Perşembe, Ocak 22, 2009

"ÖLÜMÜ ÖLDÜREN ÖLÜM..."

Büyüklü, küçüklü; ûlemâsıyla, ümerâsıyla; münevveri, avâmıyla; Büyük Milletim'e;
Lise dönemimizde, biyoloji öğretmenlerimiz, derste deneyler yaparlardı. Mesela; bir güvercinin beynini çıkartıp, ölmediğini ama hayatî hiç bir gayret gösteremediğini, deneyle gösterirlerdi.
Beyni alınmış, denekler gibiyiz farkında mısınız?!...
"Abdala âyan olur." muş!... Yıllardır; "Kahramanı olmayan ve kahramanı ölmeyen toplumlar millet olamazlar." diye iddia ederim. Kahramanlarımızı koyunlaştırma sürecini; hayretle, feryâd ederek, itirâz ederek yaşayıp günümüze geldik!
Bir Yiğidimiz, bir Kahramanımız; "Ve dirildik ölümü öldüren bir ölüşle" târifini, bütün millete hatırlatmak için öldü farkında mısınız? Askerliğinde; Kıbrıs'ta rumlara ajanlığı tesbît edilmiş, öz kızını bir daire karşılığında satabilecek kadar namustan fukara, itirafçılığa sığınacak, arkadaşlarını satabilecek kadar kahpe, itirafçılıkla affedildikten sonra şerefli insanlar arasında rahatsız olarak yeniden dağa çıkacak kadar vahşî, sonra Haçlı'ya sığınarak canını Avrupa'ya satacak kadar ucuz, korkak ve İmralı mahkûmu'nun amcası oğlu olduğu bilinen bir kahpenin beyanlarını; bokundan kişmiş bulmuşça servis eden, en az itirafçı kadar kahpe fıtratlı, demokrat müsveddelerinin davranışlarına, ölerek kafa tuttu Abdülkerim KIRCA Albay!...
"Ölümü öldüren bir ölüşle" emeklerini ve kahramanlıklarını milletin vicdânına emânet ve havâle ederek ölümsüzlüğe koştu!
Bu, "ölümü öldüren ölüm" ün farkında olamayan hiç kimseye; bu vatanın, bu devletin, bu cumhuriyetin hiç bir şeyi ve kahramanların, şühedânın emekleri helâl olmaz biliyor musunuz?
Kahpeliğin adı kahpelik, korkaklığın adı korkaklık, ihânetin adı da ihânettir ne maske takılırsa takılsın! Erkeğin kahpesinden, kahpeler bile iğrenirler biliyor musunuz?
Avukatıyla yaptığı son telefon görüşmesinde; "Teröristler kadar değerimiz yok! Ben, bu onursuz insanlarla yaşamak istemiyorum." derken, mesajı kimlereydi Kahraman'ın? "Söz ortanındır. Kim alınırsa ona kalır."dan hareketle, kimse bu söze sahip çıkmayacak mı? Hüseyin Nihal Atsız; "İdealleri olan milletler, koyunlardan kahramanlar çıkarır. İdealleri biten milletler ise kahramanlarını koyunlaştırır." diye kırk sene önceden, bu günleri mi tarif etmişti acaba?
Türk Milleti!
"Ve dirildik, ölümü öldüren bir ölüşle." yi, bizzat uygulayarak, kahramanlığını ispâtlayan Yiğidin söylediğini, hâlâ anlamayacak mısın?
Şahsen, bu yiğit mesajdan payıma düşen kadarını alarak; Mustafa Cansız Hoca'nın yaptığını, uygulamaya koyuyorum bu günden itibâren. Mustafa Cansız Hoca'ya; birinin Ebu Hureyre'nin çok hadis yazdığını ve bu yüzden yalan yazmış olabileceğinde ısrar ettiği, söylenir. Cansız Hoca; "Kâğıt kalem hazırlayın." tâlimâtından sonra; "Yazın." der. "1- Hureyre'ye yalancı diyenin anasını-avradını ..." diye başlar,sonra da Hadis ilmi hakkında bildiklerini, maddeleyerek yazdırır. Şimdiden sonra, şahsen; "1- Kahramanlarımıza, teröristlerle göğüs göğüse, canları pahasına mücâdele etmiş yiğitlerimize; dîn adına, demokrasi adına, insan hakları adına, AB'cilik uğruna da olsa, dil uzatanın ... " diye başladım!...
Gerisini; kim nasıl anlarsa, nasıl anlamak ve anlaşmak isterse o dilden anlatmaya gayret edeceğimi, açıklayarak rahatladım!...
Rahat uyu Yiğidim. Allah, taksirâtını affetsin. Ölümsüzleştin Aslanım. Bayraklaştın. Allah, ailene sabırlar versin. Silâh arkadaşlarına da, metânet ve ferâset... Son sözüm de, kahramanımız'ın Kızlarına; "Her şey, her şeye rağmen vatan için Yavrularım. Vatan için."
"KİM BU CENNET VATANIN UĞRUNA OLMAZ Kİ FEDÂ"
"TOPRAK, EĞER UĞRUNDA ÖLEN VARSA VATANDIR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: