Pazar, Ocak 02, 2011

"SÜRPRİZ YUMURTA"!...

"... Yenilmiş bir ordu ve yaralı bir fil'in çok tehlikeli olduğunu söyleyen Sakık: “Başbakan da yaralı fil gibidir. ... Başbakan gelsin Muş'tan aday olsun. ‘Hodri meydan’ diyoruz. Gelsin Mardin'den, Siirt'ten aday olsun. Devletin bütün olanaklarına rağmen eğer onu geride bırakmazsak siyasetten çekiliriz." (Haber ajansları)
Seçim sath-ı mailinde çok önemli bir meydan okuma! Haylaz çocuğunu oyuncakçı dükkânına götüren ebeveyn durumunda Recep Bey!
Aylar önce; "İyi şeyler olacak!" vaadini yaptırdığı "Kardeşim Abdullah Gül"ün, Cumhurbaşkanı sıfatıyla "iyi şeyler"in siyâsi kârını AKP'ye yönlendirmek için yaptığı Diyarbakır çıkarmasını izledik!
Ankara'daki akıllı genel merkez binalarından siyâset yapmayı seven muhalefetin aksine AKP'nin seçtiği Cumhurbaşkanı, Diyarbakır'da camiye yürüyerek gitti! İlk defa bir Cumhurbaşkanı ağırlayan Diyarbakırlı O'na dokunarak, devlete-millete olan sadâkatini ifâde ediyordu ama Rize'de Cuma Namazı'na yürüyerek giden Recep Bey; "Onlar Diyarbakır'a gidemezler! Doğuya-Güneydoğu'ya gidemezler!" yorumuyla Cumhurbaşkanı ile muhalefet partilerini kıyasladı! Cumhurbaşkanı'nın kendilerinden olduğunu saklamadı! Eşit olmayan kuvvetler ve kural tanımazlığın zirvesinde bir seçim!...
Anadolu'da, bir mesel var. Kabadayılığa hevesli biri, bir kabadayıyı; "Çok yiğittir! Merttir! Kolu kuvvetlidir." diye anlatır ve; "Hayatta benden başka kimseden korkmaz!" diyerek te o kabadayı üzerinden kendini metheder!
Siyasallaşmış PKK'lılardan Sırrı Sakık'ın yaptığı da bu! "Yaralı fil tehlikelidir! Başbakan da yaralı fil gibi!" diyor, satır arasına; "Yenilmiş ordu"yu sıkıştırarak, "Erkekse gelsin Muş'tan, Siirt'ten aday olsun! Ondan çok oy almazsak siyâseti bırakırız!" diye meydân okuyor ki mevcût Başbakan, zamanın Anamuhalefet Genel Başkanı Baykal'ın desteği ile Siirt'ten seçilip dokunulmazlığa kavuşmuş, Başbakan olmuştu!
"Demokrasi amaç değil araçtır! Demokrasi, gereken durakta inilecek tramvaydır! Geç kalana bu tramvayda yer yok!" söylemleriyle yıllarca siyâset yapan değişmiş-gelimiş-gömlek değiştirmiş Milli Görüşçüler, sekiz yıldır iktidardalar ve "Ordusu yenilmiş, yaralı fil" diye tarif ediliyorlar!
Oyuncakçı dükkânına soktukları haylaz çocuklarına, tabanca ve kılıcın zararlarını söyleyerek alıp eline teslîm ettiler! Haylaz çocuğun ebeveyni tarafından eline verilen tabanca ve kılıçla arkadaşlarını yaralamasına, ısrarla göz yumdular ve "Daha fazla demokrasi!" talebi, şimdi siyâseten bir bölgede, "Var oluş-Yok oluş" iddiasına dönüştü!
Recep Bey; "Kardeşim Abdullah Gül"ü, Cumhurbaşkanı sıfatıyla "AB'nin yolunun geçeceği" Diyarbakır'da yaya yürütürken, kendisi de baba evi Rize'de yaya yürüyor, milletle sıcak temasta bulunuyor, çocuklara oyuncaklar vererek hafızalara kazınıyorlar!
Muhalefet ise Ankara'da akıllı genel merkez binalarında; biri kurultay-kurultay seçim elbisesi provası yaparken, diğeri "küskün-kızgın-kırgın ülkücüler"i yuvaya dâvet ederek, daha önce küstükleri milletvekili veya bakanlarıyla barış imzalayıp yeniden güç birliği ile oyalanıyorlar!
AKP; halk dili, halk davranışlarıyla taksi duraklarında, Diyarbakır'da sivil bir otelde, sokaklarda dükkân önlerindeki taburelerde çay içip sohbet ederek, cami cami dolaşıp cami cemaatine hazırlanan yüksek yerden hutbe verircesine nutuklar atarak, ev-ev dolaşan ekiplerle seçim startını vermişken CHP ve MHP hâlâ gelen-gidenleriyle, kendi iç meseleleriyle meşgûl veya meşgûliyetimiz var mazeretine sığınıyorlar!
Sadece "Alnı secdeli" tarifleriyle BOP Eş Başkanlığı ile övünen bir Başbakan'a ve Irak'ta yüzbinlerce müslümanı katleden, yüz binlerce müslüman kadına-kıza tecavüz eden ABD askerlerine dua eden bir Cumhurbaşkanını izleyen milletin aklını, CHP'nin Şükrü Elekdağ ağzından; "ABD gibi önemli bir müttefikimizin tehlikeli bulduğu bir Dışişleri Bakanı görevde kalamaz!" sözleri iyice karıştırdı! Sanki ABD, Irak'ı kanla, bizi kansız işgâl etmiş gibi!...
Bu seçim sandığından kuş mu, keklik mi çıkacağını beklemekten başka çâre yok!
TÜRK TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ!
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: