Perşembe, Mayıs 10, 2012

GÜLÜM, GÜLÜMSE...

Yelle gelen kokusuna râzıyım ben Gül'ümse,
Gül'üm gibi kokmak için Gül'üm hâra gülümse...

Beni sensiz bırakacak ölümse zûlmün adı,
Ölümü korkutmak için zûlümkâra gülümse!...

Ölüme ben zûlüm demem, beni senle vurmasa,
Seninle zor bile güzel, Gül'üm zora gülümse...

Sensiz sıcakta üşürüm, ayazı ısıtırsın
Ferhat'ça dağ başındaysam Gül'üm kara gülümse...

Sılâ etmişim gurbeti, hasreti ise sermâye,
Sana kıyıp "Gel" diyemem, yolum, zâra gülümse...

Sensizken çarmıha gerer aklımla fikrim cânım,
Mansûr'ca cân verir iken kolum, dâra gülümse...

Sümmâni'ce rüzgâr ile yolladım arzuhâlim
Eğer fırtına değilse sen rüzgâra gülümse...

Gülümseki güller açsın yollarda hem çöllerde
Sana değil hep kendine sitemkâra gülümse...

Bülbülün sevdâ gülüne ad koymuş gülümsemen,
Beni de bülbülden sayıp Gül'üm yâra gülümse...

Bütün güller güzelleşir içinde Gül'üm varsa
Gül'üm gibi kokmak için ilkbahâra gülümse...

Yelle gelen kokusuna râzıyım ben Gül'ümse,
Gül'üm gibi kokmak için Gül'üm hâra gülümse...

10 Mayıs 2012/ İzmir
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: