Çarşamba, Kasım 07, 2007

SAĞ OLUN HANFENDİLER

Günlerdir uyuyamıyorum!...
Millet olarak aşağılanmamızın devamı, başımıza örülen çoraplara razıyken iki de bir başımıza çuval geçirilmesi ve mukabelede bulunamamak Türk Gönlümü tar-u mar etti!...
"ATATÜRK'E AÇIK MEKTUP" yazıma ses veren Türk analarının, seslenişlerine cevap vermek üzere sanki hiç uyumadan sabahın 07.15'inde klavyemle başbaşayım.
Sayın Ayşe, Fatma, Dudu, Aslı Hanfendiler,
Ve şahsınızda bütün Türk anaları, bacıları;
Yıllardır sayısız tebrik ve tenkitlere muhatabım.
Ama inanın duyarlı Türk kadınlarından aldığım bu taltif; tamamen demoralize olduğum bir günde imdadıma yetişti.
"Bekâra karı boşamak kolaydır." atasözünün arkasına saklanmak isteyen Başbakan'a, hak vermeğe çalıştım epeyce! Zor iş ve verilmesi gereken çok zor bir kararla karşı karşıya mıdır diye düşündüm durdum.
Ama "Sayın Başkan"ının ofisine ana kapıdan değil yan kapıdan alınınca, kucaklarında büyüttükleri PKK'lı alçakların ön kapıdaki gösterilerine son verilmeyip, 75 milyonluk dev bir ülkenin başbakanı, yan kapıdan kaçak olarak içeri alınınca, ve bu başbakan da buna tepki vermeyince çok ama çok bozuldum!...
Bu devlet, benim devletim mi?
Tarihleri yazan-bozan, çağlar açıp kapatan milletin devleti bu mu?
Bu kadar mütevekkil(!) , bu kadar kimliksiz-kişiliksiz bir yönetimi kabul ve hak edebilmek için bu millet ne günah işledi diye öfkelenip durdum.
Bu kadar tevekkül, fazla değil mi bu millete diye ilk kez tevekküle isyanlardayım!...
Artık, -nerdeyse bunlar yüzünden- yıllardır değişmez selamlaşma şeklim olan "TEVEKKELTÜ TEAL'ALLAH" terkibinden vaz geçmek üzereyim.
Atımızı önce sağlam kazığa bağlayıp sonra Allah(c.c.)'a emanet etmemizi dinimiz öğretmesine rağmen bizlerin -yönetenlerimiz tarafından- atlarımızın önce başıboş bırakılıp sonra ABD'nin, bir at hırsızı kovboyuna emanet edilmesine seyirci mi kalacağız?
Türk Anaları, Türk Bacıları, Türk Kadınları;
Desteğinize ihtiyacımız var!...
Sizler doğacak, bizler de vatanın vatan kalabilmesi, devletimizin ebed müddet olabilmesi için gerekli olan bedeli, canımızla ödemeğe devam edeceğiz.
Vatanın bütünlüğü, üniter devletimizin devamı, Muhteşem Türk Atatürk'ün emanetine sadakatle sahip durabilmemiz için siz anaların, bacıların, siz Türk kadınlarının ölenlerin arkasından düşmanı sevindirircesine ağlamamanız lazım!...
Çok zor bir şey istediğimi biliyorum."Ağlarsa anam ağlar..." türküsünü hiç ama hiç unutmuş değilim!...
Ama tarihte bunu defalarca dünyaya öğreten sizlerin, yeniden bir daha ortaya çıkmanızın zamanı. Sizler haykırmazsanız, bu sağır kulaklar, bu uzaktan kumandalı siyasetin rüzgâr güllerinin duymaları mümkün değil.
Kendi çocuklarına çürük raporu alıp askerden kaçırdıktan sonra, ve çürük raporundan bir yıl sonra yerleri yerinden oynatan bir düğünle evlendirenlerden çok fazla beklentimiz zaten yoktu!... Artık tamamen onlardan ümidimi kesmiş durumdayım.
Genel Kurmay Başkanımız'a Türk Anaları olarak sizlerin sesleneceğiniz gündür sanıyorum. Ordumuzu askersiz bırakmayacağınızı, evlatlarımızı dünyanın inadına ellerini kınalayarak vatana kurban göndermeye devam edeceğinizi, bu tarih yapan milletin "asker millet" tanımını devam ettirmeğe kararlı olduğunuzu, Muhteşem Türk Atatürk'ün sizlere olan güvenini asla boşa çıkarmayacağınızı bildirin ordumuza...
Ve peşine de silah altına göndereceğiniz evlatlarınızdan, şehitlerimizin intikamını almalarını istediğimizi de söyleyin!...
Biz millet olarak sınır ötesi harekatı beklerken, sınırlarımızın içinde tam göbeğimiz sayılan bir yerdeki şehidimizin bizi çok incittiğini artık seslendirin. Kapımızı sağlama almadıktan, alamadıktan sonra komşumuzun kapısını korumaya soyunmanın mantığının olmadığını haykıralım. Biz sınırlarımız içinde asayişimizi yeterince sağlayamadıktan sonra bize ne Irak'ın bütünlüğünden?!...
Israrla basiretsiz veya yerli işbirlikçi siyasilerimiz tarafından "Müttefik-Dost" diye tanımlanan ABD'nin bizi İran'a doğru kışkırttığının farkında olduğumuzu millet olarak haykıralım. Ve öyle haykıralım ki okyanus ötesinden duyulsun sesimiz ve "Sayın Başkan"ı, bizim Başbakan'a bu sesten bahsetsin!...
Başka çaremiz yok!
Başka yolu kalmadı bu işin!
Kadınlı-erkekli, kızlı-kızanlı, gençli-ihtiyarlı, hastalı-sağlı, zenginli-fakirli, işverenli-işçili, sanatçılı-toplumlu, okumuşlu-cahilli hep birlikte bu işe soyunmazsak binamız çökertilmek üzere!...
Allah korusun bizim binamız çökerse ortadoğu altında kaldığı gibi, dünya nizamı alt-üst olur... Tabi isteyenin ve korkakların; "Dünyadan bize ne kardeşim?" deme hakları vardır!... Korkmanın ayıp olmadığını, korkaklığın bir fıtrati özellik olduğunu biliriz!
Onlar öyle diyecekler. "Bekâra karı boşamak kolay." diyecekler. Biz ise "Mevzu bahis vatansa, gerisi teferruattır." diyerek, diyene sadık kalarak Türkçe nara atmaya devam edeceğiz.
Sağ olun Hanfendiler...
Bana yürek oldunuz. Umarım sesinizi biraz daha artırarak duymayanlara da duyurur ve onlarında yüreklenmelerine vesile olursunuz.
YÜKSEL TÜRK! SENİN İÇİN YÜKSELMENİN SINIRI YOKTUR."
TEVEKKELTÜ TEAL'ALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: