Pazartesi, Haziran 13, 2011

SEBEPLER VE SONUÇ...

Gönlümün sılâsı, aklımın sevdâsı, zevkimin hülyâsı, sevdâmın belâsı, ülkümün kalâsı MHP'me ve Ülküdaşlarıma selâm ile...
"Taş bitti, inşaat paydos!" zanneden ürkekler, ikindi güneşini arkasına almışların gölge boyundan korkanlar, dedikodudan başka mahâretleri olmayan gevezeler, hülâsa ağzı olanlar konuşacaklar!
Bari biz de; zamanında, zemîninde ve kaş yapayım derken göz çıkaracak olan art niyetliler ve acemiler daha fazla tahribat yapamadan, sözümüzü söyleyelim.
Niye böyle oldu? Meydanların coşkulu kalabalığına, 10 yıldır evlerine çekilmiş Ülkü Devleri'nin canhıraş mücâdelelerine, son bir haftada D. Bahçeli'nin özellikle Elazığ ve Diyarbakır mitinglerine rağmen millet MHP'ye niye böyle yaptı?
Gördüğümüz kadarıyla söyleyelim. Yine; "Söz ortanın, kim alınırsa ona kalır"ı akılda tutarak, hiç bir ülküdaşımızı incitmek kastımız olmadan ve savaşta aldığımız yaraların acısıyla inlemenin ayıp olacağı bilinciyle konuşalım. İşte sebepler ve sonuç:
1- Hiç bir toplantı ve sohbette, Devlet Bahçeli savunulamadı! AKP'linin, CHP'linin Genel Başkanı hakkında yaptığı müsbet sunumlar, MHP'lilerce yapılamadı! Ülkücüler, "MHP" der demez karşılarına; Bahçeli'nin aksakallı kocaman pîr-i fânilere elini öptürmesi, samîmi ve coşkulu kalabalıkları sloganları yüzünden azarlaması, Erzurum'da ip atması, yıllardır "eqonomi" demekte ısrarı, gereksiz yerde gereksiz şekilde ve ses tellerini yırtarca bağırması, harika bir proje olan "Hilâl Kart"ı yetersiz anlatımlarla komedi malzemesi etmesi, son günler hariç devamlı kâğıttan okuyarak inandırıcılığını kaybetmesi çıktı...
2- Dışlanan, kovulan, ihraç edilen, kızdırılan-küstürülen, teşkilatlara girmeleri yasaklanan, çevre ve bölgelerinde ülkücülükleriyle bilinen, sözüne inanılan, karakterlerine güvenilen Ülkücülerle parti yöneticileri ve adaylarının söylem ve davranışları hiç uyuşmadı!...
3- Aday listelerinde, Bahçeli ve Kurmay Ekibi'nin; intikam ve cezalandırması şeklinde yorumlanan uygulamalarla fikir ve dava adamı bilinen ülkücüleri, özellikle 4. sıralara koyarak lokomotif kömürcüsü gibi cezalandırıp kullanmaları! İstanbul'da Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın, Ankara'da Prof. Dr. Özcan Yeniçeri'nin, İzmirde Musavvat Dervişoğlu'nun ve daha nicelerinin olağanüstü gayretlerinin bu anlamda zayi edilmesi!...
4- Ozan Arif'in önce davet edilip sonra görüşülmemesi! Azmi Karamahmutoğlu gibi hafızalara kazınmış bir Ülkü Ocağı Genel Başkanı'nı Baba-Oğul Türkeşler'e sadâkatinden dolayı cezalandırarak törenle katılımını yapıp sonra 16. sıraya dolgu malzemesi olarak kullanıp isyâna teşvik etmeleri! Karamahmutoğlu'na bu yapılırken Oğul Türkeşler'in davranışlarının ödüllendirilmesi!
5- "Yol Arkadaşları"nın tamamına yakını defolu-ayıplı Bahçeli ekibinin sıralama yaptığı adayların, listeye girer girmez halka ve ülkücülere tepeden bakmaya başlamaları!...
6- MHP Genel Merkezi'nin çok doğru bir uygulama olarak açtığı irtibat telefon ve internet adreslerinden yandaşların haricinde kimsenin Genel Merkez'e ulaşamamaları...
7- "Dava Aysbergleri" Ülkü Devleri'nin yapıcı ve mantıklı önerilerinin, Genel Başkan ve Ekibine -ancak- kulaktan kulağa uygulamasıyla ulaştırılırken; "Uçacağız'ın kaçacağız" a dönüşerek, tahrip olunarak ulaşabilmesi...
8- Okyanus Ötesi'nin; "Küreselcilerle milliyetçiler mücadelesi" demesiyle, "MHP'siz Meclis" planına öfkelenerek partilerine sahiplenen ve yumruklaşan, adaylardan daha fazla çalışan Ülkü Devleri'nin soğuk tavır ve davranışlarla teşkilatlardan ısrarla uzak tutulmaları...
9- Türk Milliyetçisi ve ülkücü olarak tanınan bir Köşe Yazarı'nın 2,5 ay Genel Başkan'a telefonla bile ulaşımının engellenmesi, üç kere tekrarlanmasına rağmen randevu talebinin cevaplanmaması...
10- "Doğunun Başbuğu" ünvanlı YIlma Durak adlı Ülkü Devi'nin aylarca; "İstanbul mu, Erzurum mu olsun teşkilat yoklaması yapıyoruz." diye oyalanarak listelere bile koyulmayıp rencide edilmesi!
11- Pensilvanyalı Diyalogcu Vaiz hakkında yıllardır yazan-çizenleri sert dille; "Bir sürü fetullahçı ülküdaş(!)ımız var!" diye uyarıp, seçim sath-ı mailinde Fetullah'a karşı savaş açılması!
12- "Dinlerini parça parça edip gruplara ayrılanlar var ya; senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah'a kalmıştır." (En'âm-159) İlâhi uyarısına göre dinde tefrike rızası olmayan Allah(c.c.)'a rağmen Fetullah'la kavga ederken diğer cemaatçilik oynayanlardan medet umulması....
Daha var! Daha çok sebep var ve söylenmesi gereken zamandayız! Duyması gerekenler duyuncaya kadar söylentileri söze dönüştürerek söylemeğe başladık vesselâm...
"BİR MUSÎBET, BİN NASÎHATTEN EVLÂDIR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: