Cuma, Ocak 02, 2009

HAY ALLAH KAHR... BELÂ...VS...VS...

Marketlerde, bakkallarda, pazarda tezgâhlarda, ithâl mal dolu. Bütün vitrinlerde; mankenlerde, beyaz eşya reyonlarında, yiyecekte-giyecekte her şey ithâl. Doğalgazımız ithal. Petrolümüz ithal. Şeker ithâl, buğday ithâl, mısır ithâl, et ithâl... Sanayi ürünlerimiz ithâl, sanayimizin çalışabilmesi için şart olan enerji ithal;
İhrâcatta rekorlar kırıyormuşuz!...
Fabrikalarımız patır patır kapanıyor. Her gün yüzlerce işçimiz işsiz. Borcunu ödeyemeyen okul sahibi iş adamlarımız, ihracatçı-ithalatçı iş adamlarımız, sanayici iş adamlarımız intihar ediyor! Cebimizde para yok. Soframızda aş yok. Aşı kazanmanın tek yolu olan iş yok. Para için anamızı, babamızı, halamızı, dayımızı kesiyoruz. Parasızlıktan açlıktan her gün intiharlar ediyoruz.Kendini asan asana;
Büyüme rekorları kırıyoruz!...
Yıllardır, her gün şehîdimiz var. Polisimizin can güvenliği yok. Bomba patlamayan ve ne zaman bomba patlayacak diye korkmayan şehrimiz yok. Kırsalda vatandaşımız topluca katledilebiliyor. Başbakanımız, "Sakın gelme perişan ederiz!" diye tehdit ediliyor. Sorumlu devlet kadrolarımız, ordu koruması olmadan ülkenin bazı yerlerine giremiyor. Çelik kapılar bile aileleri korumaya yetmiyor. Yasalarımız çaresiz.Polis yakalıyor, savcılarımız salıyor.Ne asayiş var ne can güvenliği. Yapanlar değil, söyleyenler huzur bozuyor;
Huzurlu bir ülkeyiz!...
Yerel yöneticiler bağımsızlık ilan ettiler. Devletimizden haraç mantığıyla aldıkları paralarımızla, teröristlere hizmet veriliyor. Başbakanı karşılamıyor, uğurlamıyor, resmi törenlere katılmıyor ve Başbakanın gideceği gün tatil ediyorlar. İşyerlerini de kapattırıyorlar. Dillerini de ayırdılar. Artık TRT Şeş'leri var. Elektirk parası vermezler. İşlerine gelmeyen yaptığımız yolları bozarlar. Yaptığımız okulları, hastaneleri, hizmet binalarını yıkarlar. Yıllardır dağda olan PKK'lıların eşlerini demokratlık adına seçerek Meclis'e gönderir milyar-milyar maaş alırlar. Demokrasi ve demokratlık adına, dağdaki PKK'lıları seçmen listesine yazdırırlar;
Üniter devletiz!...
Bunları yapanlar veya yapamayanlar belli. Ya biz? Ya biz?
Evlâtlarımız şehîd edilir, seyrederiz. Toplu şehitlerimizin cenâzeleri ülkenin dört bir yanına dağıtılırken tv.lerde dansöz oynatıp eğleniriz. Yolgeçen hanına döndürülen bağımsız ülkemizden geçerek, komşularımızı bombalayanlarla müttefik(!)iz seyrederiz. Bir anda her kes "Ermeniyiz!" diye sokaklara dökülür, alkışlarız. "Hepimiz Türk'üz. Ne mutlu Türk'üm diyene." diyenleri faşistlikle suçlarken Atatürk dahil, her şeyimize saldırırlar susarız. Dört yüz yıl tebaamız olmuş dindaşlarımıza, komşularımıza, soydaşlarımıza Haçlı ve Yahudi elbirliğiyle soy kırım uygularken Noel kutlayacak kadar insanlıktan, Müslümanlık'tan, Türklük'ten çıkarız. Sınırlarımızda, sınır ötesinde, memleket kırsalımızda ölürüz. Ekmek kuyruğunda, maaş kuruğunda, hastanede vizite kuyruğunda, yardım kuyruğunda birbirimizi ezerek, iftar çadırlarında açlıktan ölürüz. Her gün; "Şehitler ölmez." diye cenâzeler kaldırılır seyrederiz. Ve rekor rekor üstüne kıran bir büyük ülkeyiz;
Ve Biz, ve biiiz Büyüüük Türk Milletiyiz!...
Kim, ne zaman, bizi bu hallere sokmuşsa; kim bizi hangi vaatlerle bu şekle sokmuşsa; kim veya kimler bizi böylesine kandırmışsa; kandıranların da, kananların da, milletin kandırılmasına yardımcı olanların da Allah belâlarını versin!
Dul karı misâli bedduadan başka çarem kalmadı!...
Yaşasın demokrasi, kahrolsun sahte demokratlar...
TÜRK BUDUN, ÖKÜÜÜNNN !....
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: