Cuma, Ocak 23, 2009

ÖLDÜRÜRKEN ÖLDÜLER!...

Sayısız Kahraman'ı gönderdik ölümsüzlüğe, ÖLDÜLER!
Ölümleriyle bir yerlere yükselttikleri çukur kişilikli fâniler, bu ölümsüzlere, GÜLDÜLER!
Her ölümsüzü, gönderdiğimde de Türk gönlümün, "hey heyleri" GELDİLER!
Korkakça, şerefsizce, namussuzca yaşamayı becerenler,YÜKSELDİLER!
Renksizlik, tarafsızlık, kimliksizlik, "bana değmeyen yılan, bin yaşasın!" diye öğretilen, kurnazlık maskeli kahpelik, demokrat(!)lık adını aldı! Yiğitler, GÜCENDİLER!
Meydanlarda, televizyonlarda İsrail aleyhtarı nutuklar atıldı. Kapalı kapılar ardında ikili dev anlaşmalar imzalandı. Muhalefete; "Bekâra karı boşamak kolay!" fırçaları atıldı. Diğer BOP Eş Başkanı Ürdün Emiri ziyâret edildi, ateş kes/il/sin diye! Bu ziyâretler yapılırken Filistin'de kucağındaki oyuncak bebeğini korumaya çalışan kız çocukları, kimyâsal silahlarla yakılarak ÖLDÜLER!
Türbanlı, tesettürlü tâzeler, göbek atarak, Filistin'de katledilen mazlûmlara, yardım toplamak için EĞLENDİLER!
"El elin ölüsüne gülerek ağlar." kimliksizliği ile oynayarak ağlanırken, Filistin'de mazlûmlar, ÖLDÜRÜLDÜLER!
Bizim akıllılarımız; bu insanlık dramıyla, bu insanlığın yüz karası uygulamayla, iç siyâsetimizin müthiş gündemi ekonomik krizi örtmeyi, BECERDİLER!
"Ümrâniye Bombaları" diye başlayıp, "Devlet Yanlısı Çete"ye dönüştürülen, sonra dalga-dalga "Ergenekon"laştırılan bir dosyalar gulgulesi ile en vaz geçilmez argümanımız türbanı bile ÖRTTÜLER!
Kahpelere insan hakları tanınarak, PKK'nın siyâsal uzantılarına Meclis'ten; itirafçılarına "sivil memur"luktan maaşlar ödenirken, Kahramanlarımızı unutulmaya mahkûm ettiler ve kahramanların kahraman arkadaşları, bu eyyamcılıklar/ın/dan utandılar, ölmeden ÖLDÜLER!
Hainler sevindiler, GÜLDÜLER!
Okyanus ötesinde, lazerle rengini koyulaştırdıkları Hüseyin göbek adlı Barak'ı başkan seçen emperyalistler, hainlerin güleceklerini BİLDİLER!
Çünkü yıllar öncesinden bizim millî, "Kırmızı Çizgilerimiz"i SİLDİLER!
Kırmızı Çizgilerimiz'i silenler; çocuklarımızın ders kitaplarına, akıllarındaki, B.O.Projesi sonundaki sınırları belirten haritalarla, 'yaygın basın' adındaki müstemleke basınıyla, her eve GİRDİLER!
"Tayyîban Cumhuriyeti"nin telekulakçılarıyla yetinmediler, dünyanın en gelişmiş teknolojilerini kullanarak, kimlerin yatak odalarında neler yaptıklarını izlediler. Özel hayat masumiyetini ihlâl ettiler! Ucuz kahpe fıtratlı PKK itirafçılarının sözleriyle, kahramanlara saldırdılar-saldırttılar. Gazeteleri tehdîtle istedikleri şekle sokup, sözlerini dinlemeyen Türkçe Sesli ART Televizyonuna "göz altı" uygulattılar! Türkçe duruşu GÖRDÜLER!...
"Deniz Feneri Dosyası" gelmedi, getirilemedi! "Devlet yanlısı Çete" soruştırmasını yürüten savcılar hakkındaki şikâyetler, Adâlet bakanı korumasıyla geri döndü! Devlet Televizyonundan bir gay'in saatler süren uydulu yayınından dolayı, TRT Genel Müdürü hakkındaki şikâyet, Başbakan korumasına çarptı! Duyanlar da, görenler de, izleyenler de GÜLDÜLER!...
Bütün bu olumsuzluklarda; "izindeyiz" diye tatile çıkanlardan hayır gelmeyeceğini görenler; "İZİNDEYİZ ATAM" diye naraladılar! Narayı atanlar da, naraya muhatap olanlar da; önümüzdeki yerel seçim sandıklarında başlarına gelecekleri, GÖRDÜLER!...
Artık dost-düşman her kes, Türk'ün öldürülerek bitirilemeyeceğini aksine öldürüldükçe çoğaldığını gördüler, ÜRKTÜLER!
Çünkü karşılarında duranlar artık, tek kelimeyle vatan sahibi, devlet kuran TÜRK'TÜLER!...
Kahramanlar, kahramanca bir kere; korkaklar aldıkları her nefeste, -gûya öldürürken- ÖLDÜLER!..
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: