Cumartesi, Nisan 09, 2011

EVLÂD-I ŞÜHEDÂ'YA...

Bugün, Yedi Düvel'e karşı, destansı mücâdele erlerinin torunlarına sesleneceğim. Çünkü duruşumdan, yazılarımdan dolayı onlara yönelik tazyikler bana geliyor!
Söylemeyip söylenen millet diyor ki; "Mâdem aslında olan tırnağında gösterir; mâdem Türk'ten Türk, itten it, kurttan kurt doğar; mâdem asâlet terbiyeyi yener; mâdem bu memlekette iyi kötüden, mert nâmertten, sâdık hâinden, dürüst sahtekârdan fazladır;
Mâdem bu ülkede "Aslını inkâr eden haramzâdedir." diye övünen şühedâ evlâdı, gâzi çocukları, Demirci Efe'nin, Çakıcı Efe'nin, Sütçü İmam'ın, Şahin Bey'in, Karayılan'ın, Diyap Ağa'nın, Nene Hatun'un, Kara Fatma'nın, Galip Hoca'nın, Mehmed Akif'in, Akhisarlı Murat Bey'in, Tirelizâde İsmail Bahri Bey'in, Pire Mehmed'in, Laz Tahsin'in, Topal Osman'ın, Süleyman Askeri Bey'in, Kuşçubaşı Eşref Sencer Bey'in, her bölgeden, hatta her ilçeden sayılamayacak kadar toprağı vatanlaştıran sayısız ve isimsiz kahramanın torunları; idam edilen hâinlerin, firârîlerin, işbirlikçi eşkiyaların torunlarından fazladır; sözümüz onlara! Evlâd-ı Şühedâya, Gazi torunlarına iletin." diyorlar!...
"Ey Şehitlerin, Gâzilerin, Kahramanların evlâtları! Toprağı Vatanlaştıran, Peygamber Agûşu ödüllü Mücâhitlerin torunları! Artık hepinizin yerine utandığımızı, hepinizin aymazlığından canımızın ağrımayan yerinin kalmadığını, hepiniz yüzünden uyku uyuyamadığımızı söyleyin." diyorlar!
"Dedelerimiz-ninelerimiz boşa mı can verdiler? Dedelerimizin madalyaları; günü geldiğinde varisin gidip -kaç paraysa- maaş alması ve duvarda asılı kalması için miydi? Hangimiz, tapulu arazimize gecekondu yapılmasına ses çıkarmayız? Hangimiz baba malımıza başkasının el uzatmasına seyirci kalırız? Hangimiz, sülâlemize küfredilirse sessiz kalırız? Ne oldu bize? Sütümüzde mi, kökümüzde mi bir bozukluk var?" diye sorguluyorlar!
"Dedemizin canları-kanları pahasına vatanlaştırdığı toprağı, paylaşmak üzere çekiştiriyorlar görmüyor musunuz? Vatan parçalanırsa, parçalanmaz mıyız? Parçalanmış Vatanı yeniden bütünleştirmek için biz ölmeyecek miyiz?" diye haykırıyorlar!
Duymuyor musunuz? İmralı'dan bebek katili cani, Devleti tehdît ediyor! Seçimlerden sonra; "Demokratik anayasal çözüm gelişmezse kendiliğinden topyekün savaş dönemi başlar. Kızılca kıyamet kopar." mış! tehdidine Millet, Diyarbakır'ın demokratik üslûbuyla;"Has..tirin!" "Has..tir be!" diyorlar!...
Hey! Belediyenin küpeleyip sokağa saldığı, kısırlaştırılmış pire torbaları bakın! Fazla ürüdünüz! Ses kirliliği yapıyorsunuz! Cami duvarına siğdiniz! Bu millet, bu Devleti sokakta bulmadı! Bu millet, bu Devleti sokakta kurmadı! Bu Devlet, sizin gibi nankör, ekmeği dizinde, yediği kaba pisleyen nâmertler saldırsın, biz de seyredelim diye kurulmadı!
Artık biliniyor ki; sizi şımartan dikte yasalar, 'geceyerısı yasalar'ı yüzünden Devlet kurumları size birşey yapamıyor! Siz de bilin ki bu yasalar, size ne hak tanıyorsa Türk Milletine de aynı hakları tanıyor! Tanımazsa, yasa olmaz! Anlatabildik mi?
Ey Şehit Torunları! Gâzi evlâtları! Hadi artık! Hepimiz, bulunduğumuz yerden seslenelim. Haçlı müttefikleri, Haçlı Müslümanları; "Ya itinizi toplayın, ya da biz sizi toplarız!" diye uyaralım! Testi kırılmadan tokat vurup torunlarımıza yüzakıyla bize kalan mirası devredelim!
Aksi halde hepimiz, utançtan ölürüz! Buna râzı olamayız! Gerekirse hepimiz ölmeğe de, kuduz itleri itlâfa da hazırız! Devletimizi tanımayanı, niye tanıyacak mışız? Devleti-Milleti-Vatanı tehdît eden dili, niye çekip kökünden koparmazlar?
Biliyoruz ki susana sıra gelecek! Türk Milleti sıra bekleyemez! Biz, en iyi müdafaanın taarruz olduğunu öğrendik Atamız'dan...
Bendeniz de bilirim ki; kafesten ürütülen it, biletli seyirci toplamak içindir ve o seyirci, paniğe çok müsaittir vesselam!
TÜRK TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: