Pazartesi, Haziran 06, 2011

GÖNLÜM DİYARBAKIR'DA KALDI...

Müfterîler, sahtekârlar, işbirlikçi korkaklar, ürkek sahtekâr ümmetçiler, Haçlı Müslümanlar, millet sevdalısı gönlümü Diyarbakırlı kardeşlerimin ayakları altına atmama izin vermediler!

"Sen gidersen benim başka kimim var" diye Diyarbakır gönlüyle soracağım sorumu sormamı engellediler! 6 Haziran'da Diyarbakır'da olamazsam ölürüm." demiştim ölmedim! Ben gidemedim diye Diyarbakır meydanı boş kalmadı! Ben gidemedim diye saf bozulmadı!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin şahsında bütün Türk Milliyetçilerinin gönlü, Diyarbakır'daydı hamdolsun.
Güneydoğuda başka, Ege'de başka, İçanadoluda başka, Akdenizde-Karadenizde başka başka dillerle konuşan AKP'nin BOP Eş Başkanının aksine; Ankara'da, İstanbul'da söylenen, bütünleyici milliyetçi arzular, hayâller Diyarbakır'da da aynen söylendi.
Kepenkler kapatılmadı! Sokaklar yakılıp-yıkılmadı! Güvenlik güçleri taşlanmadı! Öteleyici, ötekileştirici, ayrıştırmacı tek cümle duyulmadı ama Haçlı'nın, Okyanus Ötesi'nin, AB'nin ayrıştırmacı-bölücü taşeronu terörist gruba taviz de verilmedi! Heryerde olduğu gibi Diyarbakır'da da Türk Milletine, Türk Milletinin âlicenap gönlüne hitâbedildi! Bu manzaraya çok ihtiyâcımız vardı!
Diyarbakır MHP İl Başkanı ve kanaat önderlerinin ağız birliği ile söylediği; "Diyarbakır'da devlet yok!" şeklindeki acı feryatlarına rağmen millet sevdâlısı Diyarbakırlılar meydandaydı!
Diyarbakır'daki alana sığmayan kalabalık, bindirme kıtalardan da oluşmamıştı! Elbette civar illerden gidenler vardı. Mesela ben; sebebini hâlâ bilmediğim bir uygulamayla engellenmeseydim Diyarbakır'da olacaktım. Millet Sevdalısı gönlümü, Diyarbakırlı kardeşlerimin ayakları altına atacaktım! Ezip geçseler "Of" demeyecek; gönlümü gönlüne katan her Diyarbakırlı ile birlikte, yürekten "Oh!" diyecektim! Bırakmadılar!
Diyarbakır'ın uzak ilçelerinden birinden, bir Kürt Kardeşimiz miting alanına gelebilmek için eşinin küpelerini satmışmış! Televizyondan bunu, bir Diyarbakırlı'nın ağzından duyunca biraz burulmasına rağmen gururla gözlerim yaşardı! Bin yıllık kardeşliğin devamı için, bu kardeşliğin devam ettiğini gösterebilmek için eşinin küpelerini satabilecek kaç tane "dolma kalem", kaç tane işbirlikçi, kaç tane Haçlı Müslüman, dinci-Allahçı-cemaatçi çıkar? Bu olağanüstü fedakârlığı sadece birlik-beraberlik sevdâsı yaptırabilir! Yürekleri Allah korkusu ile dolu olduğu için başka hiçbir korkuyu tanımayan mütevekkil Türk Milleti mensuplarından başkası bu fedakârlığı düşünemez bile!
Adlarını yazarak kalemimi, dilimi, elimi murdarlamak istemediğim bazı kiralık "dolma kalemler", canlı yayınlarda provakatörlüklerine devam ediyorlardı! İftirâlarına, alçaklıklarına devâm ediyorlardı! Hem ağzımı murdarlamamak, hem de reklamlarını yapmamak için adlarını asla anmayacağım bu ucuz fikir fahişelerinin, Diyarbakır'dan dünyaya birlik fotoğrafı veren İstasyon Meydanı'ndan nasıl ürktüklerini izledim!
Diyarbakır ne kadar Kürtse ülkücülerin de o kadar Kürt olduklarını, ülkücüler ne kadar Türkse Diyarbakırlıların da o kadar Türk olduklarını, bu fotoğraftan başka nasıl gösterebilirdik? Bin yıllık Kürt kardeşlerimizi ne kadar sevdiğimizi başka nasıl ifâde edebilirdik! Ne mutlu Türk olana değil, ne mutlu Kürt olana değil, "Ne mutlu Türk'üm diyene" demenin hazzını ve gururunu başka nasıl anlatabilirdik?
AB'nin değil, Dünya Türk Birliği'nin yolunun Diyarbakır'dan geçtiğini, bütün Haçlı dünyaya, işbirlikçi entellere, "dolma kalemler"e, BOP Eş Başkanı ve şürekasına, bölücü alçaklara başka nasıl gösterebilirdik?
Sağ olun Diyarbakırlılar! Sağ olun Kürt Kardeşlerimiz! Sağ olun "Ne mutlu Türk'üm diyene" birleştirici formülünü bihakkın yaşayan ve yaşatan MHP'liler! Diyarbakır'da görüldü ki bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız ve 12 Haziran'da haddini aşan bütün şer düşüncelere, korkaklara, kiralıklara, fikir fahişelerine hadlerini Türk Milleti olarak göstereceğiz. Şimdiden kutlu olsun...
"DEME BANA KAYI, OĞUZ, OSMANLI/ TÜRK'ÜM BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: