Cuma, Şubat 13, 2009

BAŞINIZI YESİN BAŞ ÖRTÜSÜ!...

Hay baş örtüsü, başınızı yesin; çarşaf ta kefeniniz olsun sizin!...
Yemekteyiz diye bir programa mecbur edildim bu gece! CHP'nin "çarşaf açılımı" tartışılacak diye saat 01.00'e kadar bekledim ve beklerken "yemekteyiz" programı ile dövüşüp durdum!
Sonra beklediğim program başladı! Yemekteyiz programını mecbûren seyrettiren tv yöneticilerini, yemîn ederim alkışladım! Böylesine seviyesiz, böylesine sığ ve sadece laf kalabalığı yapıp hiç bir şey söylemeyenlerin bir araya toplandığı ve artık sadece seyredeni siyâsetten soğutmaya yarayan bir programa feda ettim uykumu!
Bir yanda; yandaşlıklarını gazetecilikle kamufle etmiş ve söyledikleri kendilerini bile bağlamayan AKP'nin siyaset amigoları, diğer tarafta Millet vekilliği hasebiyle her söylediği partiye mal edilen bir hanım millet vekili! Böylesine dengesiz, böylesine eşit olmayan şartlarda, bir CHP milletvekilinin linç edilmesine hazırlanılmış ortam!
Kriz yoktu sohbette! Davos yoktu! Ne deniz Feneri, ne Tunceli'de dağıtılan siyâsî rüşvet yoktu! Yüksek Seçim Kurulu'nun yasağına kafa tutan, demokratik(!) yasa tanımazlık yoktu! "Ümraniye Bombaları" diye başlayan "Devlet Yanlısı Çete" soruşturması da yoktu!...
CHP'li bir Millet Vekiline karşı izinsiz ve kontrolsüz saldırılarla sorulan ve paylaşılamayan AKP'nin baş örtüsü ile, CHP'nin çarşafı çekiştiriliyordu mantıksız bir rekâbetle!
Konuşma adabı yok! Edep hiç uğramamış! Son zamanların yandaş medya tarafından popülerleştirilen süslü bir delikanlısı; eski Yeşilçam filimlerindeki Salih Güney veya Önder Somer'in kötü adam edâlarında, çok edepsizce bir ayak ayak üstüne atışla gûya, din/ahlâk/doğruluk ve baş örtüsü savunuyordu!
Bir dönem millet vekilliği de yapan, "Laikliğe karşı odak" bir patinin, şaraplı yemekler vererek dengeciliğine soyunan bir eyyâmcı kadın daha vardı ki, artık ona midem tahammül etmiyor! Fikren ikide bir dönmelerine, özel yaşantısına ahlâk kuralları bile pes etti yıllardır! Çok bilinen haliyle de, baş örtüsü ve çarşafı savunuyordu din adına ve demokratlık adına!
Her halde en az, otuz kere; "Hay başınızı yesin baş örtüsü!" diye homurdanıp durdum!
Bir yanda Ana Muhalefet, diğer tarafta MHP, diğer tarafta DSP'nin Sarı Oğlan'ı, el ele vererek önümüzdeki yerel seçimlerde AKP'nin kazanabilmesi için ne lâzımsa onu yapıyorlar!
Bu kadar kiralık oldukları belli olan, bu kadar açık amigolarla, 'yaygın basın ve medya'yı işgal eden AKP ve gûya muhalefet yapıyorum derken zorla milleti AKP'lileştiren en-tellek-tüeller varken, millet olarak işimiz zor!
Olmadık şey değil! Milletin yapmadığı bir şey de değil! İktidarı-muhalefeti, Meclis'teki bütün partileri sandığa gömen bu millet, bir daha aynı dersi vermez mi diye çok düşündüm ve hayâl kurdum.
Önümüzdeki yerel seçimlerde millet, Meclis'te bulunan partilerin tamamına -bir daha- haddini bildirir mi diye merak ettim!
Hükümet siyâsi rüşvetler dağıtıyor, muhalefet bol keseden vaat ediyor!
Ve millet te bunlara oy verecek öyle mi?
Her gün yüzlerce insanımız işini kaybederken, her gün onlarca iş yeri kepenk indirirken, milyonlarca kişi kredi kartlarından dolayı icra takibindeyken, iflas eden iş adamları, evine ekmek götüremeyen işsizler, emekliler, intihar ederken, yine gündemin baş köşesine baş örtüsü ve çarşaf taşınmaya çalışılıyor!
Başınızı yesin baş örtüsü sizin! Kefeniniz olsun kara çarşaf sizin!
Havanda su döverek ve milletin asla ilgilenmediği konularda, çene yarıştıradurun siz! Allah, milletin, sandık başında, bu kere efsûnlanmasına izin vermeyecektir eminim! Seçimde de işimiz Allah'a kaldı vesselâm!
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: