Cuma, Kasım 16, 2007

BÜYÜK TAŞLARIMIZ...

Muhittin Arar'ın, "Yeniden Çıkış Yolu" adlı kitabında okumuştum.
Bir "diyar-ı küfr" de, çok seçkin bir okulda, çok seçkin öğrencilere verilen "Zaman Yönetimi Dersi"nde yapılan bir deney anlatılmış. Hem dersin adı, hem de deney bendenizin çok ilgimi çekmişti.
"Profesör derse girer ve hepsi birbirinden seçkin öğrencilerini gözden geçirir. "Bu gün Zaman Yönetimi konusunda deneyle karışık bir sınav yapacağız." diyerek kürsünün altından bir kavanoz çıkarır. Hemen ardından yine kürsünün altından bir düzine kadar yumruk büyüklüğünde taşlar çıkarır. Taşları büyük bir dikkatle kavanoza yerleştirmeğe başlar. Kavanozda artık başka bir taşa yer kalmadığına emin olunca öğrencilerine; "Kavanoz doldu mu?" diye sorar. Öğrencilerin hep bir ağızdan "Evet!" cevabı üzerine Profesör, kürsünün altından bir kova mıcır çıkararak kavanozdaki taşların arasına doldurmağa başlar. Mıcırla taşların arasını dikkatle doldurduktan sonra öğrencilerine tekrar; "Bu kavanoz doldu mu?" diye sorar. Bir öğrenci; "Herhalde dolmadı!" diye atılır.
Profesör; "Doğru." der ve tekrar kürsünün altına eğilir. Ve bir kova ince kum çıkarır. Yavaş yavaş kumu mıcır ve taşların aralarına nüfuz edecek şekilde dikkatle doldurur. Kavanozda artık kuma yer kalmayınca yeniden öğrencilerine dönerek; "Bu kavanoz doldu mu?" diye sorar. Bu sefer bütün sınıf bir ağızdan; "Hayır!" diye bağırır. Profesör; "Güzel!" der ve tekrar kürsünün altına eğilerek bir sürahi su çıkarır. Ve kavanoz ağzına kadar doluncaya dek suyu kavanoza döker.
Sonra öğrencilerine bu deneyin amacını sorar. heyecanlı öğrencilerden biri; "Zamanımız ne kadar dolu görünse de, daha ayıracağımız zamanımız mutlaka vardır." diye atılır. "Hayır." der profesör. "Bu deneyin anlatmak istediği; eğer büyük taşları baştan yerleştirmezseniz, küçükler girdikten sonra büyükleri hiçbir zaman kavanozun içine koyamayacağınız gerçeğidir." Öğrencilerin şaşkın bakışları arasında profesör devam eder. "Nedir hayatınıdaki büyük taşlar?
* Çocuklarınız
* Eşiniz/Sevgiliniz
* Bir eser yaratmak
* Arkadaşlarınız
* Sağlığınız
* Hayalleriniz
*Başkalarına faydalı olmak
Büyük taşlarınız bunlardan biri, birkaçı, belki hepsi. Bu akşam yatmadan iyice düşünün ve büyük taşlarınızın hangisi veya hangileri olduğuna iyice karar verin. Bilin ki büyük taşlarınızı ilk olarak kavanoza yerleştirmezseniz, bir daha hiçbir zaman koyamazsınız. O zaman da; ne kendinize, ne çalıştığınız kuruma, ne de ülkenize faydalı olursunuz. Bu sadece iyi bir iş adamı değil, aynı zamanda iyi bir adam olamayacağınızı da gösterir. Yerlerinde sessizce oturakalan öğrencilerin şaşkın bakışları arasında profesör, sınıftan çıkar."
Devletimizin, ülkemizin, milletimizin büyük taşlarını kavanoza koymakla mükellef insanların; büyük taşları kavanoza yerleştirmekte asla geç kalmadıklarına eminim. Muhteşem Türk Atatürk'ün büyük taşları, büyük bir dikkat ve itina ile yerleştirdiğine eminim.
Şimdi suyun, mıcırın, kumun koyulma sırasını şaşıran, 'acemi öğrenciler'le deneye devam ediyor gibiyiz.
Ama şükürler olsun ki büyük taşlarımız zamanında ve dikkatle koyulmuş kavanoza...
Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş'in, teşkilat mensuplarını yetiştirmek için özellikle verdirdiği "Zamanı Yakalamak" seminerlerinin uygulayıcısı, "Eğitimci", Muhterem Ağabeyim, Yılma Durak Beyfendi'nin kulaklarını çınlatarak...
Hadi 'Büyük Taşlarımız'ın adlarını yeniden hatırlayalım.
Hayırlı Cumalar...
TEVEKKELTÜ TEAL'ALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: