Çarşamba, Nisan 16, 2008

YASAK YASAK ÜSTÜNE !...

73 milyon nüfuslu, 40 milyondan fazla seçmenli dev bir ülkede, sadece iki kişinin bitmeyen söz düellosu ve bir değişmez seyircinin sessiz seyirciliği, bazen de taraftarlığı söz konusu!...
...cılık, ...cilik, ...culuk, ...cülük yeniden yarışa sokuldu!
Adamcılık, taraftarlık, yalakalık yarışına yeniden start verildi! "Start"ı bilerek seçtim ve kullandım. Batılılaşmayı sadece Haçlı'yı taklît zanneden, Haçlı'ya benzeme yarışını ilericilik zanneden zavallılara ancak start verilir!... Startın neyle verileceği de hakeme bağlı. Ya ABD'liler ve İsrail gibi terörist devletlerce silâh sıkılarak, ya da mızıka, bando, düdük veya benzer bir batılı çalgıyla verildi start!...
Şimdi taraftar tıynetli, start verilen yarışçılara ve nelere, kimlere taraftarlıklarına bakalım:
Tayyipçilik; %46,5'un içinde olmanın ispâtı sayılarak, çökertilen ekonomiye rağmen, dünyalık kazanabilme garantisi! Balıkesir Eski Milletvekili Turhan Çömez'in, "Kemal Abi" Unakıtan'ın oğlu hakkındaki iddiaları, bu taraftarlığı çok makûlleştiriyor! "Kemal Abi" veya kabinenin Eski Millî Görüşçü'lerinden herhangi bir bakana veya yakınına taraftarlık, insanı pastadan pay sahibi edebilir! Gömlek değiştirmekten daha kolay hale getirilen ve adı "gelişme" koyulan değişmecilerden birine taraftarlık ise insanı, ihyâ edeebilir! Yağlamacı taraftarların arasına girilebilinirse "Gel keyfim gel!"... Bu ucuz ama makûl sebeplerden dolayı "Tayyipçilik" epeyce rağbette...
Baykalcılık; %46,5 oy almış olmasına rağmen; laiklikle, Atatürk'le, Cumhuriyet'le, devleti temsil yetkisindeki kurumlarla yapılan kavgalar sonucu olabilecek herhangi bir gelişmede, ortada kalmamanın garantisi!
R.T.Erdoğan'ın siyâsi yasağını kaldırmış olmasına rağmen, yanlış söylemli ve yanlış zamanlı politikaları yüzünden millete "İnadına Tayyip!" dedirten sebeplerden olmasına rağmen, iki kutuplu hâle getirilmiş memlekette bîtarafın bertaraf olacağı gerçeğine mâni bir taraftarlık!...
Aralarındaki kavganın bitmesi mümkün görünmeyen bu iki kişiye taraftarlığın, bütün taraftarlarca izâhı mümkün. Çünkü kendilerince makûl olan sebepleri var! Her ikisi de birbirine saldırır da saldırır! Her ikisi de birbirinin eski genel başkanları da dahil, dil uzatmadıkları hiçbir şeylerini bırakmazlar. Birbirlerine rüşvetçi de derler, 'mel'un'da! Ama; ya kavgalarının neye yaradığının ikisi de farkında olmaz, ya da sonucu bilinen bu kavgayı bilerek yaparlar!
Bahçelicilik; her şeye rağmen, bütün sessizliği ve sessizlik üzerine inşa edilmiş yanlışlarına rağmen Bahçeli taraftarlığı, ülkücülüğün "dolma kalemler"ce tescîli gibi! Bahçeli taraftarı olmayan hiç kimseye "dolma kalemler" ülkücü demezler!
Hayatın başarısızları, dışlanmışları, başarısızlıklarının ve dışlanmışlıklarının adını ülkücülük koyarak Bahçeli taraftarlığı yaparlar. Bunlar; ölünürken, öldürülürken yoklardı! 12 Eylül Kıyâmeti öncesinin ve sonrasının, en sert "Türkeş'siz MHP" kumpasının baş aktörlerinin şimdi partiyi işgâl etmiş olduklarını bilmezler veya bilmezden gelirler! Bunlar; îdam cezâsı ve sehpalarını sadece MHP'den dışlanmış ve taraftar olmadıkları için "hain!" ilân edilmiş savaşçı ülkücülerden, sohbetlerde duyarlar! Bunlar; korkaklıklarını saklamaya mükemmel yarayan Bahçeli'nin suskunluğunu ve sessizliğini; "Devlet adamlığı" diye yorumlarken, bıyık altından da gülerler!
Her şeye rağmen, dediğim gibi her hâl ü kârda Bahçelicilik eşittir ülkücülük diye târif edilir "dolma kalemler" ce! Bu yüzden bu da geçerli bir taraftarlık mazereti!...
Ortalık toz-duman!
Camel Vakası'nda, mızrak uçlarına takılan Kur'an sahifelerini hatırlatırcasına, mızrak uçlarında sahifeler var! Çekilmiş kılıçlar bileniyor! Her kesimin, her kesin mızrağının ucunda "Nutuk"tan sahife var! Mızrağının ucunda Nutuk'tan sahife olan her kesin dilinde de "Atatürkçülük" naraları var savaşçı coşkusuyla!
CHP, Atatürkçü.
MHP'nin iki Başbuğu var; Atatürk ve Türkeş.
AKP; artık salonlarında "10.Yıl Marşı" çaldırıyor, söyletiyor. Laiklikle kavgalar ederek geldikleri uzun yılların inadına, AKP laikliğin garantisi...
"Şerbakan"a göre; "Atatürk sağ olsaydı, Milli Görüşçü olurdu."
Ulusalcıların olmazsa olmazı Atatürk ve Atatürkçülük ama Atatürk'ün kurduğu sistemle de açık savaştalar!
Milliyetçiliği kavmiyetçilik diye suçlayıp reddederek; "Üstünlük takvâdadır." doğrusunu suistimâl edenler, bir "Milletim!" diyorlar ki akıllara zarar!
Milliyetçiliği şövenizmle karıştıranlar,milliyetçiliği alt-üst kimlik tarifiyle sulandıranlar; bir "Millet" diyorlar ki, hayret etmemek mümkün değil!
Avla avcı belli değil artık! Çünkü av da bizim değil, artık avlak ta!
"Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda" târifli Anadolu'da; "Hepimiz Hrantız! hepimiz Ermeniyiz! hepimiz bilmem neyiz!" demek serbest! Erkeksen "Türk'üm " de!...
Türkiye'de; Nutuk'ta da yazılmasına, Atatürk tarafından sürgün edildikleri bilinmesine rağmen, mızraklarına "Nutuk"tan sahife takanlar tarafından Vahidettin'e ve aile efrâdına kahraman demek, serbest! Erkeksen "Türk'üm" de!...
Vatana ihânetten yargılanıp îdam edilmiş Şeyh Said'in, gözde siyâsetçi torunu tarafından; "Dedelerimiz, bu vatan uğruna şehit oldular!" şeklinde yalan söylemek serbest! Erkeksen "Türk'üm" de!...
Allah'tan "Türk'üm" denildiğinde dahil edilinecek çetenin adı güzel! Ergenekon!
Ergenekon'la Türk, Türk'le Ergenekon;binlerce yıldır birlikte telâffuz edildiği için çok yakışıyorlar birbirlerine...
Dünya da savaşlar var!
Kim, kimle savaşıyor belli değil ama savaşanlardan müslüman olanlar da, hristiyan olanlar da, yahudi olanlar da Türk'ten, Türk Milliyetçisinden rahatsız!
AB istiyor diye demokratlık adına yasak üstüne yasaklar getiriliyor, "Yasakları kaldırıyoruz!" denilerek!
301. Madde de hayırlı olsun şimdiden!
Yasak, yasak üstüne ama yasağa da rağbet olur değil mi?
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: