Salı, Kasım 06, 2012

MHP'de İÇ DEKORASYON GÜRÜLTÜSÜ!

"Her gelen hercâi bir oxlar meni
Özüm öz halımda gezdiğim yerde
Men bir gavvâs* idim Nil Deryasında
Üzdü semex* meni yüzdüğüm yerde!" (Azaplı Mikâil)
"Taş bitti, inşaat paydos!" demiştik. Bizim düşündüğümüz gibi olmamasına, gönlümüzün ondan yana olduğu Aday'a görev verilmemesine rağmen; "Hayırlı olsun! Artık bir sonraki kongreye kadar susmak gerekir. Ülkücüye Ülkücü İrâde'ye saygı gerekir." demiştik.
"Bugünden itibâren Türk Milleti ve Türk Milliyetçiliği dışında sohbet yapmayacağım! Bana dokunulmadıkça -hâşâ- kimseyle işim olmaz! Bulaşan olursa da bir adım geri basarsam nâmert olayım." diyerek te hem 5 Kasım'dan itibâren izleyeceğim yolumu, hem de ne zaman, nasıl davranmaya hazır olduğumu beyân etmiştim!
"Bulaşan olursa, bir adım geri basarsam ...!" diye hem kendime, hem de siz Gönüldaşlarıma söz vermiştim! Sadece susacak, bir sonraki meşrû zaman ve zemîne kadar İslâm tevekkülü, Türk vakârı, Bozkurt sabrıyla bekleyecektim...
İzin vermediler! Akademisyenliğinde doktorluk ûnvanını hangi gayr-ı millî fikirli hocadan aldığı bilinen, yıllarca doktorluktan doçentliğe terfi edememiş, niye teşkilat'ta olduğu Rahmetli Başbuğ'ca defalarca söylenmiş, ayrıca hangi Millî kurumun elemânı olduğu da yazılı olarak tarihe emânet edilmiş olan kişi, Kongre'den sonra teşekkür ederken kırıp döktü yine!
Meşrû zaman ve zemînde, teşkilatım büyüsün, partim iktidar olsun; son yüzyılın iki Başbuğu Atatürk ve Türkeş'in emânetlerine Türkçe sahiplenilsin, millî mes'elelere gerçekten millî çâreler üretilsin diye Genel Başkanlığa aday olma özelliklerine sahip ve hem Ülkücü Taban'ın, hem de milletin iltifatlarını kazanmış Ülkü Devleri'ne; "Bugün, başını kaldıran fitne, amacına ulaşamamıştır. Partimizi içten oyma ve etkisiz kılma girişimleri sonuçsuz kalmıştır. MHP'ye kurulan tuzaklar boşa çıkarılmıştır." diye insâfsızca bühtân etti, iftirâ etti, saldırdı!
Erzurum'da; "Dînin yox ki imanan zarar vere!" diye bir öfke belirtisi söz vardır! Elbette biliriz ki rahmânî düşünceye göre başka, şeytânî düşünceye göre başkadır fitne!... 
Şimdi bu rahmâni ve şeytânî farkı mihenk tutarak kaplumbağa misali kendi üslûbumuzla ağır ama emîn adımlarla Allah'ın nasîbi ve ömrümüzün yettiği yere kadar seferimize devâm edecekken ayağımıza basılarak canımızın incitilmesi üzerine; on beş yıldır "Amacına ulaşamamış asıl fitne" nin, son ataklarını fâş etmek, boynumuza borç oldu!
Siyâsetten ve Milliyetçiliğin HIV virüsü demokrasiden, millî meselelere asla çâre beklemeyen bir Türk Milliyetçisi olarak, bulunduğum yerden tek başıma Türkçe, Bozkurtça baş kaldırıp haykırmak zorundayım! 
Çünkü; "Küfr'ün karşısında susmak, dilsiz şeytânlıktır." öğretisine îman etmiş mütedeyyîn Müslüman Türk Milliyetçisi bir Türk'üm ben!
Sayın Genel Başkan; Hürmetli Efendi;
Bilmez misiniz ki, Kongre günü Ankara'ya her yerden seller gibi akıp gelen muhteşem kalabalık, yönetimde sizden kurtulmanın bayramını yapmak düşünceleriyle gelmişti! Hâlâ bilmediğimizi mi zannediyorsunuz ki dip dalgalanmadan ürkerek; "Son defa" yalvarışınızı fısıldattınız!
Adının sonradan Devlet'e dönüştürüldüğü söylenen, MİT Elemânlığı; MİT'i millîleştirmek operasyonunun bizzat başı 1960 İhtilâli'nin Kudretli Albayı, devrin Başbakanlık Müsteşârı, MHP'nin ve Ülkücü Hareket'in bânisi-hamîsi Alaparslan TÜRKEŞ tarafından yazılı olarak bildirilen, hayatında bir kere ceketinin önünü açamamış, kravatını gevşetememiş, memur zihniyetli Memur Bey'fendi; lütfen bana kulak verin!
Biz; yani Türkler, yani Türk Milliyetçileri, Türkeşçiler, 9 Işıkçılar, Milliyetçi Toplumcular, Ülkücüler 45 yıldır; "Ne Amerika, ne Rusya, ne Çin; her şey Türk'e göre, Türk tarafından, Türk için" diyen bir zihniyetin, fikrin mensuplarıyız ki; bizim hiç birimizi ne dâvâya, ne de partiye kazandıran kişi, siz değilsiniz! Hatta siz de bizimle berâber davûdi sesli, Türkçe aksanlı, Açina boylu bir Türk'ün davetine katılanlardansınız! Sizin bizden bir de fazlanız var; Başbuğ Türkeş'in MİT'i millileştirmek için o kutsal ve millî kurumumuza yerleştirdiği söylenen  kişilerdensiniz! Bu özelliğinizi bilir ve asla inkâr etmeyiz!  Çünkü biz, MİT'ide, mensûplarını da millî kahramanlar bilen Türk Milliyetçileriyiz!
Size on beş yıl tahammül sebebimiz ise Başbuğ'dan yıllarca maaş alarak "Eğitimci" lik yapan, Birinci 12 Eylül Kıyâmetiyle Başbuğ'dan aldıkları maaş kesilince tamamına yakınının, sizin başlattığınız "Türkeş'siz MHP" kumpasında yer alanların; "Ükücü İrâde tecellî etmiştir!" diye kollarınızı havaya kaldırmış olmalarındandı! Gerçi kollarınızı havaya kaldıranlardan hiç kimseyi de partide bırakmadınız ya! Bu anlamda da gerçekten Allah sizden râzı olsun!
Ama şimdi; bir önceki kongrede aldığınız 1171 delege oyunun 346'sını kaybetmiş olduğunuzu; Koray Aydın Bey'in haklı gerekçelerle istediği zaman partiyi Olağanüstü Kongre'ye götürmek üzere yetkilendirilmiş olduğunu, asla unutmayın ve unutturabileceğinizi zannetmeyin! Ayrıca dupduru, samîmi, aydan bile bakılsa Ülkücülükleri belli olacak olan D. Müsâvat Dervişoğlu'na verilmiş 48 oyu, unutmayın veya unutturabileceğinizi sanmayın!
Siz de biliyorsunuz ki 1965'te bu Millî Yol'a çıkarken Albay Türkeş'in yanında değil 48 kişi, 9 kişi bile yoktu!
İnsaf, dînin yarısıdır Sayın Genel Başkan! 
Ayrıca kişi, her kesi kendi gibi zanneder! Kişinin ayinesi ile sohbeti müthîş bir olgunluk emâresidir. Lütfen aynanızda gördüğünüzü tarif ederken, tarif ettiğinizin sizin sûretiniz olduğunu, unutmayın! Yoksa ayinenizde görüneni, siz de mi tanımıyorsunuz?
Size muhalifliklerini saklamaya tenezzül etmeyen 489 Kişinin; nereden ve kim bakarsa baksın Türklükleri ve Türk Milliyetçilikleri ve Ülkücülükleri bellidir biliyor musunuz? 
Yoksa bildiğiniz için mi kazanmış göründüğünüz Kongre bitmesine rağmen panikte devâm ediyorsunuz?
Keskin sirkenin küpüne zarârı vardır vesselâm!
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa ASLAN

gavvâs: dalgıç, inci veya sünger çıkarmak için suyun dinine dalan
semex: balık

1 yorum:

Rahmi Yapıcıgil dedi ki...

Sayın Bahçelinin Kongre sonrası söylemiş olduğu o talihsiz sözler onun artık aklının bulandıgının işaretlerinden sadece biridir. Ben sayın Bahçeliye değil onu tekrar bütün bu olanlardan sonra tekrar Genel başkanlığa seçenlere kızıyorum. Takım tutulur gibi lider tutulmaz. Babalarının koltuğu değil. Ben sayın Bahçelinin kendiliğinden Başkanlığı bırakarak Ak sakal sınıfına girmesini ve ona olan sevgi ve saygımızın devam etmesini isterdim. Yazık önümüzdeki üç yıl ondan çok şeyler alıp götürecek ve tabi ki bizlerde çok şey kaybetmiş olacağız.
Sevgi ve saygılarımı sunarım.