Çarşamba, Ocak 12, 2011

ÜLKÜCÜ ENDİŞELER...

Son günlerde; üzerine vazife olan-olmayan, MHP ve Ülkücüleri seven-sevmeyen herkes, Ülkücü Hareket ve MHP hakkında konuşuyor!...
AKP'deki, CHP'deki, SHP'deki, BBP'deki, DYP'deki eski ülkücü(!)ler, bakımsız-bakımlı, bağımsız-bağımlı ülkücü(!)ler ve hayatlarında ülkücülükten başka davranmamış, dışlandıkları halde teşkilatlarından uzaklaşmamış gerçek ülkücüler, MHP'yi konuşuyor!
Her yer, bütün partiler ülkücü dolu ve hepsinin tek derdi: MHP'yi Meclis dışında bırakmak!...
Ülkücülerin vaz geçtiği; kendilerinin edindiği "eski" sıfatlılar bir şeylerden vaz geçemiyorlar veya vazgeçmelerine izin verilmiyor! "Küreselcilerle milliyetçiler mücâdelesi" diye Okyanus Ötesi'nden tarif edilerek milliyetçiliği temsîlen hedef tahtası edilen MHP merkezli, bütün hesaplar! MHP de bu hesapları kolaylaştırıyor sanki!
Söylentileri dillendirerek açalım biraz. İnsanlar iki kısımdır: Bir kısmı, geldikleri makama sığmaz oraya karakterinden bir şeyler katarken diğer kısmı, getirildiği makam koltuğunda kapıyı kollayarak, oturarak kaybolurlar!...
Bir başka yönden de iki kısımdır insan: Bir kısmı; lazım oldukları zaman, lazım oldukları yerde lazım oldukları şekilde, davet edilmeden olurlar. İşleri bitince geldikleri gibi sessizce giderken bir kısmı; lazım olduklarında davete rağmen gelmezler, kendilerine gerek kalmayınca da davet edildikleri için kendilerini önemli zannederler ve dâvetsiz gelen samîmileri, aptallıkla suçlarlar!...
Bir başka cihetten de iki türlüdür insan: Bir kısmı, yalakaların, soytarıların alkışladığına ceket ilikleyerek eyyamcılık yaparken bir kısmı; "Ben güzele güzel demem güzel benim olmayınca!" diye benlik yapar!...
Her zaman iki türlüdür insan! Kadındır, erkektir; yaşlıdır, gençtir; mü'mindir, münâfıktır! Merttir, namerttir! Uludur, alçaktır! Sâdıktır, nankördür! Kahramandır, kalleştir! Cesurdur, korkaktır! Velhasıl güzel de iyi de insandır, çirkin de pis te! Her şey gibi insanın da özellikleri, zıddıyla kâimdir!...
Benzer insanların bir araya gelmeleri gerçeğinden hareketle; mertin, sâdıkın, kahramanın, iyinin bir saf; namertin, alçağın, hainin, kaçağın, çirkinin-pisin bir saf oluşturduğu da vak'adır!
Hayret edilecek şey, her iki saftakiler de saflarını, doğru bilirler! Bir tarafta samîmiyet-idealizm-ülkücülük, diğer tarafta kurnazlık-popülizm-çıkar hesaplı ilişkiler...
MHP'de de bu iki zıt karakter karşı karşıya! Yıllar önce, 12 Eylül öncesi harman yeri'nde ayrılmış olan sapla saman, bir yerlerce yeniden karıştırılmak isteniyor!
Yıllar önce gidenlerin; sağlığında, "Türkeş'siz MHP" kumpasıyla saldırdıkları Başbuğ'un adını ve resimlerini kullanarak bir yerlerde konu mankenliğine soyunduruldukları çok açıkken samîmi ülkücüler, Baba Ocağı'na bir sancak altına gerçekten çağrıldı mı?
Kimin, nerede, ne zaman, ne yaptığını bilen ülkücülere; Okyanus Ötesi senaryolara ve siyâset podyumundaki konu mankenlerine karşı sağlam bir saf kurdurulur mu? Ülkücülerin bu bir yerlere sığınmış korkakları, tek yumruk halinde durarak ürkütmelerine imkân verilir mi? Ülkücülere, bu kaçaklara mecbûr edilmekten daha ağır bir ceza olabilir mi?
Türk Milleti'nin ve ülkücülerin bu "Yerim dar!"cılarla kaybedecek zamanı var mıdır?
MHP, Ülkücü Hareket adına, deniz gibi içindeki safraları sür'atle eritmeli ve yapılan dâvetin millîliğine, samîmiyetine milleti inandırmalı! Diğer siyâsi vaatler, bu sert-mert karakterli millete çok yumuşak ve çok politik gelir! Bizden söylemesi, ilk sesi biz verelim...
Bu söylenenler, ülkücülerin söylentileridir diye de vurgulayalım...
TÜRK TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ!
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: