Salı, Mayıs 08, 2012

EYYÂMCI NEBBÂŞLAR - ÖLÜ SOYUCULAR...

Nebbâşları, yani ölü soyucuları muhatap almaya -mecbûren- tenezzül edeceğiz! Onların şahsında, Dolma kalemler'e, Karen Fogg Çocukları'na, Dinlerarası Diyalogcular'a, Medeniyetlerarası İttifakçılar'a, Haçlı Müslümanlar'a, Demokrat bölücü(!)ler'e sesleneceğiz!
Meşrûiyeti sorgulanan yasalarla katl'edilen, kırk yıldır ailelerinin kapanmayan-kavlamayan-kanayan yaraları olan Gençlere, Fidanlara; fikren ve fiîlen hasımlarımız olmalarına rağmen edep dışı, saygı ötesi bir sözümüz asla olmadı!
Çünkü birşeyi biliriz ki sevgi, yürek ister! Korkak sevemez çünkü yüreksizdir! Kimin atına binerse onun düdüğünü çalarak eyyâmcılığı, dönekliği, kurnazlığı akıllılık zanneder! Sadâkatte soyuna ihânet eden, tüfenklinin yanında, kuyruğunu dikip namlunun yönüne bakan avköpeği gibidir, "kahverengi burunlu"dur onlar!
Millî - Ulusal devletleri halklara bölüp yutmak için emperyalizmin en geçerli zokası olan demokrasi ile maskelenip kırk yıl sonra bir daha piyasadalalar!
Türk Milliyetçisi karakterimle, onurla taşıdığım Ülkücü sıfatımla Deniz Gezmiş ve Arkadaşlarına rahmet dilediğim yazımın üzerinden 25 yıl geçti! Bir daha rahmet diliyorum. Ailelerine bir daha sabır ve başsağlığı diliyorum! Ama nebbâşlar, bu yüreği yaralıların, yaralarının kavlamasına izin vermiyorlar! Taşı delen, duvarı delen ama samandan geçemeyen mermiler içinden sağ çıkan ve bu kahraman(!)lığı bölücülerce ödüllendirilmiş karakterlerin, İleri Demokratlık yaptıkları, traji-komik bir süreç yaşıyoruz!
O dönemin yaşayan cesûr-dönenlerinden birinin söylemiyle "pastörize edilen devrim"in şıraları, şıradan sadece it yalı yapılacağını bilmelerine rağmen; sütlük, kaymaklık iddiâsındalar!
25 yıl önce; "Neredesiniz yiğit hasımlar? Neredesiniz net Devrimciler? Deniz ve arkadaşları neredesiniz? Sizi çok özledik! Sizi görüyorduk, şimdi düşmanlar görünmüyor! Allah size rahmet etsin!" diye haykırdığımda, Haçlı Müslümanlar, köstebekçe yeraltındaydılar! 300 yıl önce Patrona Halil'i medresede öğütleyen-örgütleyen İspirizâde Ahmet Hoca'nın, o günkü temsilcilerinin camilerde, cemaat evlerinde öğüt ve örgütlemesiyle meşgûldüler! Birinci 12 Eylül öncesinin Devrimciliği maske edinmiş bölücüleriyle kolkolalar şimdi!
Şimdi meydan, Haçlı Müslümanlar'ın! Demokrasi denilen millî yapı tahrîbatçısı, milleti halklara ayrıştırıcı, bölücü illet maskesiyle bir aradalar! Haçlı Müslümanlar, Müslüman Devrimciler, Müslüman PKK/KCK'lılar, Diyalogcular, Medeniyetlerarası İttifakçılar, Vatikan ve İsrail dostu Gülen A.Ş.'ciler, Ermeni diasporacıları, II. Cumhûriyetçiler, Yeni Osmanlıcılar, AB'ci-ABD'ci teslîmiyetçiler, birlikteler! Çünkü Okyanus ötesinden; "Türkiye'de Siyâsal İslâm tamam. Şimdi Müslüman sol lâzım!" komutunu aldılar!
Bütün gayr-ı millî unsurlar, bir aradalar! Elbirliği, güçbirliği ile Türk'e, Türk Milleti'ne, Atatürk'e, Türkiye Cumhûriyeti'ne saldırıyorlar!
Bunlar; Filistin'de eğitilip NATO Generalleri ile işbirliği içinde Orduevlerine bombalar atarak darbelere zemîn hazırladıklarını da kendileri anlattılar! Bunlar; Vatansever, İlerici, Kemalist sıfatlarıyla Bekaa Vadisi'nde PKK Kamplarını teftiş edecek kadar bölücülüklerini de hiç saklamadılar! Ve Kendi itirâflarını yoksayarak hâlâ Ülkücülere, Türk Milliyetçilerine iftirâlarla saldırmayı, ilm-i siyâset biliyorlar!
Yalan ve iftirâ temelli dünyalarının, başlarına çökmesi yakın! Biliyorlar! Bildikleri için korkuyor, korktukları için Temmuz kurbağaları gibi bir ağızdan vırraklıyorlar! Bir taşlık sesleri, bir rüzgârlık çatıları var!
Bu nebbâşlar, umûrumda değiller ama inançları uğrunda canlarını, inandıkları şekilde vermiş olan savaşçılar umûrumuzda! O savaşçıların aileleri, bu nebbâşları çevrelerinden kovmalılar! Nebbâşlar, Türk Milleti'nin, Ülkücülerin Şehîtleriyle de uğraşmamalılar!
Ayıptır desek, ayıp bilmezler! O yüzden sadece akıllı olun diyebiliriz ama korkakta akıl da olmaz! Akılları olsa îmanları, îmanları olsa vicdânları olur! Vicdânları olsa kırk yıl sonra nebbâşlığa soyunmazlar vesselâm...
"TÜRK MİLLETİ, BİR BÖLÜNMEZ BÜTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: