Cuma, Ocak 28, 2011

HAMLEYSE, KARŞI HAMLE...

Sesli düşüneceğim! Hayâle güç mü yeter? Türkçe hayâl kuracağım!
Her hangi bir parti Genel Başkanı veya yetkilisi olsaydım, Vallahi bir dakika tereddüt etmezdim!
Aylarca DP'ye genel başkan olarak lanse edildikten sonra "Y-CHP"de siyâsete karar veren Süheyl Batum'un siyâsî acemiliği, öyle bir imkân yarattı ki!
"Y-CHP"nin Yeni Genel Başkanı Gandi Kemal'in; 1989 tarihli Kürt Raporu'na sahiplenmesini atlayarak, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da vadettiği genel affı atlayarak, Genel Başkan olur olmaz Avrupa'ya giderek AB'ye sadâkatini sunduğunu atlayarak; AB'nin ve Okyanus Ötesi ABD'nin ayrı kulvarlardan Türkiye'yi bölünmeye doğru ittiğini atlayarak, ABD'nin BOP Eş Başkanı R. Tayyip Erdoğan üzerinden, AB'nin ANAP'ın yerine oturttuğu "Y-CHP" üzerinden bölücülüğü tetikleyecek işleri yapacağını atlayarak; "Y-CHP"nin AKP'nin bile gösteremediği bir cesâretle bebek katili canînin avukatını kaptan köşküne oturttuğunu atlayarak, -bana göre- samîmiyetle bir şeyler söyledi! "Y-CHP" Genel Başkanı Gandi Kemal tarafından anında reddedildi!
Şahsen bir milliyetçi partinin genel başkanı olsaydım, hiç ertelemeden, seçimlerden hemen sonra kararlarında serbest bırakılacaklarını da kamu oyundan saklamadan, atağa geçerdim!
Aslında tam, hem de tam zamanı!
Bölücü Zana'ları Gâzi Meclis'e taşıyarak Meclis'in kutsiyetine halel getirmekten sabıkalı CHP'nin, aynı bölücü demokrat(!)lıkta gizli işbirliğindeki AKP'nin ve daha da önemlisi Okyanus Ötesi Senarist'in oyununu bozmak için sadece Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay yetmez; Silivri'de ve başka yerlerde haksız tutuklu bulunan ma'şerî vicdân kahramanlarının tamamını, Atatürk ve Cumhuriyet kazanımlarına sadâkat adına Gâzi Meclis'e taşırdım! Seçildikten sonra davranışlarında serbest bırakılacakları da peşinen deklare ederek! Öyle güzel ve öyle Mehmet Akif'çe, öyle Türkçe bir hayal ki!...
"
......
Ey dipdiri meyyît, 'İki el bir baş içindir.'
Davransana! Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok! Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana! Sen böyle değildin.
Kurtulmaya azmin, niye bilmem ki süreksiz?
Kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?
.....
Hüsrâna rıza verme! Çalış! Azmi bırakma;
Kendin yanacaksan bile, evlâdını yakma!
Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş,
Sesler de: 'Vatan tehlikedeymiş! Batıyormuş!'
Lâkin hani, milyonları örten şu yığından
Tek kol da yapışsam demiyor bir taraftan!
Sâhipsiz olan memleketin batması haktır,
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır. " diye günümüzden tam yüz sene önce Âkif, bize seslenmemiş mi?
Bu feryâdı, Türk duymazsa, biz duymazsak kim duyar?

PKK'nın yetersiz seçim yasalarını delerek bağımsız olarak 20 militanını Meclis'e taşıdığı güzelim Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde; "Ne mutlu Türk'üm diyene." diye yürekten haykıran herkesi Meclis'e taşımak gerekmez mi?
Neyse o! Demokrasiyse demokrasi; oyunsa oyun, satrançsa satranç ve hamleye karşı hamle!...
TÜRK TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: