Perşembe, Nisan 28, 2011

ORDUYU PANİK BOZAR!...

Ülkücülere onların şahsında MHP'lilere seslenmek istiyorum.
Savaşta yenilgi, düşmanın silah ve sayı gücünden, verilen zayiattan, açlıktan, yokluktan olmaz! Mağlûbiyet, oluşan veya oluşturulan panikten kaynaklanır!
'Birinci 12 Eylül Kıyâmeti' gibi bir bâdireden güçlenerek çıkan Ülkücü Hareket; beşerî zaaf gösteren 4-5 zavallının yokluğuyla, batmaz da bitmez de!
Devlet Bahçeli ve yönetimine muhalifliğimi hiç saklamamış ve sakınmamış bir Türk Milliyetçisi ve MHP'liyim! Ama meşrû-mevcût Genel Başkan olması hasebiyle hiçbir menfî hesap yapmadan bütün gücümle, ahlâksızca ve bir kaç zavallıyı kurban seçerek hazırlanan bu alçak komplo karşısında, Milliyetçi Hareket'in bekası için Devlet Bahçeli'ye destek vereceğim!
Kasete konu iki Genel Başkan Yardımcısı'nın istifası ile yetinilmeyeceğini düşünüyorum. Servis edilen telefon görüşmesine konu şahısların da -ses kaydı montaj olsa bile- atlanılmayacağını zannediyorum.
Bir konuyu da, dışardan bir gözlemci olarak hatırlatmak isterim: şu andan itibâren, Genel Merkez ve teşkilatlarda bu komplodan korkanların da benzer zaaflarının olduğu düşünülmeli! "F-Tipi Örgüt"ün 21.yy. Hasan Sabbah haşhaşînlerinden korkanlara, şüpheyle bakılmalı!
Beşerî ve basitçe zaaf göstermiş zavallılara ise, içindeki halleri gözönüne alınarak bütün savunma melekelerini kaybetmişlerken, yapılacak saldırılar da engellenmeli!
Allahçı-Dinci mürâiler "Yürüyen Îman" dedikleri 70 yaşından büyük sapıklarına nasıl sahip çıktılar, hep gördük! "Biz parçalarız ama başkalarına ısırtmayız!" demişlerdi hatırladık mı? Genel Başkan'dan ve Teşkilat Yetkililerinden; bu utanca sebep zavallıların, özellikle bu sûni fırtına dininceye kadar korunup kollamalarını beklerim!
Bütün ülkücü ve MHP'lilere de; bir arı soktu diye kovan söndürmeye niyetlenenleri art niyetle suçlamazsam aptallıkla suçlayacağımı ve Ülkücüye en yakışmayacak sıfatın da aptallık ve aptalca panik olacağını, söylemek isterim!
Otuz yıldan fazladır; kimin atına binerse onun düdüğünü çalarak, mürâice, sapıkça, korkakça, sinsice saklanarak "Devletin bütün kılcal damarlarına sirâyet edinceye kadar" her yolu meşrû sayan 21.yy. Hasan Sabbah'ı ve haşhaşînlerinden korkanları ayıplarım!
Gün birlik günüdür.
Devlet Bahçeli'nin, o buz adam soğukkanlılığı ve tavrıyla bu mes'eleyi kısa sürede çözeceğine inanıyorum. Listede yer alamadıkları, teşkilatlara sokulmadıkları için -çok haklı olmalarına rağmen-, mal bulmuş mağrîbi gibi bu çirkin ve kahpece olayı fırsat bilip saldıranlara da acımasızca saldıracağımı açıklamak isterim.
Tekrâren; Genel Başkan hakkındaki düşüncelerim, inkâr kabûl etmez şekilde yazılı olarak mevcûttur. Düşüncelerimde değişiklik olmadan, Teşkilat ve Genel Başkandan hiçbir şey talep etmeden "TEŞKİLATIMIN EMRİNDEYİM" diye haykırıyorum!
Sarmısak yememiş insan, kokmasından korkarak ağzını kapatmaz! Haşıl yememiş insan sancılanmaz! Benzer zaaf ve kabahati olmayan hiç kimse bu alçakça saldırıdan ürkmez ve etkilenmez.
Bir sepet te değil, bir kamyon yumurta içinde 5-10 tane cılk çıkarsa yumurtacılık ve tavukçuluktan vaz mı geçilir?
Allah aşkına herkes işine baksın!
Her bir oyun Çanakkale'de sıkılan mermiden daha kudretli olacağı '12 Haziran İstiklal Savaşı'nda safları iyice sıklaştırarak karşıdaki hasımlara kenetlenelim. Türk Milliyetçileri olarak bu savaşı, ya kazanalım, ya da kazanalım vesselâm...
MEYDAN SAVAŞLA, SAVAŞ TÜRKLE GÜZELLEŞİR.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: