Pazar, Kasım 07, 2010

GÖZE BATAN, GÖRÜLMEYENLER...

Yedi Düvel adlı Haçlı tarafından "Hasta Adam" îlân edilip sonra paramparça edilerek paylaşılmak istenen Osmanlı Devleti molozlarından, yeni bir Türk Devleti çıkarmayı başaran, nerdeyse Hz. İbrahim'in Allah(c.c.)'ın yardımıyla ölü kuşu canlandırması mûcizesi ile eş değerde bir işi başaran Atatürk ve mesai arkadaşlarına dil uzatmak gibi bir nankörlük varken;
Kırk bin insanımızın canına, trilyonlarımızın yok olmasına; yapılan okulları, sağlık ocaklarını, köprüleri, yolları yakıp yıkmasına; şehirleri yangın yerine çevirmesine, ülkemizi dünya uyuşturucu trafiğinin yol geçen hanı etmesine; halka parka çıkmayı yasaklamasına, her sene kış gelince durup baharda yeniden terörist eylemlere başlamasına, doğu-güneydoğu illerimizin bazılarında sıkıyönetimini ilan etmiş olmasına rağmen; terörist başı İmralı mahkûmu alçağın, "eylemsizlik kararı"na uymayarak bombalı saldırı yapan PKK'lının demokratlığı(!)nı savunmak dururken;
"Demokrasi, gereken durakta inilecek bir tramvaydır." deyip demokrasi sâyesinde bütün demokratik hakları kullanarak demokrasi kurucularına saldıran mürâilere, dün söyledikleri ile bugün yaptıkları hiç uymayan siyâsilerin yalanlarına kılıf ayarlamak dururken;
Av köpeği misali tüfeklinin yanında patilerinden birini kaldırıp kuyruğunu dikerek, tüfeğin doğrultulduğu yere bakmak dururken;
Haçlı'ya, ABD'ye, AB'ye, özellikle de bizim BOP Eş Başkanı'mıza dolayısıyla AKP'ye vuvuzelalık etmek varken; gerçek haberlerle ilgilenmek olabilir mi?
Antalya'da iki sene önce bir otobüsün çarpıp kaçtığı, şimdi on yedi yaşında olan, iki yıldır devlet desteği ile dört çocuklu merhâmetli bir Türk Annesi'nin müşfik kollarında sadece "Anne" ve "Allah" kelimelerine tepki veren çocukla ilgilenmek olabilir mi? "Burada bir çocuk anne diye yalvarıyor, uzakta bir annenin yüreği ’yavrum’ diye inliyor, yavrusunu arıyor ne olur annesi çıksın gelsin." diye kameralara ağlayarak yalvaran, müşfik Türk Annesi Gülsün Kabadayı'nın feryâdına destek vererek zaman kaybetmek olabilir mi?
Rize'de insan oğlu insan bir fotoğraf sanatçısının; bulduğu yaralı ceylan yavrusunu, iyileştirmek için verdiği aylar süren emeğini, biberonla besleyerek büyüttüğü ve doğal ortamına bıraktığını, serbest olduğu için doğada zıplayıp koşan acıktığında alıştığı eve dönen vahşi hayvandaki sadâkati; elbebek-gül bebek beslenen bu yavru ceylanı, erkekliğini ispat için kurşunlayan avcı adındaki insanlık yüz karasını haber etmek, yazmak olabilir mi?
Dolara-euroya feda edilen değerlerimizi, dolarla-euroyla doldurulan ve rengârenk yazan dolma kalemler'i, "Tevhîdde birliğimiz var. Muhammedün Resulullah demesek te olur!" diyerek dînimizi deforme eden "diyalogcular"ı, İstiklâl Mahkemelerinde yargılanarak vatana ihânetten suçlu bulunup îdam edilmişlerin torunlarının, Cumhûriyet ve Atatürk'le hesaplaşma demokratlık(!)larını, yüz karası PKK'lıların câniliklerini bile örtecek kadar demokratlık(!)larını savunarak dolar-euro kazanmak varken böyle gerçekten haber edilmesi gereken olayları yazarak boşa zaman harcanabilir mi?
İpin ucunun puştta olduğu, yalancıların-mürâilerin-eyyâmcıların-takîyyecilerin siyâseten başarıdan başarıya koştuğu; bir kilo makarna-bir paket çay-bir kilo çayşekeri-iki margarinle kıymeti belirlenmiş oylarla sağlanan demokrat(!)ik yönetimde; gördüğümüzden, yaşamaya mecbûr olduğumuzdan başka bir manzara çıkabilir mi?
Tok, ne anlar açın halinden? Gemicik(!)le deryâya açılmışın umurunda mıdır yüzme bilmeyen? Havuzlu, helikopter pistli mütevâzi villalarda oturanın ne haberi olabilir Erzurum'da mikroplu su içen; "İnadına Tayyip!" çilerin sıkıntılarından?
Millî aklı, millî ferâseti süratle harekete geçiremezsek; soğuk su dolu kazanda ateşe oturtulan kurbağa misali ya öldüğümüzü anlayamadan pişecek, ya da piştiğimizi anlayamadan öleceğiz farkında olan var mııııııııı?
"TÜRK'E BAŞ OLAMAZ TÜRK'ÜM DEMEYEN."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: