Pazar, Haziran 19, 2011

"AFERİN İNCE YER!"...

Biçin zamanı! Binbir emek, binbir zorlukla biçilen ot kağnıya yüklenmiş yaz sıcağından bunalmış öküzlerin ağır adımlarıyla çektiği kağnı, yıllardır ezberlettiği kendine has iniltili sesiyle köye doğru yolda... Allah(c.c.)'ın tabiat ana adıyla bahşettiği otu, atadan kalma çayırlardan biçerek kağnıya yükleyen ve bir kış hayvanlarının yemi olacak otu ile huzûru şimdiden yakalamış havalardaki Köylünün gözü, kağnının dingiline takılır!
O kadar dikkatine, hiç aksatmadan yağlamasına rağmen iki tekeri birbirine bağlayan ve birlikte dönmesini sağlayan dingilin incelen yeri, dikkatini çeker! Köyden uzaktadır ve dingil incelen yerden kırılırsa çok zorlanacaktır. Allah'a sığınır, "Dayan ince yer!" diye incelen yere dua desteği vererek öküzleri tamamen kendi halinde yürümelerine bırakır.
Zor yerleri geçer, düzlüğe çıkmak üzeredir. Düzlüğe çıktıktan sonra işi kolaylaşacaktır. Eve gidip alet-edavat getirerek kağnıyı tamiri kolay olacaktır. Bu düşüncelerle sevinmeğe niyetliyken, "Çatır!" diye bir ses ve dingili kırılan kağnının çöküşü!
Köylü, hemen dingilin kırılmasını beklediği, incelmiş yerine bakar. İncelmiş yer sağlamdır! Dingil en kalın yerinden kırılmıştır! Köylü; derin bir iç çeker, nasırlı elleriyle alnındaki terini siler ve "Aferin ince yer!" diye bu kadar yıla, bu kadar yüke, incelmesine rağmen dayanan ve kırılmayan incelmiş yeri sever...
Bizim oralarda, zor zamanlarda, büyüklerin gençlere öğüt verirken kullandığı bir mesel bu!
Aldıklarımızı, bizden sonrasına aktarıp kendilerinden sonrakilere aktarsınlar diye paylaşmak istedim.
BOP Eş Başkanı Başbakan, her türlü milliyetçiliğe karşı olduğunu, defalarca söylemesine rağmen seçimlere bir hafta kala, milliyetçi söylemlerle seslendi sağ seçmene! Başardı da! Tebrîkten başka çâre yok! İki kişiden birinin oyunu hem de iki kere seçim kazanıp hükümet olmasına rağmen, iktidarın bütün yıpratıcılıklarına rağmen; ekonomideki, bürokrasideki, hukuktaki, polisiye önlemlerdeki gözle görülür tersliklere rağmen; açılım adıyla ileri sürülen, "daha fazla ileri demokrasi" vaadiyle milleti etnik parçalanmalara doğru iten yanlış uygulamalara rağmen; Genel Kurmay'ın katıksız çadır hapsine, yazarların "21.yy. Malta"sı Silivri'ye tıkılmasına, yolsuzluk yaptıklarını bildiğini hissettirdiği bakanları ve vekilleri yeniden listeye koymayarak cezalandırdığını söylemesine rağmen, üçüncü kere ve oylarını artırarak seçim kazandı!
Y-CHP'nin AKP'yi taklit eden yeni söylemleriyle birşey yapamayacağını anlayan, aklı kesen herkes, pür-dikkat Türk Milliyetçiliğinin adres ve markası olmuş MHP'ye kilitlendi! Tabi BOP Eş Başkanı Başbakan ve AKP kurmayları da... Îdam edilen Ülkücülerin mektupları ile, "eski-bağımsız-farklı" diye sıfatlarla ve kapalı kapılar ardındaki vaatlerle Ülkücüler hedef alındı! Ülkücülerin bir de teşkilatla MHP Genel Başkanı ve "Yol Arkadaşları" ile sıkıntıları vardı! Çoğu uzaklaştırılmış, ihraç edilmiş, kızdırılmış, küstürülmüş görünüyordu! Genel Başkan'ın kurmay heyetinden yol arkadaşlarının, tam da meydanların kızıştığı günlerde peşpeşe uygunsuz kasetlerinin servis edilmesiyle MHP'nin ipi çekilmiş gibi ve Okyanus Ötesi'nin "MHP'siz Meclis" projesi tutmuş gibi görünürken piyasaya "Eskimeyen-eskitmeyen Ülkücüler" çıktılar!
ABD'ye rağmen, AB'ye rağmen, BOP Eş Başkanı ve AKP'ye rağmen, Haçlı'ya- Müslüman Haçlılar'a rağmen, Pensilvanyalı Diyalog Vaizi'ne rağmen, MHP Genel Başkanı ve Yol Arkadaşlarına rağmen "MHP'siz Meclis" planını bozmak üzere evlerinden çıktılar, meydanlara indiler!
Kağnının sağ ve sol tekerlerini birbirine bağlayan ve birlikte dönmesini sağlayan dingil misali, dingilin 45 yıldır sessiz-sedasız incelmiş yeri misali, bütün gayr-ı millî güçlerin saldırısına direnmeğe başladılar! Türk Milleti, binlerce yıllık teamülü ile ve millî ferâseti ile bu zor süreçte, dingilin incelmiş yeri misali Ülükücüleri izlemeğe başladı! Türk Milletin ve Türk Devletinin üniter bütünlüğünün, vatan ve millet bütünlüğünün, Atatürk-Cumhuriyet ve Türkeş kazanımlarının yüklendiği kağnı, tam düze çıkacakken dingili kırılarak çöktü!
Türk Milleti, heyecan ve merakla dingilin incelmiş yerine Ülkücülere baktı hemen! Ülkücüler direnmişti, direniyordu, direnecekti! Dingil en kalın yerinden, Genel merkez görünümlü yerinden çatırdayarak kırılmıştı! Sessiz çoğunluk, sessizce söylendi yine; "Aferin ince yer!"
YOLU BİLENİN, KILAVUZA İHTİYÂCI OLMAZ...
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: