Pazartesi, Kasım 12, 2007

VURUN ABALIYA!...

Allah aşkına, bu fotoğraftaki aciz biz miyiz?
Yine karanlıkta kaybedip, iş olsun diye ışıkta arayan biz miyiz?
"Baba beni falan dövdü!" diyemeyecek, dilsiz bebeği, babasına kızgınlığımızdan dolayı döven biz miyiz?
Muhteşem Türk Atatürk'ün, bir imparatorluk kalıntılarından ve hiç bir şey yokken, sadece imanla kurduğu ve "Bağımsızlık karakterimdir." diye tarif ettiği Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu mu?
Günlerdir, gücümüzün yeteceği bir şeyler bulmuşuz, vuruyoruz da vuruyoruz!
Yetişiiiin!...
Siz de kaçırmayın, vurun abalıya!...
"Düşene vuran çok olur." Nasılsa bu çocuklar düştüler. Nasılsa bu çocuklar, düşürüldüler! Bunlar çocuk beğler! Bunlar, genç! Bunlar; kullanılmaya çok müsait yaşlardaki genç dimağlar. Bunların dimağlarına sahip olamamışsan suçlu sensin!
Yoksa; kucağımızda büyüttüğümüz, palazlandırdığımız iki siyaset fahişesini bırakıp, bu çocuklara saldırmazsın!
Yoksa; kocası dağda, kendisi bağda olan PKK'lılığı nerdeyse ispatlamış "Millet Vekili(!)"ni bırakıp, bu çocuklara saldırmazsın!
"Tek millet, tek vatan, tek devlet, tek dil dayatması bizi karşı karşıya getiriyor!.." diye siyaset(!) ve demokrat(!)lık yapanları bırakıp bunlara saldırmazsın!
Yoksa; ağzından takma dişleri fırlamacasına, Genel Kurmay Başkanımız'ın insan haklarının aynısını, 40.000 kişinin, kadınların, ihtiyarların, bebeklerin katili alçağa isteyeni atlayıp bu çocuklara saldırmazsın!...
Bu çocuklarımız, incelenecekler. Araştırılacaklar. Varsa bağlantıları ve onların kafalarına giren mikroplar tesbit edilecekler. Yargılanacaklar ve büyük bir ihtimalle de aklanacaklar!
Ama diğer bahsettiklerim?!
Bahsettiklerimdem korktunuz mu yoksa?!
Yoksa bu namertler, istedikleri psikolojik sonuca ulaştılar mı?!
PKK'ya, onun patronu AB ve ABD'ye kızmaktan korktuğunuz için mi bu çocuklara saldırıyorsunuz!
"Vurun kahpeye!" değil mi?
Kahpeler, o çocuklar değil Beğleeeer!...
Kahpeler, tam göbeğimizde!
Kahpeler, gözümüzün içine baka baka bizimle alay ediyorlar! Kahpeler, İstanbul'da 50-100 kişilik gruplar oluşturarak gösteri yapıyor, yaptırıyorlar! Kahpeler, Güneydoğu'da kendilerine göre kurtardıkları yerlerde gövde gösterisi yapıyorlar!
Askerimizi, güvenlik güçlerimizi bu kahpelerle başbaşa bırakmak gibi bir kahpelik düşünmeyiz değil mi?!!!
Ölüm gelince komşuya atmayız değil mi?!!!
İmralı'daki hain başının ziyaretine giden, işbirlikçi, avukat maskeli hainlerin engellenmesine çalışan duyarlı Türkleri yalnız bırakmayız değil mi?
İhanet etmekle suçladığımız çocuklarımıza bu hakareti eden, ettiren müttefikimizden korkmayız değil mi?
Canımızı kendimiz acıtıyoruz beğler!...
"Gaflet, dalalet ve hatta hıyanet..." içinde olabileceklere rağmen bu Cumhuriyeti koruyacağımıza and içerek büyüyüp, çocuklarımızı and içirerek büyütenler biz değil miyiz? Yoksa millet olarak bizde mi "Meclis"teki yeminden ettik?!!!
Gün bu gündür Türk Milleti!...
Ya Muhteşem Türk Atatürk'ün, ya da hayatı boyunca Atatürkçü geçinen ama Atatürk'e inat bir tarif bırakan Aziz Nesin'in tarifini hak etmenin zamanı!...
Herkes aynaya baksın hem de hemen!
Aynada gördüğü; Atatürk'ün tarif ettiği Türk'e mi, yoksa Aziz Nesin'in tarif ettiğine mi benziyor? Benzetmeden sonra, benzeşenler; bir arada, yanyana dururlar zaten...
Olmazsa hep beraber; "Vurun abalıya!.." diyerek saldırırız...
TEVEKKELTÜ TEAL'ALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: