Bu gün pazar.
Haftanın kendime ayırdığım tek günü.
Bunu da elimden aldılar Hamdolsun!... Pazar günleri evden asla çıkmazdım. Artık çıkacağım. Bana en yakın cami bahçesine veya bana en yakın hastanenin morguna ineceğim.
Niye mi? Günde üç paket sigara içen ve yaklaşık 40 yıllık tiryakiyim. Sigara içmek yasaklanacak ya! Bu yasakla Türkiye'nin bütün meseleleri hallolacak ya! Ben de yasalara uymaya gayret ediyorum. Sitelerden bir haber buldum:
"Sigara yasaklarını genişleten yasa teklifinde hastası ve cenazesi olanlar lehine rötuş yapılacak. AKP, mevcut metinde yasak kapsamında bulunan hastane ve ibadethane bahçelerinin kapsam dışına çıkarılması için çalışıyor."(Alıntı)
Sigaramı, en derin cebime saklayarak çıktım evden!...
............................................
Bu gün pazar.
Yasağa bir çare buldum sanki şükrolsun. Şimdi aklımı da başıma topladım. Ve başıma toplanan aklıma, şu "Soykırım" meselesi takıldı.
Önce suçluyu tarife niyetlensem ve desem ki; "Toplumun tecrit ettiği, yani çoğunlukla benzeşmeyen ve çoğunluğu rahatsız eden davranışları, işleri yapan kişi." suçludur. Ne kadar hukukî oldu bilmem ama sanırım kabul görecek bir tarif oldu.
Suçu, kişisel boyuttan milletler arası ilişkiler boyutuna taşırsak; Milletlerarası vicdanları rahatsız eden davranışlardır diyebiliriz değil mi suça? Yani bütün milletlerin vicdanlarını rahatsız eden davranış, suç olmalıdır veya sayılmalıdır.
1915'te yani nerdeyse 100 yıl evvel ne yapmış Osmanlı? Kendi resmi kayıtlarına göre, iç güvenliğini sağlayabilmek için, yol harcırahlarını da vererek, yüzlerce yıl "Tebaayı Sadıka" diye adlandırdığı Ermeniler'e tehcir uygulamış. Yani zorunlu göç yaptırmış. Yine Osmanlı'nın resmi kayıtlarından, bu tehcir sırasında münferit bazı menfi ve sert olayların olduğu ve müsebbiplerinin de sertçe cezalandırıldığı yazılı. Hatta bir kaymakamın idamını bile hatırlıyorum.
Batı, yani yüz yıl öncenin Haçlısı, yeni adıyla AB veya ABD; Osmanlı adıyla Türk'ü yargılamak, suçlamak kararında ya!
Acaba biz de bu Pazar'ı başlangıç sayarak, bütün milletlerin dünlerine bir göz atsak mı?
Mesela; Amerika'nın meşhuuur yerlileri, kızılderililer nerde? ABD'nin onlara uyguladığı katliamların bir adı var mı? Tehcir "soykırım"sa, ABD'nin yerlilere yaptığı ne? Diye sorgulasak mı?
Fransızlar'ın Cezayir'de daha dün yaptıklarının adı ne?
Almanların, daha dünden de yakın yahudilere yaptıkları ne? Ruslar'ın Çeçenlere, Abazalara yaptıklarının adı ne?
Irak'ın dün Kürtlere yaptıklarının, İsrail adındaki korsan devletin yıllardır dünyanın gözü önünde Filistinlilere yaptıklarının adı ne?
ABD'nin İngilter ile beraber şu an Irak'ta yaptıkları ne?
Sırplar'ın Boşnaklar'a; şimdi ABD desteğindeki kürtlerin Kerkük ve Telafer'de yaptıklarının adı ne?
Bütün bunları yüksek sesle sorduktan sonra tehcir Olayı ile ilgili dönüp bütün dünyaya; "Sana ne Kardeşim?" desek ne kaybederiz?...
Biz kurallara uyalım, birleşmiş milletlere, nato'ya uygun davranalım diye gayret sarfettikçe bunlar şımardılar mı ne?!...
Herhalde bir sigarayı daha hak ettim.
Bu gün Pazar ya!...
Ben de bu güneşli ama çok soğuk Ankara gününde, bir cami bahçesinde banka çöküverdim. Benden başka kimse de yok!...
Allah(c.c.), sorsun ne diyeyim!... Ben kabul etmem bu yasağı!...
TEVEKKELTÜ TEAL'ALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder