Çarşamba, Kasım 28, 2007

GEÇMELİ BUNLAR...

Ooooffff! Oooofff!...
"Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır." diye bir değil iki of çektim!...
Bir of çeksem sadece of çekmiş olurum biliyorum yıllardır... Öğrendim...
Sesimizi duyan olmadı! Sesimizi duyanlardan, sözümüzü kaale alan olmadı! Sözümüzü kaale alanlardan; "Milletin sözünü dinlersek avamlaşırız!" endişesi ile, avamlık ayıp olur diye doğru söylediklerimizi uygulayan olmadı!...
Ki ücret talep etmedik, görev talep etmedik! Devlet yönetenlere yağ çekmektense Millet'e sadakati tercih ettik. Millet adına, milletin söylendiklerini söyledik sadece ve söylemekteyiz...
"Alt-üst Kimlik" safsataları ortalığı kapladığı günlerde bir de "Çiçek bahçesi" tanımı sunuldu millete.
"Yapmayın!" dedik. "Başbuğumuz, mozaiğe bile itiraz etmişti. Mimar Sinan'ın yüzlerce yıldır sapasağlam duran mozaiklerine rağmen, mozaikten millet tarifi çıkmazken, Çiçek bahçesi'nden millet tarifi çıkmaz!" dedik...
Bir Kürt asıllı Türk Milletçisi Ülküdaşımız; "Ne mozaiği? Biz ancak renkli mermerin farklı renkleriyiz." diye feveran ediyor diye yazdık durduk...
Halk ile millet kelimelerinin sözlük anlamlarını da kullanarak; Türk Milleti tarihte de halkları toparlayarak milletleştirmiştir. Bu yüzden de Muhteşem Türk Atatürk, Cumhuriyet halk Fırkasını kurarken 6 temel ilkesinde "halkçılık" ile "milliyetçiliği" ayrı ayrı ele alarak işlemiş ve işlenmesini istemiştir dedik.
Yaşımız gereği, ömrümüzün 40 yılını; ".... halkların kardeşliği, haklara eşitlik, halklara özgürlük v.s." teraneleriyle geçirdik. "Şimdi bu geçmiş mücadeleler unutularak 'Türk halkı' demek, Türk Milleti'ni küçültmektir hatta Türk Milleti'ne ihanettir yapmayın!..." dedik ama ama sadece dediğimizle kaldık!...
Hala "bir off!... " çekemiyoruz ki karşıki dağlar yıkılmasın! Karşıki dağlar yıkılmasın ki oralarda mukim Türk Milleti'ne bir zarar gelmesin!
Ermeni Doğu'da, İsrail Güneydoğu'da, Yunanlı Kıbrıs ve Ege'de, Haçlı Boğazlar ve Anadolu'da, kendilerini hakim güçler olarak adlandırmış güçler rum-pontus hayalleriyle Karadeniz'de hayali haritalar üreterek, çizerek ha bire bize saldırmakta...
Sanal Ağ'da duyarlı Milletçiler, alternatif Türk Haritaları çizerek bu soğuk savaşa mukabele etmeye çalışıyor ama "Milliyetsiz Milliyetçiler"den hala bir tepki yok!...
Başbakanımız, aynı zamanda BOP Eş Başkanı olmakla müftehir!
Cumhurbaşkanımız, Arap Kralı'nın otel odasında ziyeretine gidebiliyor, sosyal aktivitelerde Ülkemizin reklamını yapmaya soyunuyor! Bu reklamlarda zaten ülkemizde gözleri olan aç saldırganların iştahlarını kabartıyor!...
Satan satana, alan alana! Karabağ'da talan var!...
Bizler de yerel gazetelerden, sanal ağdan "Oooof!" çekmekle meşgulüz!...
Kerkük'te Kerküklü Kardeşlerimiz; "Kavim kardaş nerdesen?" diye feryatta!...
Türk Milleti, Allahını seversen kendine dön!
Dağlar gibi yığdığın kemiklerinden nadim ol! Dereler gibi akıttığın kanından nadim ol! "Domuzdan post, kefereden dost olmaz." sözünü sen söylemedin mi? Allah aşkına kendine dön!...
Türk Milleti;
Sen, sadece Türkçe düşünür, Türkçe konuşur, olaylara Türkçe tepki verir, Türkçe davranırsan Türk olarak kalabilirsin. Türk olarak kaldığın sürece de bütün hasımların seni sayarlar...
Millet olarak kalmayı başaramazsan, devletin tehlikede. Sen hiç devletsiz kalmadın, sen hiç devletsiz olmadın...
Millet olarak kal ki, Devlet olarak ilelebet payidar olasın...
Bırak kim, ne yaparsa yapsın!... Geçer bunlar!... Geçecek bunlar!... Geçmeli bunlar!...
"Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur."
Türk Milleti, kendine dön!...
Oooofff! Oooofff!...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: