Pazartesi, Mayıs 07, 2012

UZAKTAN KUMANDALI DECCÂL!...

Bir zamanlar;
"Uzağı yakın eyledik geç denileni çarçabuk,
Fersâhlarla yol yürüdük iki adımda yorulduk!"
diye kafa tutmuştum uzağa, geçe!...
Uzak, uzaktan kumanda, uzaktan kumandalı... Hayatımızın her ânına, dolayısıyla kültürümüze giren ve girdiğini fark etmediğimiz kavramlar! Birilerine; "Uzaktan kumandalı" diye kızarken, kendimizin, "uzaktan kumandalı yakından kontrollü" olduğumuzu farkedince hayâ ettim! Utandım!
Yıllarca; "Teknoloji ile barışamadım! Meselâ tv uzaktan kumandasının nasıl çalıştığını, okuduklarımdan, anlatılanlardan hareketle anlatabilirim ama inanamıyorum!" dedim! Bu, çok samîmi bir itirâfım! Yakınımıza giren bu, uzaktan'a dikkat gerekmez mi? Yoksa evhâmım mı?
Önce televizyonlarımız, uzaktan kumandalı oldu. Sonra bütün elektronik beyaz eşyamız, sonra arabamız, sonra çocuklarımızı bakıcılardan korumak için kurdurduğumuz gizli kameralarımız, uzaktan kumandalı oldu! Sonra çelik kapılarımız, sonra uzak merkezli bankalardaki maaş veya hesaplarımız, özellikle kredi kartlarımız uzaktan kumandalı oldu!
Uzak dedikçe, uzaktan dedikçe, güya uzak durdukça, herkesin evini bu uzaktan kumandalar, feth'etti veya işgâl etti!...
Sonra kavramlarımız, güya hür düşüncemiz uzaktan kumanda edilir oldu! İlk defa ben; "Uzaktan kumandalı rüzgâr gülleri" dedim, "Uzaktan kumandalı siyâsi topaçlar" dedim! Dedim demesine de "uzaktan" kavramı, o kadar yakınımıza girmiş, o kadar benliğimizi bizden uzaklaştırmış ki kimse duymadı bile feryâdımı!
Uzaktan kumandalı-kontrollü olduğundan şüphelendiğimiz, "Teknolojiye katkımız, gâvurun yaptığı arabamıza maşallah takmaktan öteye geçmedi!" şeklindeki Aziz Nesin tespîtli gerçeğimizle gâvur icâdı teknolojik ürünlerde kullanma rekoru kırarak ve her uzaktan kumandalı aletimize nazar boncuğu veya maşallah takarak davranışlarımızı da "uzaktan kumandalı" ettik!
Son FB-TS maçı sonrası, sanalağda yapılan bir yorumu, canımı çok acıttığı için alacağım; "Bir FB' li olarak bundan sonra Trabzonlu fırından ne ekmek alırım, ne de müteahhidinden ev alırım, sahibi trabzonlu olan firmaları da araştıracağım...." demiş fanatik, sanal salak biri!
Yorumunu belki kimse okumayacakken alıp paylaşarak duyurulmasına yardımcı olduğumuzu gördüğünde sevinir diyeceğim ama bunu düşünme yetisi olan biri, böyle bir yorum yapar mı?
Demek ki ürünlerinin tamâmına uzaktan kumanda eden teknolojik akıl, artık kullanılmayan akılları da uzaktan kumandaya başlamış!
Yuh sana! Yuh sana ve senin gibi uzaktan kumandalı akıllara! Deliye, meczûba kurban olasınız sanal sarhoşlar sizi! Eğer; "Yalandan kim ölmüş!" uyuşturucusuyla yazmamışsa anladığım kadarıyla alım gücü epeyce olan bir zavallımız bu!
Elin gâvurlarını, milyonlarla ifâde edilen gâvur parasıyla transfer eden, "paranın dîni olmaz"cı birkaç uzaktan kumandalı kişiye taraftarlık diye gösterilen aptallığın lillâhı değil mi bu?
Eski Roma arenalarında gladyatör savaştıran esir tüccarlarına, trübünden tezâhürat yapan Eski Romalılar'dan bir farkı var mı bu zavallının?
Hayâtımızı uzak ve uzaktan kavramlarıyla kontrol edip bizi bizden uzaklaştıran bu teknolojik işgâle, baş kaldırma zamanımız gelmedi mi? Uzaktan kumandalı alet ve düşüncelerle önce birbirimizden, sonra benliğimizden uzaklaştırıldığımızı farkettirmek için ne yapabiliriz bilmiyorum ama galiba; "Bir günde dünyanın etrâfını iki kere dolaşacak hızda" diye târif edilen "Deccâl"le muhatâbız!
Ne dersiniz?...
"YUMRUK YEMEYEN, YUMRUĞUNU BALYOZ ZANNEDERMİŞ!"
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: