Salı, Kasım 06, 2007

KAHRAMAN BAKKALLAR!...

"Sayın Başkan"la Sayın Başbakanımız görüştüler hamdolsun!...
On dört-on beş gündür öfkelerini artık içlerine hapsetmeyerek sokaklara taşan milletin de gazı epeyce alınmıştı zaten! Millet; sınır ötesi hareketi, Irak'ın kuzeyine müdahale ve Musul-Kerkük'ün kontrolümüze alınması şeklinde hayal ediyordu.
Madem ki Mehmetçiklerimiz aslanlar gibi çarpışarak şehit oluyorlardı, bunun karşılığı sadece elimizdeki yerleri, sınırları kontrol olmamalıydı. Zaten eğer sınırlarımızı korumak amaçlı ve yıllardır süren bir çatışma olsaydı Tunceli'deki, taaa göbeğimizdeki ve çatışmalara ne demek lazımdı?
Yaşadığımız ve gördüklerimiz, yaklaşık 30 yıldır tedhiş ve terör yaratarak milletin moralini bozmak, devletin otoritesinin yok olduğunu ispatlamaya yönelik hareketlerdi.
Millet, bunun farkındaydı. Millet, bu teröristleri topraklarında barındıran Irak'ın, bir an önce bu işe son vermesini istiyordu. Ama millet, Irak'ın egemenliğini ABD'ye teslim ettiğini de biliyordu. Bu yüzden Irak'ta işgalci konumunda olan ABD Başkanı ile Başbakanımız'ın görüşmesini önemsiyordu. Bu tarifi de daha önce terörle mücadele için ortak birimler hazırlayan Başbakanımız ve hükumet millete dikte ettirmişti.
Irak'taki teröristlere, ancak ABD'nin izni ile müdahale edilebilirdi. 400 yıl sınırlamızda kalmış bir yerlerin, 400 yıl vatandaşlarımız olarak kalmış bir milletin birilerince işgal edildiği ve soykırıma tabi tutulduğu, ancak bu şekilde net olarak ifade edilebilirdi.
ABD, artık sınır komşumuzdu. Ve bizim güya kadim dostumuzdu!
İki dost-müttefik ülkenin yöneticileri, görüştüler şükrolsun!...
Ve muhteşem, tarihi bir anlaşmaya vararak ta ayrıldılar.
Terör örgütünün liderleri, bize teslim edilecekmiş!
Hadi ordan beeeeee!...
Terör örgütünün en başı, tek lideri, yıllar öncesinden bize teslim edilmedi mi? Teslim edildi de ne oldu? Terör bitti mi?...
Şimdi İmralı'dan verilen talimatları uygulayan birilerini; artık dağlarda çok rahatsız oldukları ve yoruldukları için biraz istirahate çekmek lazım diye düşündüklerini millet anladı da siz neden anlamazsınız?
Prof. Dr. Ümit Özdağ ile bir sohpetimizi hatırladım. Özdağ Hoca; "Adam, yaklaşık 25 yıl dev bir devletle savaştı. Dev bir devletle mücadele etti ve sonuçta yükselebildiği yer ve mevki; ABD'nin kontrolündeki bir bölgede marketçilik. Bırakalım adam bakkal olarak terfi ettiği yerde sürünsün!..." diyordu. Ümit Özdağ'ın bahsettiği kişi Apo alçağının kardeşi Osman Öcalan'dı.
25 yıllık bir teröristlikten sonra, bir market işletmeciliğini kazanabilmiş bir bitik adamı, teslim alarak yeniden bir kahraman hüviyeti kazandırmanın neresi akıllı bir harekettir Allah aşkına?...
Madem bu işi bitiremiyorsunuz, madem dost-müttefik yeni komşunuz, size kendi başınıza hareket izni vermiyor ve siz de ona kafa tutamıyorsunuz; bari bırakın kahraman(!) bakkallar bakkallıklarını yapsınlar!...
Yeniden birilerine devlet olmanın gerekleri olan lüks hayatı ikram etmek istemiyoruz.
Bu görüşmede dağ, fare falan doğurmadı.
Bu görüşme, kısır bir görüşmeydi ve asla bir sonucu olmazdı, olmadı da...
Sevgili Hasan Demir Üstat; " Bush, deli. "dedi. Çok hem de çok haklı! Yoksa bu kadar akıllılar düşünürken o vurup geçebilir miydi?!...
Nasılsa milletin heyecanı da, öfkesi de epeyce törpülendi.
Allah(c.c.), sonumuzu hayretsin.
TEVEKKELTÜ TEAL'ALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: