Pazartesi, Ağustos 27, 2012

TARAFTAR TAHRÎBATLARI...

"Atı, atın yanına bağla, ya huyundan, ya tuyundan alır" Der Atalarımız!
Ne kadar kızsam da; geçen ay aboneliğimi iptal ettirmiş olsam da, Apartman Görevlimiz'in getirdiği gazetelerimden birini, artık her sabah kendim gidip alıyorum!
Korktuğu kişinin, bağ evinin camlarını taşlamayı cesâret ve kahramanlık sayan, kızdığım bazı "Bizimkiler"e rağmen, diğer gazetem Ortadoğu'yu da onlara rağmen alıyor, okuyorum! Çünkü zamânı geldiğinde asıl görevini yapacağına emîn olduğum bu Gazetemizin de yaşaması, yaşatılması gereğine inananlardanım!
Ayrıca MHP Genel Başkanı ve mesâi arkadaşlarının; ne yaptıklarını, ne yapacaklarını, birinci elden takip etmenin de -bana göre- en kolay yolu, Ortadoğu'yu takip etmek! Sanalağdan takip te mümkün ama gazete sayfası çevirmek, bizim kuşağın tiryâkiliklerimizden... Sevdiğimiz köşeden, altını çizerek cümleleri hafızâya kazımak, kızdığımız köşe yazarının yakasıymış gibi o sayfayı silkelemek, ayrı bir rahatlatıcı terapi!
Ortadoğu Gazetesi'nin MHP'nin "Resmî Gazete"si olduğunu, bilmeyen yok! İtirâz eden de yok! Her partinin, teşkilâtın gazete veya dergisinin olması, olmazsa olmaz doğrulardan! Ama bazı samîmi okurların teklîf ve tenkîtlerinin de; hem Gazeteyi Bütçe'den parti adına alınan paralarla finans eden Parti Yönetimi, hem de Gazete Genel Yayın Yönetmeni ve ekibince dikkate alınması gerektiğine inanırım.
Gazetecilere gelince; kişinin ekmek yediği müesseseye sadâkati, elbette erdemdir! "Kol kırılır, yen içinde" ketûmiyeti ile düşünceler, teklîf ve tenkîtler, mu'tâd toplantılarda söylenir, dışa karşı ise yek-vücûd bir duruş sergilenir. Kurumsallaşmayı başarmış her yerde, böyledir veya böyle olmalıdır!
Muhâbirler, taraftar olmamalılar! Muhâbirin haberine aldıkları tavırla muharrîrler, gazetenin fikrî fotoğrafını oluştururlar zaten! Özal'lı ANAP'la Türk Basını'na zorla yerleştirilen, "köşe haberciliği" ile gazeteciliğin onuru perîşan edildi, biliyoruz ve bu yozlaşımın telâfisi için -bir kaç kişi de kalsak- direnmek zorundayız! Çünkü basını hür olmayan, muharrîrlerin hâkim güç tarafından disipline edildiği bir ülkede huzûr, tek kelîmeyle imkânsızdır!
Kalemlerin disipline edildiği, köşe habercilerinin ödüllendirilerek taraftarlaştırıldığı dönemlerde; yağcı, yalaka, hükümdâr soytarısı görünümlü kalemlere, ekrân şebeklerine tahammüle mecbûr kalırız!
Kötüden örnek olmaz biliriz! İtle dalaşmaktansa çalıyı dolaşmayı, avâmdan öğrendik ama bir kaç küpelinin gruplaşarak ürümesine, "Hoooşt!" demek te insânî bir tavırdır! Ma'lesef AKP'nin on yıllık "Huzûr ve istikrâr"ı uğruna, son yıllarımız; hayvansever(!)lerin kısırlaştırıp küpelediği sokak köpeği rolüyle ürüyen zavallı yaratıklardan korkmasak ta, sadece susturmak için; "Hoşt!" demekle geçiyor!
Yaygın Basın ve medyada DNA'larıyla oynanmış, fikren kısırlaştırılmış bir sürü dolma kalem varken; Ortadoğu'daki fikir kardeşlerimizle, Ülküdaşlarımızla çekişmek veya onlar tarafından çekiştirilmek, ayıp ve çok üzücü!
MHP'nin Mevcût Genel Başkanı'nı savunmak iddiâsıyla meşrû zaman ve zemînde adaylığını açıklayan bir Ülkücüye insâfsızca saldırmanın, yapacağı fikrî tahrîbatın farkında olamayanları uyarmak, kime düşer?
Meselâ; Koray Aydın'ın, "11- 0" oy birliği ile berât ettiği Yüce Divan Kararı'nı irdeleyerek saldıranlardan; Türkiye'nin -aynı zamanda- BOP Eş Başkanı, Başbakanı'nın Dokunulmazlık sâyesinde 12 yıldır bekleyen 84 dosya'sının olduğunu, bu dosyalarda; "... kalpazanlıktan zimmete, görevi ihmâlden resmî evrâkta sahteciliğe kadar uzanan yolsuzluk iddiâları" nın olduğunu hatırlatarak; bu BOP Eş Başkanı'na, "Millî dâvalar"da tanınan destek toleransının, Genel Başkanlık adayı Ülküdaşlarımıza da tanınmasını beklersek, çok şey mi istemiş oluruz?
Şahsen yalvararak ricâ ediyorum! Lütfen, ülküdaşlarınızı tahrîk ederek zorla birine taraftarlığa icbâr etmeyin! Kongrede, kim kazanırsa kazansın sonuçta MHP'nin kazanmasını sağlayalım! MHP'nin kazanması, Ülkemizin ve Ortadoğu Coğrafyası'nın kazanmasıdır vesselâm...
"BANA YOL GÖSTEREN BENDEN OLMALI."
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: