Cuma, Ocak 07, 2011

SAVAŞMADAN KAZANILMAZ!...

Misâfirin ahmağı, ev sahibini buyur edermiş! Tek sıkıntımız bu! Ya bir yerden gelmiş, ya bir yerlere gidip gelmiş ve bizden misâfir hürmeti gören ahmaklar; ya bize ikrâmda bulunuyor, ya da buyur ederek yeniden dışarıyı gösteriyorlar!
Misâfir edepsiz diye, evimizi kirletti diye, misâfir evde şımardı diye evden vaz geçebilir miyiz? Misâfire kızıp evimizden vazgeçersek ahmak misâfirden daha ahmak olmaz mıyız?
Bilinir ki misâfir mutlaka gidicidir! Bilinir ki devre-mülkte de kalsa tatilci, döner! Bilinir ki yolda katılan, yol ayrımına geldiğinde kervandan ayrılır! Bilinir ki misafir hâne halkından değil; tatilciler, tatil yaptıkları yerin nüfûsuna yazılmaz; yolda katılan, kervandan sayılmaz!
Misâfiri, tatilciyi, yolda katılanı kendinden sayanın, yalnızlık kaderidir! Bu kaderi de yaptıkları yüzünden hak eder!
Sanal-ağda, Kars-Anı Fethîye Cami'indeki tarihi Cuma namazı öncesinin hazırlıklarını izledim. Ziyâdesiyle duygulandım! 946 sene sonra; Sultan Alparslan'ın fethe mühür ettiği, haçı indirip muhafazaya alarak yıllarca sadece Cuma Namazlarının kılındığı Anı Fethiye Cami'inde kılınan Cuma Namazı'nın millî yüreklerde oluşturduğu coşku, hâlâ sürüyor...
Anı'da Fethiye Cami'indeki Cuma'dan sonra yapılan dâvet, ya takip edilmedi, ya da davetin takibini uzun süreli misafirler üstlendi ve; "Misâfir, misâfiri sevmez!" tavrıyla dâvette ısrarlı olunmadı!
Aklıma başka şey gelmiyor! Aklıma gelen art niyetli diye tarife müsait davranışları vicdân ve sağduyum anında kovuyor!
Memleketin millî ekonomisi yok! Dolarla ifâde edilen ekonomik veriler var!
Memleketin millî savunması yok! Kimle, nerede buluşulacağına; kime, nerede, ne diye hitap edileceğine "gak mı, guk mu?" denilmesine kararı millî irâde vermiyor!
Adâlet yok! Millî değerlere karşıtlığı doğal olan emperyalizmin hükmettiği millî olmayan kafaların, BOP Eş Başkanı'nın dikte ettirilmiş adâleti de ancak böyle zûlüm olarak tecellî eder!
Memleketin istihbaratı yok! Müttefikler(!)in aktaracağı budanmış-kuşa döndürülmüş bilgi yanıltmaları ile sınırlarımızda karakol baskınları yedik, habire itibâr kaybettik!
40.000 insanı katleden PKK'lılar, yüzlerce kişiyi hunharca-sadistçe öldüren Hizbullah'ın yönetici ve militanları, adâletteki dikte düzen/siz/leme sâyesinde serbest! Üç Üstün Hizmet Madalyalı, Kahramanlar cezaevinde!
Sapık serbest, katil serbest, taşeron terörist serbest; sokaklarımızı yangın yerine çeviren, parkta suçsuz günahsız insanları bombalayan psikopatlar serbest, câni serbest; namuslu vatandaş evinde mahkûm, asâyişi sağlamak için can pahasına görev yapan kahraman millet evlâtları cezaevinde!...
Adâleti temsil eden kadıncağız, "domuz bağı"nda karikatürize! Ordu, bölücü siyasallaştırılmışlar tarafından "yenik!" diye tarif ediliyor! Ömürboyu ağırlaştırılmış hapse mahkûm bebek katili câni, cezaevinden Başbakan tehdît ediyor! Bankalar dahil kimsenin mal güvenliği yok! Can ve mal güvenliğinden sorumlu güvenlik güçleri, canını koruyamıyor!
Ve "Evimizin Evi"ni, Vatanımızı korumak için can almaya-can vermeğe gönüllü Türk'ün, Türk Milliyetçilerinin, Ülkücülerin siyâsal evlerinde, misâfir hakîmiyeti var! Olsun! Olsuuun!...
Adres değiştirmeyeceğiz! Misâfire küsüp evden gitmeyeceğiz! Yağmurda, doluda, tipide evsiz kalan bütün hâne mensuplarını ısrarla Baba Evi'ne çağıracağız! İçeri giremediğimiz Baba Ocağı'nın bahçe kapısında, gelenleri kucaklayacak ve teşrîfatçılık yapacağız!
"Küreselcilerle milliyetçiler mücâdelesi"nde, kazanmaya mecbûr olduğumuzu biliyoruz! Zâfer, savaşmadan kazanılmaz!
Hâne içi düzenlemesi, zâfer sonrası inşallah!...
TÜRK TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ!
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: