Cumartesi, Ocak 03, 2009

BEŞ ON DAMGALI PULLA DÂVET...

"Küskünlükleri sona erdirelim, birlik ve beraberlik içinde olalım. Geçmişte ne olduğu önemli değil, önemli olan bugün. Bir hilal uğruna 40 yıl"
Cümleleri, haberden alıntıladım. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Şubat ayında yapacakları partinin kuruluşunun 40.yılı törenleri için bütün "küskünler"e; PTT'ye özel yaptırılan ve üzerinde kendi resmi olan pullarla, davet mektubu göndermiş! Sadece gayr-ı meşrû yollarla partiden uzaklaştırdığı Prof.Dr.Ümit Özdağ'a, mektup göndermemişmiş. Haberi veren basına göre, Devlet Bahçeli, sadece Ümit Özdağ'ı affetmemişmiş!...
Taaaa başlangıcından yanlışla başlayan, yanlışla devam eden ve asla olması istenmeyen bir "Sakın haaa! Gelmeyesiniz!" dâveti!...
Seçimlere kadar Devlet Bahçeli hakkında susma kararı almıştım. Demek ki susmamızı istemiyor! Hemen suskunluğumu bozma sebeplerimi sıralayayım:
1- MHP'nin kırkıncı kuruluş etkinliklerinde kullanılacak argüman; Başbuğ Atatürk ve Başbuğ Alparslan Türkeş yani Türk Dünyasının Son Başbuğları değilse; Atatürk'ten hemen sonra paralardan ve pullardan O'nun resmini kaldırarak kendi resmini koyan ve kendi şefliğini ilan eden İsmet İnönü tavrını hatırlatır -ki aynen öyle- o pulu gören hiç bir ülkücünün o daveti samimi bulmayacağı ve gitmeyeceği de zâten bilinir!...
2- "Küskünlükleri sona erdirelim, birlik beraberlik içinde olalım." sözü de samimi değil! Çünkü, hiç bir ülkücü, kimseye küsmeye tenezzül etmez! Başbuğ, ülkücüye küsmeyi öğretmediği gibi yasaklamıştı hatta! Umulandan küsüleceği için Devlet Bahçeli, hiç bir ülkücünün kendisinden bir şey beklemediğini, ummadığını bile bile, kendisini çâre kapısı olarak tarif etmek istemektedir. Ve ülkücüler bilirler ki Devlet Bahçeli'de, millî çâreden başka her şey vardır!...
3- "Geçmişte ne olduğu önemli değil, önemli olan bu gün." sloganı, asla ülkücü bir söylem değil, asla idealist bir tavır değil! Ancak; "Toplumsal dayanışmanın, siyâsal iz düşümü"dür bu. "Farklılıkların farkında olarak ülke yönetimi" sloganının, "MHP ideolojik ağırlıklarını atarak..." tarifinin seslendirilmesidir.
4- "Bir hilâl uğruna kırk yıl." Beni en fazla ürküten ve inciten, pullardaki Devlet Bahçeli resmi ile, bu slogan oldu! Ülkücü hareket, bir koca neslin ömrünü, siyâseten "Üç Hilâl"e hîbe etmiştir. Hilâlin birini Muhsin Yazıcıoğlu'na, diğerini Tuğrul Türkeş'e verip; hilâli tekleştirdikten sonra kendinin, kırk yılını verdiği "bir hilâl", ülkücünün ilgi alanında değildir! Diğer taraftan Türk Milleti, binlerce yıldır devletinin temsilcisi Ay Yıldız'ın sahipliğini yapmış, onun muhteşem gölgesini sevmiştir. Hilalciler, bildiğim kadarıyla başka bir gayr-ı milli gruptur!...
Seçim sath-ı mailine girilmiş günlerde, ülkücüler tahrik edilerek; Anadolu'da kendi şanlı mazilerine güvenip aday olmuş ülküdaşlarımıza zarar verilmek istenmektedir. Seçim kazanmak gibi bir düşüncesi olmayan insanlar, teşkilatlarının temel kişilikleriyle kavga ederler ancak!Duyulduğunda dudak uçuklatacak adayları da gördük! Adana'da gerçekten ülkücülerin ve milletin dudakları uçuklatıldı maalesef!...
"Prof.Dr.Ümit Özdağ'ı affetmedi." yorumuna gelince, haberi yapan gazetecinin, ülkücü camiaya yabancılığının göstergesidir! "Ben ülkücüyüm, yol arkadaşı değil." diyen bir Ülkü Devi'ne, Ümit Özdağ'a o davet yapılamazdı. Yapılsada zarftaki pul görülür görülmez zannederim kabul görmezdi. Yeniden Türk Milliyetçiliği düstûr ve sloganıyla; harıl harıl milletin geleceği için plan program hazırlamakla meşgul ehîl bir Türk'le, "Geçmişi önemli değil..." diyen eyyamcı, takıyyeci bir zihniyetin, birbirini affetmesi söz konusu ise, kimin kimi affetmesi gerektiğine, Türk Milleti ve ülkücüler karar vermiştir bile...
Her seçim öncesi, köylü kurnazlığı ile yapılan bu "Sakın gelmeyin!" ötelemesi, beş on damga yemiş pula dönmüştür artık!...
"Yarın Yavuz dirilip bize buyruk verince/Kızgın kum çöllerini yeni baştan aşarız./Kanlarımız sebîldir, akıtarak hepsini/Belirsiz mezarlarda anılmadan yaşarız."
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: