Çarşamba, Ocak 28, 2009

KİMSESİZLER KİMSESİ...

"Hiç kimse kimsesiz değil herkesin var bir kimsesi
Hiç kimsesiz kaldım medet Kimsesizler Kimsesi..." (Fatih Sultan Mehmet)
Her kes,; bazen, kendini kimsesiz ve yalnız hisseder. Bu duyguya, defalarca düşmüşüzdür. Kendini kimsesiz hisseden herkesin yaptığı gibi bizler de "Kimsesizler Kimsesi"ne sığınırız... Bu duygu ve düşünceler; sıradan biri için, âvâmdan biri için, çok doğaldır. Ama yaşadığı çağda, herkese kimselik etmekle mükellef birinin, kendini kimsesiz hissetmesi ve "Kimsesizler Kimsesi"ne sığınması, muhteşem bir kulluk gösterisidir!...
Peygamberimiz(s.a.v.)'den dualı ve övülmüş biri olacaksın, çağ açıp çağ kapatan olarak tarih olacaksın, bütün zamanların Fatih'i olarak nam salacak, efsâneleşeceksin ama bu arada da insan olduğunu, insanlığın en mükemmel rütbesi olan "kulluk" tarifinin farkında olduğunu da tarihe şerh düşeceksin! Bu târif ve tavırlarla elbette Fâtih olunacak, elbette Fâtih kalınacak! Bu teslîmiyetin, bu tevazûnun, bu îmanın sahibi Fâtih olmazsa ne olur?...
Devlet yöneticiliği oynayan parti genel başkanlarımız, Allah rızası için Koca Fatih'in tarifini, bilseler ne olur? Tevazûnun ve kulluk bilincinin bir insanı nasıl büyüttüğünü, nasıl Fâtih'leştirdiğini bir anlasalar! Ama tesadüfen, ama seçimle, ama atanarak bir yerlere, makamlara gelenler, ne olur bir defa bile olsa, yukarılara çıkıldıkça yalnızlığa mahkûm olacaklarını, kimsesiz kalacaklarını, "Kimsesizler Kimsesi"ne sığınmaktan başka çârelerinin kalmayacağını Fatih'i inceleyerek bir görseler...
Demek ki kolay Fatih olunmuyor! Demek ki yüzlerce yıl Fatih olarak kolay kalınmıyor! En az ikiyüz yıllık planlar ve hayallerle donatılarak yetiştirilen Devlet Adamları'nın nasıl yetiştiğini, Devlet Adamlığının nasıl oluştuğunu, bir araştırsalar ne olur?...
En soldaki partinin de, en sağdaki partinin de, hatta bütün partilerin de tüzükleri ve söylemleri birbirinin nerdeyse aynı! Çünkü, ancak yasaların izin verdiği kadar parti olunabiliyor. Farklı söylemleri söylemek, yasalara karşı suç! Bu yüzden de bütün parti genel başkanları ve kanaat önderleri, fısıltıyla farklı konuşurlar! Çok garip bir gerçek ki, bu farklı konuşmalarıyla da milletten itibar görür veya itibar kaybederler.
Yine çok gariptir, farklı, yasak söylemleriyle milletten itibar görerek seçilenler; hem kendilerini görevlendiren milleti, hem de vaat ettikleri görevlerini, unuturlar! Milleti ve ettikleri yeminlerini unutarak pervasızca yolsuzluklar yapar, beyt-ül mâlı talan ederler! Çünkü seçilenlerin büyük bir kısmı; seçim süresince "Kimsesizler Kimsesi"ne sığınırlarken; seçildikten sonra, dokunulmazlık zırhıyla tek kelimeyle insafsızlaşır, firâvunlaşırlar!...
Kazandıkları seçimi, sonu gelmez bir kazanım olarak görür, getirildikleri görevin de ilânihaye olduğunu zannederler! Bu bitmez büyüklük vehimleriyle de millete fütursuzca hakaretler ederler! Seçilinceye kadar kesinlikle millet vekilliğine taliptirler ama seçildikten sonra, genel başkanların vekilleri olurlar! Bu kimliksiz davranışları yüzünden de millet nazârında irtifâ kaybederler, siyâsete irtifâ kaybettirirler!
Önümüzdeki, seçim sath-ı mailinde bir daha "Kimsesizler Kimsesi"ne ve kimsesiz zannettikleri millete sığınacaklar! Bu sahtelerle mücâdele de bizlere kalacak, bizlere düşecek bir daha!... Hangi mevki ve makamda olursa olsunlar; "Yüksekten düşenin, canı çok yanar." mantığıyla, bütün devlet ricâlinin, kimsesizlere ve "Kimsesizler Kimsesi"ne sığınabilecek yüzlerinin olması lazım! Bilinir ki yukarılara çıkıldıkça yalnızlık artar!...
Yalaka ve yalamaların yozlaştırdığı hükmetme gücünü yanlış kullananlar, bulundukları yerden düşünce canları çok yanar! Kendilerini, yandaşlarının kimsesi zannederek bu durumlarını, millete zulmetmek için kullananların, Fatih'in yukarıdaki muhteşem dizelerini, günde en az on kere hatırlamaları gerek diye düşünürüm...
Fatih'lik elbette Allah(c.c.)'ın bir lûtfudur. Ama Fatih'in makamına, tesâdüfen de olsa gelmişlerin; Fatih'in Allah'a atfen kullandığı sıfatı, ABD Başkanı'na yakıştırması ise; onu "İnadına" seçenlerin, Allah tarafından cezalandırılması değilse nedir?. ..
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR"
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: