Cumartesi, Nisan 12, 2008

MARKALI SİLAHLARLA DÜELLO !...

Son zamanlarda, "Büyüklere masallar" çok moda oldu!
Büyüklükleri sohbet götüren büyüklerimiz(!)e, bir masal da ben ikrâm etmek istedim.
Usta silahşör kovboy, son düellosundan da galip çıkmış, tabancasının kabzasındaki çentik sayısına bir ilâve daha yapmanın gururunu yaşamaktadır. Son düellosundan önce, kasabalıların kendisi hakkında ileri-geri konuştuklarını duymuş ve kasabalılara çok öfkelidir! Kasabalıların en güvendikleri ve ondan aldıkları cesaretle kendisi hakkında konuşabildikleri kişiyi, son düelloda yok etmiştir. Sıra şimdi kasabalılardan hesap sormaya gelmiştir. Bütün gurur ve öfkesiyle salona girer. Öfkeyle bara yönelerek işâretle barmenden viskisini ister. Kadehini tek yudumda yuttuktan sonra, viskinin yaktığı genzinden hırlayarak;
- Var mı laaaan bana yan bakan! Adamınızın halini gördünüz müüü? diye narasını patlatır. Salonda nefesler tutulmuş, çıt çıkmamaktadır. Kovboy, galibiyet ve hakimiyetinin huzuru ile yeniden barmene döner. İşaretle ikinci viskisini ister. Tam bu sırada;
- Şırraaakk! diye bir tokat sesi patlar salonda!
Kovboyun ensesine gözlerini karartacak güçte bir tokat vurulmuş ve kovboyun şapkası başından uçup gitmiştir! Kovboy, şimşek gibi bir hızla ve korkunç bir öfkeyle geri döner. Karşısında dev gibi biri durmaktadır! Silah kuşanımından ve kabzasından görülen çentiklerden, usta bir silahşör olduğu da bellidir! Durumun vehâmetini kavrayan Kovboy, şapkasını ağır hareketlerle alarak tozunu silkerken;
- Bana şakayla mı yoksa ciddi mi vurdun? Diye sorar. Salonda hâlâ çıt çıkmamaktadır.
- Ciddi vurdum! Ne olacak? şeklindeki cevap ta adam kadar ve tokat kadar serttir, iridir!
- Şakaya hiç tahammülüm yoktur da! diye söylenerek barı terk eder gururlu silahşör!...
Amerikan yandaşlığında birbirleriyle yarışan siyâsi büyüklerimizin ilgisini çeksin diye bir Amerikan masalı anlatmak istedim. Yaklaşık yirmi yıldır, "Demokrasi" markalı silâhı kullanan, zorba silahşörler izledik!
Son yedi yılda, demokrasi markalı silahının kabzasına çentik üstüne çentik atan silahşör, sonuncu olarak sıraladığı düellosuna hazırlanırken; "Hukuk" markalı silahıyla ensesine tokatı patlatan "Cumhuriyet" adlı silahşörü buldu karşısında!
Ve, "Şakaya hiç tahammülüm yok!" diyerek bütün ciddiyetiyle sessizce inzivâya çekildi! Oysa; "Hukuk" markalı silahıyla kendisini arayan "Cumhuriyet" adlı silahşörün kendisini aradığını duyduğunda; kasaba kasaba dolaşarak şikâyetlenmiş ve halka "Cumhuriyet"i de alt edeceğini söyleyerek kabarmıştı!
"Cumhuriyet" adlı silahşörü duymuş ama hiç karşılaşmamışlardı. Bu yüzden de silahşörsüz ve desteksiz zannettiği millete; " Ananı da al git! Gözünüzü toprak doyursun! Sendikalardan başka oy verecek kimse mi yok! Kimsin sen?Otur oturduğun yere! Askerlik yan gelip yatma yeri değildir! Resmi törenlerde sap gibi durmanın mantığı var mıdır? Sayın öcalan, aldığı kellerin hesabını vermektedir!" diye öfkeli sanatını sergileyerek dolaştı durdu!
"Cumhuriyet" adındaki ve "Hukuk" markalı silah sahibi asıl silahşörün sessizliğini yanlış yorumlayan halktan destekler de aldı!
"Demokrasi" markalı silahının kabzasına attığı çentik sayısına ve kendisini alkışlayan kalabalığa güvenerek iyice pervasızlaştı! Bütün baskıcılığı ve zorbalığıyla kasabanın şerifliğine aday oldu! kasabanın şerifliğine göz dikince de, kasabanın asıl sahibi "Cumhuriyet" ortaya çıktı ve "Hukuk" markalı silahını kuşanarak...
Kovboyumuzun Pentagon kaynaklı komplo teorilerini sevdiğini bildiğim için ben de Amerikan masalı anlatayım istedim!
Yasama da, Yürütme de, bağımsızdır. Doğrudur.
Ama nedense "Yargı"nın yâni "Hukuk"un da bağımsız olduğu unutuldu!
Adâlet, mülkün yâni devletin temelidir beğler!
Adâletin, hukukun olmadığı yerde mülk olmaz! Mülkün-devletin olmadığı yerde de demokrasi adındaki silah, hiç kimseye lâzım olmaz.
Ne Amerika'nın Vahşi Batı'sının zorba silahşörlerinin hâkimiyetleri, ne de bizim dağ kanunlarımızın gücü, Cumhuriyet'e sökmez!
Yazılı 3.500-4.000 yıllık tarihi olan bir milletin devleti; demokrasiyi silah olarak kuşanmışlara teslîm olmaz!
Demokrasi, laiklik, Cumhuriyet ve cumhuriyet kazanımlarını, çok zor şartlarda ve çok pahalı bir bedel ödeyerek edinmiş Türk Milleti, bu kazanımlarından kolay vaz geçmez!
AKP adındaki, "Demokrasi" markalı silahıyla AB ve ABD'den aldığı destekle, milletin isteklerini duymazdan gelen kovboy; "Cumhuriyet" adındaki "Hukuk" markalı silahlı silahşörün, millet adına ensesine vurduğu tokadı hak etmiştir!
Demokrasi, hür milletlerin sistemidir. Kendi çıkarlarını ve yedi yıllık kazanımlarını korumak adına demokrasiyi silah edinmek isteyenlerin karşısına, Cumhuriyet'in Hukuk kurumları çıkacaktır.
Ve "Adâletle merhâmet, aslâ bir arada olmaz."
Biraz süvâriler memleketinde, silahşörler düellosu gibi oldu ama!...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: