaklananlardan Koray AYDIN'a; "Şu mahfîlin, şu odağın, falan cemaâtin, filân tarîkatin adayı" diye iftirâ ediyorlar!
Genel Başkanlığı'nın son on yılında, kendisine dalgakıranlık, gönüllü paratonerlik etmiş; Ülkü Ocakları'nın her kademesinde bi-hakkın görevler yapıp Ülkü Ocağı Genel Başkanlığı'ndan partiye geçip siyâsete atılmış ve "Ocağım, tek yuvam" dediği MHP Genel Merkezi'nde, adaylığını açıklayan Müsâvat DERVİŞOĞLU'na da; Balgat Resmî Gazetesi ve resmî ağızlardan tek kelîme söylenmeden, sanal ağ ve fısıltıyla; "Genel Başkan'ın izniyle çıktı! Genel Başkan lehine çekilecek!" gibi ahlâkla asla bağdaşmayacak türden iftirâ kampanyaları sürdürüyorlar! 
MHP Delegeleri; artık görün Allah aşkına! Allah kimseyi utanır yüzden etmesin! Utanma duygusu olmayanın ayıpla ne alâkası olur?
"Fikirde Öze Dönüş, Yönetimde Değişim!" sloganıyla çıkan Koray AYDIN'ın kendilerini perîşan ettiğini fark eden Mevcût Genel Başkan; Ülkücüleri dışlama operasyonu baş operatörü Şefkat ÇETİN'i yıllar sonra çağırarak "iknâ Odası"nın başına oturtmuş! Bu paniğin resmidir! 
Sayın Mevcût Genel Başkan; "İki ölüden, bir diri çıkmaz!" duymadınız mı? Gemisini kendisi delen ve yüzme bilmeyen kaptanın, köpüğe sarılması doğaldır ama korkmayın! Dâvânın asıl sahipleri, deldiğiniz Gemiyi de, sizi de kurtarırlar Vallahi korkmayın!...
Sayın Genel Başkan; "Otuz sekiz yıldır aynı rozetle dolaştım." diyen; ne size, ne de diğer adaylara âdâba, edebe ters tek kelime etmeyen ama tok sesi, vücût dili ve sözleriyle dinleyen herkesi 1980 öncesine götürmeyi başaran Müsavat DERVİŞOĞLU'nu, sizin de can kulağıyla dinlemenizi öneririm! Ülkücü yüreklerde; "Çankaya Yokuşunda Asya'nın Bozkurtları" heyecânını depreştiren; "En büyük hayâlim, Köşk'te ve Konut'ta birer Ülkücünün oturduğunu görmektir." iddiâsıyla meydâna inen Dervişoğlu'nun millî hayalleriyle sizin AKP stepneliğinizin bir benzerliği var mıdır? Gören göz ve gönüllerin aranızdaki farkın farkına varamayacağını mı zannediyorsunuz?
Artık biliniyor ki MHP'de; İdealist Ülkücüler'le, eyyâmcı kurnazlar'ın yarışı var! 
Biri Parti Gençlik Kolları'nın her kademesinde; diğeri Ülkü Ocakları'nın her kademesinde, yüz akıyla görevler yapıp Türk Milleti ve Devleti'nin istikbâline sahipliye soyunan, Son Türk Başbuğu'nun; "Bozkurtlar! Günü geldiğinde partiye sahip çıkın." vasiyyetine uyan Bozkurtların önünde duramazsınız! Edebinizle çekilin! Bu coşkun sel, yüzme bilmeyen sizi ve taraftarlarınızı deryâya taşımasın ki boğulursunuz!
Genel Başkanlık adayı Ülkü Devleri'nin ferâsetlerine güveniyoruz! Vakti-saati geldiğinde omuz omuza, kafa kafaya istişâreyi başlattıkları ânda, Türk Milleti ve Türk Devleti'nin ma'kûs talihinin değişeceğinden o kadar emîniz ki!...
KURDUN KILAVUZU, BOZKURT OLMALI...
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: