Salı, Ocak 13, 2009

TARİH Mİ YALAN, BİZ Mİ YOZLAŞTIK?...

Gündemi, kimse yakalayamıyor!...

Hayâti derecede önemli meseleler varken, teferruattan sayılamayacak meselelerle oyalayıp duruyorlar milleti. Bu kandırılmaya, bu aldatılmaya sebep olanları veya direk bu kandıranları; sorgulamayalım mı? Yargılamayalım mı? Yargılamak için önce bulmak, tesbît etmek gerek bunları! Önce suçu tesbît edip, sonra failini yakalamak, sonra suçuna uygun yasalarla cezalandırmak, adâletin ta kendisi!...

Aydıncılık oynayan, gazeteciliğin yalakalığı-yağcılığı-ispiyonculuğundan geçinen, birilerinin desteği-torpili olmadan, kendilerince başarıyı veya mağlûbiyeti yaşamamışları; bildiğimiz kadarıyla hatırlayalım.

Kimi Cumhurbaşkanı'na yakın, kimi Başbakan'a... Kimi, konutu köşke; kimi köşkü konuta keser!

Kimi AB'ci, kimi ABD'ci, kimi İsrailci, kimi Rusçu, kimi Fransız hayranı, kimi de Küba...

Kiminin entelliği; Fransız gibi yemek yemesinden, kiminin ki şarabının markasından, kiminin marksistliği, kiminin komünistliği, kiminin şövenist Kürtçülüğü, bölücülüğü, işbirlikçiliği tek sermâyeleri!...

Kimi; bir yerlerden servis yapılan bilgileri, 24 saatte kitap diye dizdirir; kimi emperyalistlerin verdiği bilgiler ve yönlendirmeleriyle işbirlikçilik yaparken aydın edâlarında köşe kapar 'yaygın basın'da...

En millîsi; ulusalcılık diye bir sipariş sıfatla Atatürk'ün arkasına saklanır, millî değerleri tahrîb etmek için! En ulusalcısı; laiklik der, Atatürkçülük-Kemâlizm der, milletin dîniyle uğraşır, zorla AKP'lileştirmek için!

AKP Hükümeti'nden önce esâmisi okunmazdı bu zevâtın! AKP'den önce de başka benzer yandaş sıfatlı yalakalara, yağcılara, liboşlara şâhid olmuştuk!

Entel tarifli, aydın rollü, sinek şaplağı görevli, bu kocaman gölgeli cücelerin her biri; bir başka, güneşe arka dönen büyük gölgeli cücenin himâyesinde!...

Târiflerini aksakallı, yaşlı, mağlûbiyeti hiç tanımamış Efe'm söylemişti: "Bey Oğlum! Av köpekleri, tüfenklinin yanında durupdurur!..."

Tek kırmalı veya çifte kırmalı av tüfengi ile ava giden, köpekli avcıları hayâl edelim bu kere... Bu köpekli avcılar, ne avlamaya için çıkarlar; keklik, çulluk, ördek, kaz, bulamazlarsa serçe!... Tavşan avına gidenleri enderdir. Çünkü sürek ister tavşan avı. Av köpekleri de genellikle bıldırcınları uçurmaya, ve avcı vurabilirse itçe yalakalıkla getirmeğe programlıdır...

Kekliği, bıldırcını; onları ürkütmeye programlı av köpeklerini ve köpeğe güvenip ava çıkan avcıyı düşününce de, Dedem rahmetli'nin; "Avcının ahmağı, serçeye saçma atar!" sözü geldi!...

Tüfeklinin yanında durmayı mahâret sayan av köpekleriyle, serçeye saçma atan avcı ahmaklarıyla oyalana oyalana avımızdan da olacağız nerdeyse avlağımızdan da!...

Büyük Milletim, Türk Milleti!

On yılda bir sekteye uğratılarak, boz-yap'a dönüştürülen Muhteşem Türk Atatürk ve arkadaşlarının emânetlerine sahiplik edecek miyiz, etmeyecek miyiz? Kurnazlığı akıllılık diye yutturan takîyyecilerle zaman geçirmeğe devam mı edeceğiz? Emânete hiyânet edene, hâine karşı târihin bildiği, Türk duruşumuzu göstermeyecek miyiz?

Atıyla sürek avına çıkan ve avıyla obayı doyurmaktan başka düşüncesi olmayan avcı gibi avcılarımızı, ne zamana kadar görmezden geleceğiz?

Bizi oyalıyorlar milletim! Sizi kandırıyorlar! Kirâlayarak girdikleri milli mülklerimizi, tâdilât diye, acemi yıkımcılarla darma dağın ediyorlar! Biz bu mülkü kolay edinmedik! Biz bu vatanı kolay ve ucuz elde etmedik! Bu vatan üzerindeki Türkiye Cumhuriyeti; hepimizin dedelerinin kanları, canları pahasına kurulmadı mı? Bire bin can vererek; "Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan şühedâ" tarifli vatanımızı, ceddimizin can pahasına kovduğu Haçlı'ya dolarla, euroyla satanlara, itirâz etmeyecek miyiz? Tarih mi yalancı, yoksa biz mi o ırkın ahfâdı değiliz?...

Allah aşkına Türk Milleti, kendine dön!...

"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."

Selâm, sevgi, dua...

Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: