Perşembe, Şubat 26, 2009

SEÇİM OLA, HAYR'OLA...

Yerel seçimlere 30 gün kaldı.
Eğer İzmir MHP Büyük Şehir Belediye Başkan Adayı Musavvat Dervişoğlu'nu izlemeseydim; kamu avukatlığına soyunmuş ana muhalefet genel başkanı ile, AKP ve yandaşları adına savcılığa soyunmuş iktidar partisinin genel başkanlarının meydanlardaki körler kavgalarını ve diğer muhalefet genel başkanının sessiz seyirciliğini yorumlamaya çalışarak kendi kendime söylenmeğe devam edecektim! Bu söylenmelerim, teknik takibinin ve dinlenmesinin mümkün olmadığını bildiğimden oldukça hür! Hiç bir sözüme sınırlamam yok, yasağım yok!...
Önümüzdeki yerel seçimlerin, Recep Tayyip Erdoğan ile; İstanbul'da Kemâl Kılıçdaroğlu, Ankarada Mansur Yavaş, İzmirde de Musavvat Dervişoğlu arasında geçtiğini kesinlikle söyleyebilirim! Bir şey daha söylemeliyim; Recep Tayyip Erdoğan'a ciddî mânâda korkular yaşatan ve sayıları ters saydıran bu yerel siyâsilerin taşınmaz en ağır yükleri, genel başkanları!
Bir de itirafım olsun; Musavvat Dervişoğlu'nu izleyince, oylarımı nasıl kullanacağıma kararım değişti!. İzmir'i, İzmir olarak muhafaza edebilmek için kesinlikle AKP'ye teslim etmemek gereğine inananlardanım. Tavrım ve oylarım da bu yönde olacak. İzmir'i AKP'ye teslim etmemek, hayatımın en doğru seçimi olacak.
Henüz seçim yasakları başlamadığı için oylarımın dağılımını da açıklayayım. Meraklıları biliyorum! Başbakan'ın seçim meydanlarında; "Diğerleri, onları telaffuza bile gerek yok!" diye yok sayacak kadar demokrat(!)laştığı bir partiye oy vereceğim. Meclis'te grubu olan dört partinin hiç birine, ama hiç birine İl Genel Meclisi oylarımı vermem!
Tek benim oyum da olsa, Türk Milliyetçiliğine inandığım bir partiye vereceğim. Bu parti, Başbakan'ın "Diğerleri" diye adını anmaya tenezzül etmediği bir fikir partisi. Bu parti; kendi Kürtçü, soyadı Türk ve hain örgütün siyâsal temsilcisi, demokrasi diye dayatılan millî bütünlüğümüze zararlı sistemin gayr-ı meşrû bir çocuğunun, Meclis'te yaptığı Kürtçe konuşmaya Türkçe tepki verebilme yürekliliğini gösterebilen tek parti. Bu bölücülere verdikleri fiili tepkiyle de ayrıca gönlümü hoşnûd eden Alperenler'in hatırlarına, İl Genel meclisi oylarım, Büyük Birlik Partisi'ne, gadasını alsın!...
İlçe belediye başkanı oyum, kesinlikle Millî bütünlüğümüzü özümsemiş, "Türk-Kürt kardeştir, PKK kalleştir." diyen bir başkan adayına. AKP'ye asla ve kat'a oy vermem! Belediye Meclisi Üyeleri oylarımı; Büyükşehir Belediye Başkanı'na meclis oturumlarında destek versin diye, onun partisine... Büyük Şehir Belediye Başkanlığı oyumu ise kesinlikle, Devlet Bahçeli'ye rağmen Musavvat Dervişoğlu'na ve ellerim hiç titremeden vereceğim. Biliyorum ki nasîb olur seçimden gâlip çıkarsa bu başarıda Devlet Bahçeli'nin kesinlikle katkısı yoktur!...
Şimdi biraz da İzmir için paropoganda yapayım! En büyük mahâretleri vergi kaçırmak ve bunu kamufle edebilmek için de 20-30 derslikli okullar yapıp hayır sahibi görünmeyi başaran sermâye sahiplerine korkmadan direnebileceğine inandığım için; demokrasilerde istemesini bildikten sonra alınmayacak hiç bir şeyin olmadığını bilen birisi olarak, seçildikten sonra Bakan ve Milletvekillerinin tehdîtlerine rağmen hükümetten ve devlet kurumlarından isteyip söke söke alabileceğine inandığım için; İzmir'i ağız dalaşından başka hiç bir şey beceremeyen iki siyâset özürlüsünün çekişme malzemesi olmaktan kurtarabilmek için Büyük Şehir Belediye başkanlığı oylarını, Musavvat Dervişoğlu'na vermek akl-ı selîm gereğidir.
Bu seçimlerde, sadece İl Genel Meclisi oylarının, partilere sayılabileceğini bilerek; AKP, CHP, MHP ve diğer -adı kalemimi kirletir- gayr-ı meşrû partinin hâricinde, her hangi bir partiye vermek ise vicdân ve R.T. Erdoğan'a ders gereğidir! Mutlaka sandığa gitmek ise nâmus gereğidir. Keşke Musavvat Dervişoğlu'nu, dinleyenlerin sayılarını artırabilseler. Bir ülküdaşımın; "Musavvat'a, tanıdığını zannedenler oy vermez! Her kes oy verir!" kanaatini de bu gece kabul ettim!
Seçim ola, hayr'ola...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: