Cumartesi, Ocak 22, 2011

YUSUFİYE VAKFI MENSUPLARINA...

Bu gün, "Yusufiye Vakfı" adıyla, sadece MHP'ye saldırarak ülkücülük yaptıklarını düşünen, kendilerine göre haklı ama onlar rahat etsin diye yıllarca cezaya razı oldukları ülküdaşlarını rahatsız eden, Yusufiyeli Arkadaşlara sesleneceğim!
Kaç kişisiniz bilmiyorum! Üç-beş-elli-yüz-beş yüz veya kaç kişi olursanız olun her birinize muhabbetliyim, sevgi ve saygı doluyum diyerek başlayacağım.
Tanıyanlar bu hakkımı teslîm ederler ki gerektiğinde Cumhurbaşkanı ile, Başbakan ile, Genel Kurmay Başkanı ile Emniyet Genel Müdürü ile, her hangi bir partinin genel başkanı ile mücâdeleye, gerekirse isyân ederek savaşa girmekten çekinmem ama bir-iki saatliğine de olsa karakola düşen; polisin hakaret ve coplarını, askerin galiz küfürlü komut ve dipçiklerini görmüş hiç bir ülkücü ile münakaşaya cesâret edemem!
Arkadaşlar!
Allah(c.c.) kimseye taşıyamayacağı yük vermemiş! Yine dînimize göre bu fâni dünyada çekilenler, ebedî dünyâda kefâret değil midir! Derdi, çileyi herkese nasip eder mi Allah? Hz. Eyyup(a.s.) derdi azaldığı için; "Ya Rabbi! Yoksa unutuldum mu, derdim azaldı?" diye sitemlenmedi mi?
Hangimiz, nasibimiz kadarını Allah rızası için çekmedik? Allah rızası için çekilen ve ecrini ahrette beklediğimiz hangi çilenin hesabını birilerinden, bir yerlerden sormaya kimin hakkı ve haddi var?
Ülküdaşlarım! Her biriniz ayrı ayrı kıymetlilerimizsiniz! Sizi üzmeğe Vallahi cesâretimiz yok! Ama siz de Allah rızası için bizi üzmeyin!
Tekirdağ MHP İl Başkanı Yunus Meral mi sizden az çekti?
İstanbul MHP İL Başkanı İhsan Barutçu mu sizden az çekti?
MHP İstanbul Millet Vekili, Ülkü Ocakları Eski Genel başkanı Atilla Kaya mı, daha niceleri mi sizden az çekti? Hadi bunlar, göz dolduracak belki görevlerinin kendilerine bir ayrıcalık getireceği makamlarda oldukları için geçelim!
Peki Bingöl-Kiğı'da; Türk'üm demenin hayati derecede risk olduğu bir yerde, evinin 400 metre ilerisinde PKK'nın savaş eğitimi yaptığı bir yerde, maddî ihtiyâçtan satmaya niyetlendiği tapulu yerlerinden bahisle; "Zaten seni ya kovacak, ya da öldüreceğiz! Yerlerin bize kalacak! Niye para verip alalım?" diye açıkça tehdît edilen bir yerde, evinin bir kısmını çocuklarının hayatını korumak için özel çelik levhalarla kaplatarak yaşanılan bir yerde ve ömrünün 14 senesini, değişik cezaevlerinde, hücrelerde, tecrîtlerde geçiren, görmediği işkence türü kalmamış ama bütün bunlara rağmen cezaevinden çıktıktan sonra kendisi memnû hak yasaklı olduğu için Eşi Hanfendi'nin adına yetki alarak MHP'yi kuran ve Üç Hilalli sancağı dalgalandıran, memnû haklarını kazandıktan sonra Belediye başkanlığı'na aday olma cesâretini gösteren, sadece Ülkücü ve MHP'li olduğu için kimsenin alış-veriş yapmaması yüzünden kocaman iş yerini kapatmak zorunda kalan İbrâhim ZENGİN mi sizden az çekti? Sizden az çektiği için ve çok rant kazandığı için mi Bingöl-Kiğı'da MHP İlçe başkanı?
Allahınızı severseniz ne diyorsunuz siz?
Duygusallık kaynaklı davranışlarınıza rağmen, geçmişte çektiklerinizin hatırına sizi üzmeye hâlâ cesâret edemiyorsak, Allahınızı severseniz siz de bizi üzmeyin!
Biz de râzı olmadığımız, vicdânımızın kabul etmediği bazı söylemlere itiraz ettik, ediyoruz, edeceğiz ama BOP Eş Başkanı'nın yanında durarak, PKK'lıları ziyâret ederek, onlarla Hakkâri de açılımcı pozlar verip sözler söyleyerek Ülkücülük yapılabilir mi? Veya onlara bir şey demeyenlerin, bize bir şey demeğe hakları olabilir mi?
Tekrâren; kaç kişi olduğunuzu bilmiyorum ama kaç kişi olursanız olun sizi önemsiyorum! Benim gibi bütün ülkücüler de sizi önemsiyorlar ama yaptıklarınızı ayıplamaya bile kıyamıyorlar! Lütfen kıymetinizin ve gördüğünüz ihtirâmın fakında olun!
Kim ne derse desin ben asla size hakâretvâri bir şey söylemedim, söylemeyeceğim! Söyleyenlere de itirâz edeceğim! Beni içimden size buğz etmeğe mecbûr etmeyin...
TÜRK TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: