Çarşamba, Mayıs 07, 2008

SESLİ İÇ HESAPLAŞMA VEYA ÖZELEŞTİRİ, ADINI SİZ KOYUN!...-I-

Zaman bu kadar hızlı, ömür bu kadar kısa, galibiyet ve mağlûbiyet bu kadar mı kolaymış? Rakip veya rakiplerin çok güçlü olması, mertçe-yiğitçe bir mücâdeleden yanik çıkmak ihtimâl dahilinde olan bir gerçek ama teslim olmak, teslîmiyet; haklının zalim haksız karşısında susabilmesi, bu kadar mı kolaymış?
Kimlere direnmiştik yıllarca!
Kimlere kafa tutmuş teslîm olmamıştık çocuk sayılacak genç yaşımızla!
Saldırmışlardı, direnmiştik!
Öldürmüşlerdi insafsızca, çoğalmıştık!
Hapsetmişlerdi. Hürriyetimizi hücrelerimizde sınırsız kullanabilmeği öğretmiştik hür dünyaya!Firarlara düşmüştük, kaçak olmuştuk vatanımızda! Cüda kalmıştık vatanımızdan, efsâneleşmiştik!
Türk'tük, Türk Milliyetçisiydik! Milliyetçi Toplumcuyduk! 9 Işıkçı'ydık! Müslümandık elhamdülillah ve imanlıydık.
Kabımıza, çevremize, sınırlarımıza sığmazdık, Turancıydık! Âlemin nizamından sorumlu sayardık kendimizi, "Allah'ın Askerleri" sıfatlı bir ceddin ahfâdıydık!
Paramız yoktu. Varlıklı değildik ama ikrâm yapabilecek kadar zengindik!
Oyumuz yoktu! Çoğumuzun yaşımız tutmuyordu! Ama bir gecede uydurma raporlarla yaşımız büyütülerek idam edilecek kadar reşîttik!
Suçsuz olarak idam edilirken davamızı mahşere taşıyabilecek kadar imanlı ve cesurduk. ABD'nin "Bizim Çocuklar"ını korkutacak cesâmetteydik!
Maddî olarak, madde olarak, güç tarifinin sıfatı olan hiçbir şeyimiz yoktu. Ama vardık! Çok güçlüydük. Bizi var eden, bizi baskılara karşı dirençli kılan bir birlikteliğimiz vardı!"Her türlü emperyalizme ve her türlü kültür emperyalizmine hayır diyen bir Başbuğumuz vardı."Ne Amerika, ne Rusya, ne Çin; herşey Türk'e göre, Türk tarafından, Türk için." diye sloganlarımız ve buna inancımız vardı!
"Tanrı dağı kadar Türk, Hıra Dağı kadar Müslüman" tarifimiz vardı. Ülkümüz vardı!"Gök girsin kızıl çıksın!" diye Türkçe ant içer, "Allahüekber" diye tekbir getirirdik!
Yıllar geçti süratle ve insafsızca... Yaşlarımız büyüdü. Hane sahipleri olduk. Çoluk-çocuğa karıştık. İşle-güçle tanıştık. Eşlerimizle, çocuklarımızla birlikte sayımız kat-kat arttı. Ama nasıl olduysa oldu, siyâseten güç kaybettik, küçüldük!
Onlarca yıl; "Vatan ne Türkiye'dir Türklere ne Türkistan/ Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir Turan." diye naralar atmışken, Türkistanlı Kardeşlerimiz'e soykırım uygulayan Çinli'ye "Devlet Nişanı" taktık!
Onlarca yıl; "Her türlü emperyalizme hayır!" demişken, "Onurlu AB Üyeliği" dedik! Onlarca yıl; mozayikçilere, halklar ve halkların eşitliği diyenlere, Türkiyeli'lere, alt-üst kimlik vehmedenlere "Tek Millet Türk Milleti" diye karşı durmuşken; "Çiçek Bahçesi" gibi "Türkiyeli"den daha zayıf ve ayırımcı bir tarifle ortaya çıktık!
Millet adına, milliyetçilik adına milliyetçiliğe yakışmayan işler yaptık! Milleti incittik! Millet te bizi incitti elbette!
Millet adına, millete yenildik!
Yenilmek zor biliriz ama millete yenilmişliğin verdiği teselliye razı olduk!
Yenileceğimizi bile-bile, millete ters düşerek girdiğimiz halleri ve dolayısıyla da gelen yenilgiyi, sesli olarak düşünmeye, herkesi hafızalarını zorlamaya ve yine ülkücüyüm diyen herkesi özeleştiriye davet edeceğim!
(Devam edecek.)
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: