Cuma, Mayıs 16, 2008

ALTERNATİF ORDU MU?

Memlekette bir şeyler oluyor!
Korkağı korkutacak, ürkeği ürkütecek, cesuru öfkelendirecek, hür akıllıların dolayısıyla vicdanlıların midesini bulandıracak işler oluyor!
Peşpeşe şehit haberleri ile nerdeyse ilgilenilmiyor artık! Vatanın bütünlüğünden, devletin bekasından daha önemli bir hale getirildi AKP'nin kapatılma davası!
30 Ağustos'ta Genel Kurmay Başkanımız'ın görevi bitiyor, yeni Genel Kurmay Başkanımız ısınma turlarında ama önemli değil "Dolma Kalemler"ce! Haberin ve haberciliğin merkezi de, konusu da, olmazsa olmazı da Recep Tayyip Erdoğan!
Geçtiğimiz günlerde, 68 Kuşağı'nın Milliyetçi Toplumcu kesimini temsilen, kanaat önderlerinden Nihat Çetinkaya, bir televizyon oturumunda, 1 Mayıs olayları ile ilgili konuşurken; "İktidar, polis kanalıyla alternatif bir ordu kurmak düşüncesinde ve 1 Mayıs'ta da bunun provasını yaptı!" mealinde çok ciddiye alınması gereken bir tesbitte bulundu!
Bu düşüncede haklılık payı var sanki!... Çünkü AKP iktidarı süresince; her türlü bölücülüğü temsil eden miting provalarında demokrasi adına "koruma-kollama" görevi yapan polis, 1 Mayıs'ta kendileri gibi emekçi olan işçiye karşı çok insafsız olma talimatı almış ve çok acımasızca kullanmıştı bu emri!
Geçtiğimiz günlerde adı bende saklı bir okurumuzun feryâdını sütunuma taşırken hatırlatmaya çalışmıştım. Emniyette ki kutuplaşmanın tehlikesine ve cemaatleşmenin boyutuna dikkat çekmeğe çalışmıştım. Bir polis memuru okurumuz; "Mustafa bey, yedi yıllık polis memuruyum, şu an ............'da görev yapıyorum. Sizden isteğim, emniyet içersindeki Fetullahçı kadrolaşmayı yazılarınızla vatandaşa anlatmanız. Her karakolun içersinde en az iki tane Fetullahçı polis var ve herşeyi rapor olarak cemaate sunuyorlar. Eğer bunlarla iyi geçinmezseniz, istediğiniz birimde çalışmak yada istediğiniz yere tayin olmanız hayal. Hele hele istihbarat ve teknik takip kadrolarına, belli bi cemaat geçmişiniz yoksa, asla giremez, oralarda çalışamazsınız. Polis memuru yada emniyet müdürü farketmiyor, hangi rütbede olursanız olun, emniyette Fetullahçı değilseniz, sürgün yemeniz an meselesidir. Araştırdığınız taktirde konunun ne kadar vahim olduğunu göreceğinize inanıyorum." şeklinde feryâd ediyordu!
"Hele hele istihbarat ve teknik takip kadrolarına bir cemaat geçmişiniz yoksa asla giremezsiniz." cümlesine, bir daha ve çok dikkatle bakmak gerek diye düşünüyorum.
Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt, 2 aydır takip edildiğini söylüyor. Kendisini takip eden aracı ihbar ederek yakalatıyor ama araç emniyet aracı olduğu için arama yapıl-a-mıyor! Ve işin en korkunç tarafı AKP'nin kapatılma davası iki aydır açılmış ve bu dava, Anayasa Mahkemesi'nde görülüyor!
Buna tesadüf diyenin samimiyetinden şüphelenmek şöyle dursun, o da aynı ekipten değilse açıkça deli derim de başka birşey demem!
Aynı cemaatleşme, cemaatleştirme takip ve operasyonları Milli Eğitim Bakanlığı'nda da uygulanıyor! Yine bana gelen mektuplarda ve bizzatihi yapılan şikayetlenmelerde; resmi şikâyet yok ama sözlü takiple öğretmenler hakkında belli odaklara ihbarlar yapılıyormuş! Resmen bir şey yapılamadığı için olmadık bir zamanda, olmadık sudan bir bahane ile öğretmenlerin başında kıyametler koparılıyormuş!
Bunları gördükçe, duydukça sadece öfkelenmiyor, Nihat Çetinkaya'nın; "polis çatısı altında oluşturulmaya çalışılan alternatif ordu" tarifini, çok ciddiye alarak düşünüyorum!
Endişeliyim! Öfkeliyim!
Ama bu hazırlıklara, bu yıldırma politikalarına karşı çareyi de biliyorum. Osman Paksüt'ün eşleri Hanfendi'nin dedikleri gibi, ben de; "Devlete güvenimiz sonsuzdur." diyorum.
Arap Yarımadası'nda olduğu gibi, coğrafyası atlas üzerinde cetvelle çizilerek oluşturulan kabile devletçikleri ile 10.000 yıllık töresi ve türesi olan, gelişmiş teamülleri olan Devletimiz'i karıştıranların akıllarının acziyetine hayret ediyorum...
Hayretle, öfkeyle, midem bulanarak ve sabırsızlıkla olacakları hissederek bekliyorum tabi!
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: