Salı, Haziran 21, 2011

İZLİ-YORUM, GİZLİ-YORUM!...

Yazımı göndermek için açtığım internette; "Behiç Kılıç Hayatını Kaybetti!" haberiyle, beynimin bir yerlerinin göçtüğünü hissettim!

"İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi raciûn"

Söylentileri yiğitçe söyleyebilen bir yiğit kalem sustu! Behiç Ağabeyim'e rahmet, ailesi ve sevenlerine-sevdiklerine sabır ve başsağlığı diliyorum...

----------------------------------------------

GİZLİ-YORUM, İZLİYORUM!...

İbretle hatırlıyor, hayretle izliyorum! Atatürk'ün Okuma Yazma Seferberliği için başlattığı Eğitmen Kurslarını, bu kurslardan yetişmiş Eğitmenlerin, okuma-yazma seferberliğinde elde ettikleri başarıları hatırlıyorum!
Sonra Köy Öğretmeni yetiştirmek üzere kurulan Köy Enstitülerini, buralardan yetişen "Ülkücü Kadro"ların; bir yandan örgün eğitim verirken diğer yandan örnek çiftçiliklerini hatırlıyorum! Köy öğretmenlerinin gerektiğinde baytar, gerektiğinde hemşire, dişçi gibi acil müdahelelerini hatırlıyorum! 1970'li yıllara kadar bu öğretmenlerin yetiştirdiği Vatan-Millet sevdâlısı kadroları ve o kadroların başarılarını hatırlıyorum! Fakir Baykurt'un 7 Mart 1959' da; "Bir toplumun bütün bireyleri ülkücü olmaz. Ülkücüler yüreği daha fazla yanıp tutuşan, gördüklerinden gözleri daha fazla yaşaran insanlardır. Böylesi de az bulunur ama bulunur! Bunlar toplum arabasını götüren ön tekerler gibidir. Ön tekerler nereye giderse arka tekerler de oraya gider. Hiçbir toplum bunlarsız olmaz, bunlarsız ilerleyemez." diye tarif ettiği bu kadro ile milletin 50 yıl, bir Cumhuriyet gururuyla yaşadığını hatırlıyorum!
1970'li yıllarda "Yedi Düvel"den kalma "müttefik"lerimizin dikte ve dayatmalarıyla yozlaştırılan bu kadrodan sonra Alparslan Türkeş'in, öğretmen yetiştiren eğitim kurumlarına verdiği önemi; 1970'li yılların ilk yarısında Eğitim Enstitülerinden yetişmiş öğretmenlerin son kalıntılarının, "Ülkücü Türk milliyetçileri" tavrı ile günümüzde 2.Cumhuriyetçilere, Yeniden Osmanlıcılara, Küreselcilere, Haçlı Müslümanlara karşı verdikleri destansı direnişi görüyor, izliyorum!
Ve 9 yıllık AKP Hükümetleri sürecinde; "Devletin kılcal damarlarına sirâyet edinceye kadar binlerce lira harcayıp bir lira kazanın, gerekirse hakim satın alın, savcı satın alın." fetvâsıyla hedef alınan kurumlardan pilot kurum seçilen Emniyetteki kadrolaşma hareketlerini ve Polis Koleji mezunlarının;"Beraber yürüdük biz bu yollarda" AKP Marşı şarkıyla kep fırlattıkları mezûniyet törenini izliyorum!
AB-D dikteleri ve Geceyarısı yasalarıyla Orduya karşı eli kuvvetlendirilen, PKK'ya karşı kolu bağlattırılan Emniyet Güçleri vasıtasıyla "Katıksız çadır hapsi"ne çarptırılan TSK'nın, kendilerinde rütbelerinden dolayı güç vehmeden generallerinin, görev başından hapse götürülüşlerinin sıradanlaştırıldığını izliyorum!
Vatanın parayla alınıp satılabilen arsaya dönüştürüldüğünü, "Seccademi serdiğim yerdir." diye önce gelenin kapabileceği kadar kıymetsizleştirildiğini ve sınırsızlaştırıldığını, canım yanarak izliyorum!
"Evimizin Evi" Vatan'ın kapıları olan sınırlarımızın; koparıldıkları yerlerimizin hala kanadığı yeni komşu(!)larımıza açılarak 'Yolgeçen Hanı'na dönüştürüldüğünü hatırlıyorum!
"Vatan sevgisi imandandır." hâdisi'nin îman tacirlerinde tahrîf edilişini; "Kişi kavmini sevmekle kınanamaz." hâdisi ile dînen meşrû milliyetçiliğin, 'Müslüman Siyasetçi' sıfatlı, eski Milli Görüşçü BOP Eş Başkanı vasıtasıyla yok edilmeğe çalışıldığını izliyorum!
Her türlü milliyetçiliğe karşı olduğunu söyleyen BOP Eş Başkanı ve şürekası tarafından şımartılan şövenist bölücü Kürtçülerin yaptıklarını, PKK'nın Anadolu'nun heryerinde, istediği zaman Başbakan Korumalarına dahi saldırabildiğini, öfkeden çıldırarak izliyorum!
Ben de izliyorum, millet te izliyor, Devlet te izliyor, izlemekle görevlendirilmiş Devleti korumakla görevli kurumlar da izliyor! "BOP ile Türkiye'nin de içinde olduğu 22 ülkenin sınırları değişecek." diye diğer Eşbaşkan'ın Dışişleri bakanı açıklama yapıyor, bizim Eşbaşkanımız, izliyor!
Cambaz bir tane, cambazın üstünde niye yürüdüğünü bir türlü anlayamadığım telin gerildiği direkler iki tane; seyirci sayısız, "Cambaza bak!" diyen amigoların, ne zaman, nereden çıkacakları belli değil!
Hayretteyim! Öfkeliyim! Heyecanlıyım! Umutluyum ve kurt sabrıyla izliyorum vesselâm...
ÜMİTSİZLİK ÎMANSIZLIKTIR...
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: