Çarşamba, Ağustos 22, 2012

KÜRT TEYZEM'İN, ANA KUCAĞI...

Meraklıların Balkan tarihimize bir daha göz atmalarını önereceğim!
Balkanlar'ın koparılışına; o süreçte öne çıkan kahramanlara; Enver Paşa'ya, Süleyman Askerî Bey'e, Kuşçubaşı Eşref Bey'e, kalpağında 'Vatan Fedâisi' yazan Resneli Niyâzi'ye, binlerce kanlı katili emrine alıp ölümcül akınlar yapan Yakup Cemil'e, Çerkes Ethem'e ve benzer yiğitlere dikkat etmelerini rica edeceğim! Aynı dönemin efsâne kahramanları Enver Paşa, Süleyman Askerî Bey ve Eşref Sencer Kuşçubaşı ile diğer kahramanların benzerliklerini ve farklılıklarını görmeye çalışmalarını özellikle isteyeceğim!...
Görülecektir ki Milliyetperverler, vatan severlikte ortakken milliyet severlikte vatan severlerce yalnız bırakılmışlardır!
Bu yalnız bırakmaları fark edince de millî akıl sahîpleri, önce "ittihâd" ı yani birleşmeyi, sonra ise "terâkki" yi yani yükselmeyi-ilerlemeyi düşünmüşler ve ortaya, yüz yıldır izleri yok edilemeyen "İttihâd ve Terâkki" gerçeği çıkmıştır!
Türk Tarihi'nin her yüz yıl tekrarlanan bir tekerrürünü yaşıyoruz! Vatanseverlerle Milliyetçilerin güç birliği yapmaması, yapamaması veya bu güçbirliğine izin verilmemesi yüzünden, Cumhûriyet kazanımlarına, "Yedi Düvel" adlı Haçlı'dan şânlı bir mücâdele sonunda kurtarabildiğimiz Vatan Topraklarına sahîp çıkamıyoruz!
Milliyetçiler! Vatanseverler! Allah aşkına olaylara biraz daha dikkatli bakın n'olur?
"Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan şühedâ" tarifli Vatandan pay isteyenlere karşı, Allah aşkına biraz daha duyarlı olun! Ermeni toprak istiyor! Haçlı'nın besleyip şımarttığı bölücü Kürtçüler, toprak istiyor! Hristiyan Birliği anlamına gelen "ekümenlik" talebiyle Patrikhâne toprak istiyor! Haçlı dünyanın gözü Marmara'da, Ege'de ve Akdeniz'de!
Ne oluyor Allah aşkına? Talan mı var? Bu memleket bu kadar sahîpsiz mi?
Aç tavuğun, rüyasında kendini darı ambarında görmesini anlayabiliriz ama Şühedâ ve Gâzi Dedelerimizden bize mîras Vatanı, sahîpsiz mi bırakacağız? Son Balkanlar olaylarında, çâresizlikten Anavatan'a gelip hâlâ akılları Dedelerinin-babalarının mezarlarında kalan, muhacir denilen Evlâd-ı Fatihân'dan da bir ibret almayacak mıyız?
Etnik şövenizm yüzünden koca imparatorluk darmadağın oldu! Artık bu Vatanda yaşayanların, etnik bölücülüğe ne tahammülü, ne de müsâmahâsı olmamalıdır! Ki yoktur da!
Bayram'da peşpeşe aldığımız kara haberlerle yüreğimiz yandı! Ciğerlerimiz dağlandı! Millî öfke had safhada ama bir olaya herkesin dikkatlerini çekmek zorundayız!
Gazi Antep'teki insanlık dışı, kahpece, iğrenç saldırının ertesi günü Şırnak'ta iki bölücü dokunulmazın güvenliğini sağlamak üzere göreve giderken uçuruma yuvarlanan arabada, dokuz Mehmetçik ve bir Korucumuz şehît oldu!
Uçuruma yuvarlanan minübüsteki Mehmetçikleri kurtarmak için çırpınan Kürtlerimiz'in gayretlerini, ekrandan izledik! Haber sitelerinden aynen alarak bir olayı, dikkatlerinize sunacağım; "Minübüsten çıkarılan yaralı askerlerden biri, yanına gelenlere; '... Geçen yıl annemi kaybettim, ona kavuşacağım. Beni bir teyzenin yanına götürün.' dedi. Bunun üzerine süt sağmaya giden Emine Ürek'ten yardım istendi. Asker, Uluderede'ki bombalamada oğlunu kaybeden Emine Ürek'in dizine başını koyduktan sonra, rûhunu teslîm etti."
PKK'nın vahşî tehdîdiyle yaşayan bölgelilerin; PKK'lı cânîlerle kucaklaşan BDP'lileri karşılamaya giderken kaza yapan araçtan Mehmetçikleri kurtarmak için çırpınışlarını, görmezden gelebilir miyiz? En az bizim kadar vatansever ve insan olan o insanları; PKK'nın vahşî baskılarına terk edebilir miyiz?
Milliyetçiliğimizin ana temeli insancıllığımız, o Kürtlerimize canımız pahâsına sahîp çıkmayı emretmez mi? Can çekişen bir Mehmetçiğin, nerede olduğunu bile bile bir teyze istemesi ve bir Kürt Teyzesinin dizinde rûhunu teslîm etmesi; biz Türk Milliyetçilerine bir mesaj değil mi?
Devleti yönetmek üzere görevlendirilen AKP'liler; sür'atle bölge insanını PKK'nın vahşî baskısından kurtarmalı! PKK'yı en ufak bir iz kalmamacasına silmeli! Bunun içinde; il ve ilçelerdeki KCK-BDP karargâhlarına eş zamanlı bir bindirme yaparken; sınır içi ve ötesindeki inlerine de kıyâmet olup yağmalılar!
Baş eğene, diz çökene elbette Devlet'in merhâmetli kucağı açık olmalı ama baş kaldıranların kelleri alınmalı, hem de sür'atle vesselâm...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: